İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "Davacının davasının kabulü ile, Davacının davalıya ait 01.01.1996-30.06.2005 dönemi davalıya ait 54635 sicilli iş yerinde 1996-1997-1998-1999 yıllarında aylık net 1.000'er USD, 2000-2001 yıllarında net 1.150 USD, 2002 yılında net 1.380 USD, 2003-2004 ve 2005 yılında net 1.490 USD ücret ile çalıştığının tespiti ile karara ekli 25/3/2021 tarihli bilirkişi raporunda açıklandığı üzere SPEK tavan kazanç miktarları üzerinden yapılan değerlendirmeye ve aylık dolar kuru üzerinden yapılan hesaba göre kuruma yapılan SPEK bildirimlerine ek olarak 1996 yılı 1.dönem için 34.82 TL, 1996/2 için 43,67 TL, 1996/3 için 48,79 TL, 1997/1 için 74,05 TL, 1997/2 için 88,10 TL, 1997/3için 101,22 TL, 1998 /1 131,64 TL, 1998/2 145,97 TL, 1998/3 172,60 TL, 1999/1 227,43, 1999/2 250,51 TL, 1999/3 273,60 TL, 2000/1 1,020 TL, 2000/2 1,350 TL, 2000/3 1,800 TL , 2001/1 2,190 TL, 2001/2 3,360 TL, 2001/3 3,360...
K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre tarafların, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının 01/10/1992-01/04/2005 tarihleri arası sigorta primine esas ücretin belirlenmesi, emekli aylığının yeniden belirlenecek SPEK kazanca göre tekrar hesaplanması ve eksik yatırılan aylıklarında ödenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, yazılı olduğu şekilde davacının en son aylık brüt 1.586,67 TL üzerinden istemin kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varılmıştır. Bu tür hizmet tespitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği, Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş ictihadı gereğidir....
Toplu iş sözleşmelerine tabi işyerleri işverenlerince veya kamu idareleri veya yargı mercilerince verilen kararlara istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki ödemelerin hizmet akdinin mevcut olmadığı veya askıda olduğu bir tarihte ödenmesi durumunda, 82 nci madde hükmü de nazara alınmak suretiyle prime esas kazancın tabi olduğu en son ayın kazancına dahil edilir. Bu durumlarda sigorta primlerinin, yukarıda belirtilen mercilerin kararlarının kesinleşme tarihini izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi halinde, gecikme cezası ve gecikme zammı alınmaz ve 102 nci madde hükümleri uygulanmaz." düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda, gerek iş teftiş raporunda gerekse kurum kayıtlarında ödenen ancak bordroya ve SPEK tutarına dahil edilmeyen bir fazla çalışma ücretinden bahsedilmemektedir. İleri sürülen iddia fazla çalışma ücretinin sigortalılara eksik ödendiği iddiasıdır.5510 sayılı yasaya göre SPEK dahil olan tutarlar ödenmiş veya ödenmesine karar verilerek sonradan ödenen tutarlardır....
Sayılı kararıyla belirlenen ücret ve ücret niteliğindeki alacakların davacıya ödendiğini duruşma sırasında beyan etmiş olması ve bu beyana davacının itirazının bulunmaması gözetildiğinde; Mahkememizin 12.02.2020 tarih 2016/407 E., 2020/61 K. sayılı kararı ile belirlenen ücret ve ücret niteliğindeki alacakların davacının hizmet akdinin sona erdiği 2013/02. ayının prime esas kazancına ilave edilebileceği ancak davacının davalı şirkete ait işyerindeki hizmet akdinin sona erdiği 2013/02. ayındaki davacının sigorta primine esas kazanç miktarının SPEK üst sınırı üzerinden bildirilmiş olması nedeniyle Mahkememizin 12.02.2020 tarih 2016/407 E., 2020/61 K....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “2010/12 ayına ait SPEK tutarının 5.052,60 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir. VI....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “2011/4 ayına ait SPEK tutarının 5.004,82 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir. VI....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “2012/11 ayına ait SPEK tutarının 6.113,40 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir. VI....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “davacının 2011/11 ayına ait spek tutarının 5.440,50 tl olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir. VI....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “2010/8 ayına ait SPEK tutarının 4.943,40 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir. VI....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “2012/11 ayına ait SPEK tutarının 6.113,40 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir. VI....