DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; İİK'nun 72. maddesi uyarınca menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup; hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Uyuşmazlık, davacının, davalıya davaya konu icra takibi nedeniyle borçlu olup olmadığı ve davadan önce takibe konu borç tutarının takip alacaklısına ödenmesi sebebiyle davalıdan istirdatını isteyebileceği herhangi bir alacağı bulunup bulunmadığı, varsa miktarı noktasında toplanmaktadır. 1-Menfi tespit davası, 2004 sayılı İİK'nın 72.maddesinde düzenlenmiş olup, menfi tespit davasında amaç, bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekte mevcut olmadığının tespitine yöneliktir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın gayrimenkul tellallığı sözleşmesinden kaynaklanmasına, tarafların sıfatına, davanın İİK 72.maddesine dayalı menfi tespit ve istirdat davası niteliğinde bulunmamasına göre, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 23.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur." hükmünü amirdir....
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, SABİT GÖRÜLEN VAKIALAR, ÇIKARILAN SONUÇ VE HUKUKÎ SEBEPLER: Davacı, dava dilekçesi ile menfi tespit isteminde bulunmuş olup, ıslah ve 30/10/2020 tarihli beyan dilekçesi ile, davalı banka lehine ipotek tesis ettiği hisseli taşınmazının değerin düşük olarak borca mahsup edilmesi nedeniyle uğradığı zararın tazmini talep etmektedir. Mahkememizin 2019/166 Esas - 2021/880 Karar sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12....
ve 19077 nolu 9.000,00- TL bedelli, 01/04/2012 tarih ve 19245 nolu 8.000,00- TL bedelli, 01/04/2012 tarih ve 19246 nolu 8.000,00- TL bedelli, 08/04/2012 tarih ve 19361 nolu 8.000,00- TL bedelli, 25/11/2012 tarih ve 21897 nolu 8.500,00- TL bedelli, 25/11/2012 tarih ve 21900 nolu 8.500,00- TL bedelli, 25/11/2012 tarih ve 21898 nolu 8.500,00- TL bedelli, 25/11/2012 tarih ve 21899 nolu 8.500,00- TL bedelli toplam 8 adet Gayrimenkul Satış Sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile feshine, Afyonkarahisar İli İhsaniye İlçesi Yaylabağı Kasabası 105 ada 128 parsel üzerinde bulunan E Blok 4 kat 35 nolu bağımsız bölümün 3/36 hissesinin davacı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı şirket adına tapuya kayıt ve tesciline, davacı tarafından ödenen toplam 67.000,00- TL satış bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....
borçlu bulunmadığımızın tesbiti ile sözkonusu bononun iptali ve tarafımıza iadesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/450 Esas, 2021/49 Karar sayılı ve 26/01/2021 tarihli kararı ile; " tüm dosya kapsamından; taraflar arasında Gayrimenkul Satış ve Cayma Tazminatı Protokolü başlıklı tarihsiz belgenin imzalandığı, sözleşmedeki 3/B maddesi gereğince, satıcının sözleşmeden cayması halinde alınan cayma akçesi kadar bedelin 2 katının alıcıya ödeneceğinin kararlaştırıldığı ve sözleşmeye göre 5.000,00 TL cayma akçesi belirlendiği, davalı tarafça bu bedelin 2 katının satıcı davacıdan talep edildiği görülmüş, ancak söz konusu taşınmaz satış sözleşmesinin geçersiz olduğu, bu sebeple cayma bedeline ilişkin hükmün de geçersiz olduğu, davalının yapmış olduğu takipten dolayı davacının borçlu olmadığının anlaşıldığı" gerekçesiyle; davacının menfi tespit talebinin kabulü ile, Antalya Genel İcra Müdürlüğünün 2020/90337 Esas sayılı dosyasından dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafın kötü niyet tazminatının şartları oluşmamış olması sebebiyle reddine karar verilmiştir...
Dava dosyasında davalı tarafın --------- bulunan gayrimenkulün satışına ilişkin satış senedi ve bedeline ilişkin belge bulunmadığı, satış bedeli bilinmediği için değerleme raporu baz alınarak satış tarihindeki piyasa rayiç değerlerine uygun olup olmadığının tespit edilememiştir. Ayrıca Gayrimenkul piyasasında alım satımlara konu olan gayrimenkullerin piyasa rayiç fiyat tutan ile tapudaki işlemler yapılırken bildirilen satış rayiç değerleri arasında alıcı veya satıcının beyanları neticesinde farklılık olabilmektedir. Dosyaya celp edilen tapu kaydı ve son alıcı ----- ait resmi senetten, gayrimenkul üzerinde sadece 21.01.2021 tarihli borçlusu ------ ipotek bulunduğunun başkaca ipotek bulunmadığının görüldüğü. Taraflar arasında, uyuşmazlığın kaynağından olan ve davacı vekilinin dava dilekçesinde, müvekkil şirket, satılmayan ürünleri davalı şirkete iade başvurusunda bulunmuş ve iade faturası düzenlemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muarazanın Giderilmesi-Kira Sözleşmesinin Tespiti-Menfi Tespitve İstirdat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı muarazanın giderilmesi, kira sözleşmesinin tespiti, menfi tespit ve istirdat davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davacı vekili Av.... geldiler. Davalı taraftan gelen olmadı. Hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü....
Köyü, 303 nolu ada, 1 nolu parsel numaralı arsa üzerine yapılacak olan 1+1 tipinde B2 blok 32 nolu dairenin 27 Ağustos- 6 Eylül dönemini 34/1 hisseli gayrimenkul tapusunu verme taahhüdü ile alıcıya satışı, satış bedelinin ödenmesi, dönemin kullanma ve kullandırma şartları, gayrimenkulün iç ve dış düzenlemelerinin şeklini satıcı ile alıcının karşılıklı taahhütlerini kapsar.” şeklinde ifade edilen hükümle taraflar arasındaki sözleşmenin devremülk satış sözleşmesi olduğu ve bu haliyle sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu, ancak sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerini iade edecekleri, bu gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken az yukarıda belirtilen hatalı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....