HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN Yargıtaya Geliş Tarihi:14.09.2020 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; satış vaadi sözleşmesine dayalı iptal tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 28.01.2020 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 14.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 16/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN Yargıtaya Geliş Tarihi:17.07.2020 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, davada taraflar arasındaki uyuşmazlık kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 28.01.2020 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 23 Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 03/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Danıştay Altıncı Dairesinin 17.3.1983 günlü, 1079 sayılı iptal kararın da, davacının yol üzerinde kalması nedeniyle yıktırılan gecekondusuna karşılık adına konut yapmaya elverişli arsa tahsisi gerekirken ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın 92/460 m2 sinin hisseli olarak tahsisinde, 775 sayılı yasanın, plan uyarınca gecekondusu yıkılan ve açıkta kalan vatandaşlara konut temin etme amacına uyarlık bulunmadığı belirtilmekte ve anılan karar doğrultusunda idarece davacıya ya geri kalan hissenin ya da konut yapmaya elverişli bir başka arsanın tahsisi gerektiğine karar verilmiş bulunmaktadır. İdare, daha önce hisseli tahsis edilen parselin geri kalan hissesinin tahsisi yolunu tercih ettiğine göre günün rayiç bedeli üzerinden işlem yapılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır....
ın da katılanla taşınmazın satışı konusunda anlaştığı ve gerekli belgeleri alarak tapu sicil müdürlüğüne başvurduğu, bunun üzerine ....Tapu Sicil Müdürlüğünce ....Belediye Başkanlığına yazı yazarak satılacak taşınmazın hisseli satışının yapılıp yapılamayacağı, taşınmazın imar planı veya bölge planı ya da çevre düzeni planı kapsamında kalıp kalmadığı, hangi amaca tahsis edildiği ve hisseli satışın yapılmasında belediyece sakınca bulunup bulunmadığı hususlarının sorulduğu ve elden takipli olarak sanığa verildiği, belediyenin de taşınmazın imar planının olmadığını içerir yazıyı sanığa verdiği, taşınmazın hisseli satışının mümkün olmadığını bilen sanığın taşınmazın imar planı içinde olduğu ve satışında sakınca bulunmadığı hususlarını içeren sahte belgeyi oluşturarak tapu müdürlüğüne verdiği, bu belgeye istinaden de malikler adına vekaleten ... tarafından katılana taşınmazın 15.08.2011 tarihinde satıldığı, satış bedelinin de vekil ... tarafından katılandan alınarak sanığa verildiği, bu suretle...
-K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin iki hisseli üyesi olduğunu, 07.05.2006 tarihli olağan genel kurul toplantısına usulüne uygun olarak çağrılmadığını, söz konusu genel kurulda haksız ve usulsüz olarak ihracına karar verildiğini ileri sürerek, 07.05.2006 tarihli kooperatif olağan genel kurul toplantısının iptali olmadığı takdirde müvekkilinin ihracına ilişkin maddenin iptali, müvekkilinin davalı kooperatifin iki hisseli ortağı olduğunun ve bu üyeliklerle ilgili olarak yapmış olduğu ödemelerin tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yönetim kurulu karar defterinde tahrifat yapılması nedeniyle davacı yönünden böyle bir kararın alındığını belirterek, davanın reddini savunmuştur....
Bu tanıma göre paylı mülkiyetin söz konusu olması için birden fazla kişinin bir mala paylı malik bulunması ve bu malin malikleri arasında maddi olarak paylaşılmamış olunması gerekir. Burada her paydaşın mülkiyet hakkı belli bir payla ifade edilir. Her pay diğerinden bağımsız, ayrıca tasarrufi işlemlere konu olabileceği için bir bakıma paylar taşınmaz hükmüne tabi tutulmuştur. Bütün bu anlatılanlardan sonra kısaca ifade etmek gerekirse, dava konusu taşınmazlar bidayette elbirliği mülkiyetine tabi olsa bile 1996 yılında paylı mülkiyet rejimine tabi olarak tapuya tescil edildiklerinden 30.10.1987 tarihli sözleşme ifa kabiliyeti kazanmıştır. Mahkemece yapılan bu saptamalara uygun bir hüküm kurulması yerine davanın yazılı bazı gerekçelerle reddi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın iadesine, 11.04.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"Daire : DOKUZUNCU DAİRE Karar Yılı : 1991 Karar No : 411 Esas Yılı : 1989 Esas No : 3290 Karar Tarihi : 14/02/991 BİR BAŞKASININ VERGİ BORCUNDAN DOLAYI MÜLKİYETİ KENDİSİNE AİT OLAN MALIN HACZEDİLMESİ OLAYINDAN DOĞAN UYUŞMAZLIĞA BAKMA GÖREVİNİN ADLİ YARGIYA AİT OLDUĞU HK....
AYIPLI MALIN MİSLİYLE DEĞİŞTİRİLMESİ 4077 S. TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN [ Madde 4 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki ayıplı malın iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilâmda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu Saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı, davalıdan satın aldığı araçta gizli ayıp bulunduğunu öne sürerek, aracın yenisiyle değiştirilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
K A R A R Davacılar; baba-oğul olduklarını, davalı şirket ile aralarında dört ayrı hisseli gayrimenkul sözleşmesi imzalandığını, Kat Mülkiyeti Kanunu’nda hisseli mülk olarak tanımlanan bir satış şekli bulunmadığını, bu nedenle imzalanan sözleşmenin geçersiz olduğunu, cayma haklarını kullanmak istediklerini, sözleşmenin haksız şart içerdiğinen birçok hükmü olduğunu, hile ile geçersiz bir sözleşmenin kendilerine imzalatıldığını ileri sürerek; dört adet sözleşmenin geçersiz olduğunun tespiti ile satış bedeli olarak ödedikleri 28.550,00 TL’nin faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince; davanın kabulü ile taraflar arasında imzalanan 13.08.2011 tarih ve 14938, 14936, 14937 nolu sözleşmeler ile, 14.08.2011 tarihli ve 14909 tarihli sözleşmelerin feshine, davalı tarafça davacı ...'...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Oluşa ve dosya kapsamına göre, olay günü olan 09/03/2012 tarihinde katılanın hisseli taşınmaz alımını kapsamayan ...'ya vermiş olduğu düzenleme şeklindeki vekaletname uyarınca, Bodrum ilçesi Turgutreis Beldesi 5415 parsel nolu yerde bulunan taşınmazın katılan ... adına hisseli olarak tapuya tescil ettirildiği, bahsi geçen tescil işlemini olay tarihinde Bodrum Tapu Müdürlüğü'nde görevli memur sanık ... ve müdür yardımcısı sanık ... (...)'...