'den kullanılan ön ödemeli konut finansmanı sistemi kredi sözleşmesi nedeniyle toplam 61.250,00 TL kredi sebebiyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine" şeklinde menfi tespit hükmü kurulmasının hatalı olduğunu, zira; kredi sözleşmesinin iptal edilmesi sözleşmeyi hükümsüz hale getireceğinden ayrıca bir menfi tespit hükmü kurulması ve bu yönde bir talebin bulunması hukuka aykırı olup menfi tespit hükmü yönünden kararın kaldırılması gerektiğini, yalnızca geçerli bir kredi sözleşmesinin bulunması halinde talep edilebilecek olan bakiye taksit tutarlarının mezkur sözleşmenin iptaline ilişkin verilmiş karar ile talep edilme imkanı kalmamasına rağmen yerel mahkemece tekrar menfi tespit hükmü verildiğini, yerel mahkeme tarafından verilmiş olan menfi tespit hükmünün iptali gerekmekte olup, kararı bu yönüyle de istinaf etme gereğinin hasıl olduğunu ileri sürerek, öncelikle tehir-i icra taleplerinin kabulüne karar verilmesine ve detayı ile açıkladıklerı gerekçeler ve re'sen tespit edilecek...
Davacı ile davalı şirket arasında 06.01.2011 tarihli hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin konusunu teşkil eden tapunun davacıya devredildiği husunda taraflar arasında ihtilaf olmayıp bu husus mahkemeninde kabulündedir. Mahkemece, sözleşmenin iptal edilmesi halinde tapununda iptalinin gerekeceği, taşınmazın aynına ilişkin değişiklik içerecek davanın taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekeceği kabul edilerek yetkisizlik kararı verilmiştir. Hemen belirtmek gerekirki, davacının eldeki davadaki talebi sadece sözleşmenin feshi ile uğradığını iddia ettiği maddi zararlarının tahsiline ilişkin olup, tapu iptal ve tescil gibi taşınmazın aynına ilişkin bir talebi bulunmamaktadır. Öte yandan yargılama esnasında da taşınmazın aynına ilişkin araştırmayı ve tartışmayı gerektirecek bir hususta yoktur. Bu itibarla, eldeki davanın taşınmazın aynına ilişkin dava gibi değerlendirilmesi mümkün değildir....
ne ait Afyonkarahisar İli, Gecek havzası Kütahya yolu 6.km hudutları içerisinde şirkete ait parsel üzerinde bulunan, Salutaris termal otel tesisinde dönerli sistemle kullanabileceği sözleşmede mahalli belirtili olan 1 adet 1/52 hisseli gayrimenkul edinmek isteyen alıcıya, tahsis olunan hisseli gayrimenkulün teslim koşulları ..." şeklinde ve yine "TESLİM ŞEKLİ" başlıklı 5. maddesinde "... A.Ş.'ye ait inşası devam eden satılan hisseli gayrimenkul ..." şeklinde ifade edilen hükümlerle taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı ve söz konusu sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu (6098 sayılı TBK m.288, Tapu Kanunu m.26, Noterlik Kanunun 60, ve TMK m.706.) ve bu sözleşmeye dayalı olarak tarafların ancak verdiklerini iade edecekleri " gerekçesiyle; davanın kabulüne, 7.850,00 TL'nin 17.02.2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir....
Davacı vekili, davalının vekili Tolga Suha Selçuk ile davacıların vekili Sadık Ulukaya arasında akdedilen dava konusu 06.06.2013 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 1351, 1352, 1353, 1354, 1355, 1356, 1357, 1358, 1359, 1360, 1361, 1362, 1363 ve 1364 parsel sayılı taşınmazdaki davalının hak ve hisselerinin tamamının %56'sını 100.000,00TL bedelle davacı ...'ya, %44'ünü de 75.000,00TL bedelle davacı ...'ya satmayı vaad ve taahhüt ettiği, sözleşmede taşınmazların zilyetliğinin devredildiğini belirterek dava konusu taşınmazların davacılar adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı süresinde davaya cevap dilekçesi vermemiştir....
K sayılı ilamı ile; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin "Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi" olduğu, sözleşmede konutun niteliğinin ticari olarak belirtildiği ve tarafların tüketici sıfatını taşımadığı, bu nedenle Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik karar vermiş, dosya mahkememize tevzi edilmiştir. Dava; davacı tüketici ile dava dışı şirket olan ...... Yapı İnşaat Ticaret A.Ş. arasında düzenlenen kıymetli evrak niteliğindeki bonoya ciro yoluyla hamil olan davalı tarafından icra takibine konulması nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir. İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre; davacı ve dava dışı ....... Yapı İnşaat Ticaret A.Ş. Arasında 03/06/2017 tarihli "Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi" imzalandığı, sözleşme uyarınca davacı tarafından lehdarı ....... Yapı İnşaat Ticaret A.Ş. olan 03/06/2017 düzenleme tarihli, 30/04/2018 ödeme tarihli, 110.830,00 TL bedelli bono verildiği, bononun cirolanarak önce .........
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin noter kanalı ile düzenlendiği, tapunun davalı adına tescilinin kesinleştiği tarih itibari ile davacının davalı taraftan taşınmazın satış vaadine konu edilen kısmının tescil talebinde bulunmaya hak kazandığı ve her ne kadar davacı tarafça satılan kısmın taşınmazdan ifrazı ile adına tescil talebinde bulunulmuş ise de taşınmazın mutlak tarım arazisi kapsamında olduğu, taşınmazdan ifraz koşulunun sağlanmadığı; ancak davacı tarafın aynı zamanda hisse verilmek sureti ile tescil talebi bulunduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne, taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmaz 7792 hisse kabul edilerek 2000/7792 hissesinin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, bakiye 5972 hissenin davalı taraf üzerinde mevcut hali ile bırakılmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2021/759 Esas KARAR NO : 2022/240 DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım) DAVA TARİHİ : 17.12.2021 KARAR TARİHİ : 25.03.2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31.03.2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı dava dilekçesinde; Taraflar arasında konut mahiyetindeki taşınmazların karşılıklı yer değiştirilmesi ve davacının 120.000,00 TL kredi çekerek davalıya ödeme yapmak koşulu ile 20.000,00 TL senet ve 3.000,00 TL kapora vererek anlaşma yapıldığını ancak gayrimenkul alımından vazgeçmesi üzerine senedi geri alamadığını ve .. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile senedin iadesini istediğini ancak davalı tarafça senedin iade edilmeyerek Ankara ...İcra müdürlüğünün ... esas sayılı takip dosyası ile icra takibine geçtiğini davalının kötü niyetli olarak bu işlemi gerçekleştirdiğini belirtilen nedenler ile ihtiyati tedbir kararı verilerek takibin durdurulmasını...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.05.2014 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, 27.01.2014 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalılardan bir kısım taşınmazları aldıklarını belirterek tapu iptal ve tescil talep etmiştir. Davalılar ... ve ... vekili, bir kısım taşınmazları kabul etmiş, bir kısmına ilişkin sözleşmelerin geçersiz vekaletname ile yapıldığı gerekçesi ile davanın reddini savunmuştur....
Somut olayda; davacı, taraflar arasında düzenlenen, hisseli gayrimenkul satış (devre mülk) vaadi sözleşmesinin davacı tarafça tek taraflı olarak feshedilmesine rağmen davalıya verilen senetlerin iade edilmediği ve vadesi gelen senetlere ilişkin icra takibi başlatıldığını ileri sürerek icra takiplerinin durdurulması ve iptali ile vadesi gelmeyen senetlerin ödemesinin durdurulması ve iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. Devre mülk hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır. Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun Tüketici Mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
Tüketici Mahkemesi'nin 2020/410 Esas, 2020/473 Karar sayılı ve 04/12/2020 tarihli kararı ile; " davacının davalı şirketten çeşitli tarihlerde münferit devremülkler satın aldığı, bu devremülklere ilişkin taraflar arasında Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi başlıklı 8 adet sözleşme imzalandığı, 8 adet devremülk satın alan davacının yalnızca devremülkü kullanmak veya tatil amaçlı olarak aldığının kabulünün Tüketici Kanununun amacı ile bağdaşmadığı ve 6502 sayılı kanunda belirtilen "tüketici" tanımına girmediği, davacının yatırım amacıyla devremülkleri satın aldığının değerlendirildiği, bu nedenle taraflar arasındaki hukuki işlemin tüketici işlemi niteliğinde olmayıp, yasanın 73. maddesi gereğince Tüketici Mahkemesi olarak mahkemenin davaya bakmaya görevli olmadığı, davaya bakmaya genel mahkemelerin görevli olduğu " gerekçesiyle; davanın mahkemenin görevsizliği nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir....