Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının tatil amaçlı olarak davalı ile imzalanan uyuşmazlık konusu hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi ile tatil amaçlı taşınmaz satın aldığı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar da Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamına alınmış olup, 6502 sayılı yasanın 3. ve 73. maddeleri gereğince; davacının tüketici, davalının tüketiciye mal sunan satıcı, taraflar arasındaki hukuki işlemin tüketici işlemi niteliğinde olduğu anlaşıldığından, delillerin esastan değerlendirilmesinde Tüketici Mahkemesinin görevli olmadığına ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Dava dosyası incelendiğinde; davacı ile davalı arasında 05/06/2011 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi imzalandığı, imzalanan gayrimenkul satış sözleşmesinde satışa konu taşınmazın ada, parsel ve pafta numaralarının yazılı olmadığı fakat davacıya Afyonkarahisar İli, İhsaniye İlçesi, Yaylabağı Mahallesi, 105 ada 128 parsel C Blok 3....

İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; Dava, taraflar arasındaki devre mülk sözleşmesinin cayma hakkının kullanılmış olmasından kaynaklı feshi ile sözleşme gereği davalıya ödenen bedelin davacıya iadesi talebini içermektedir. Taraflar arasında “Yalova Termal Saray hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi” düzenlendiği satıcının T3 alıcının davacı olduğu, sözleşme konusunun “Yalova ili Termal İlçesi Kirli Olma Mevkii 424 ada, 23,25 ve 27 parsellerin 7/3650 hissesinin satışı” kapsamında adi nitelikte düzenlendiği anlaşılmaktadır. Devremülk hakkı 634 sayılı TMK'nın 57. ve devamı maddelerinde düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir hak olup, bu hak gayrimenkul hisse devri vaadini de içerdiğinden devrin anılan yasa hükmü ile Türk Medeni Kanunu 706, TK'nın 237, Tapu Kanununun 26 ve Noterlik Kanun'unun 89 maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, haricen düzenlenen satış sözleşmeleri geçersizdir....

Dava; davacının 09.01.2016 tarihli hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi ile tapuda satış işlemleri tamamlanan taşınmaza ilişkin davacının sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle ödediği bedelin iadesine ilişkin itirazın iptali davasıdır. Davacı ve davalı arasında 09.01.2016 tarihli harici hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi düzenlenmiş, 20/05/2016 tarihinde yapılan protokol ile davacının üyeliğinin 37. hafta iken ek ödeme ile 31. hafta dönemine geçiş yapıldığı, davacının Çorlu 7. Noterliğinin ihtarnamesi ile davalıya tebliği edilen 08.05.2016 tarihli fesih ihbarında bulunduğu ve sözleşmeyi tek taraflı feshettiği, davanın 16.11.2016 tarihinde açıldığı, taşınmazın 06.10.2016 tarihinde davacı adına tapuda tescil edildiği anlaşılmıştır. Davacı her ne kadar davadan önce sözleşmeyi feshettiğini beyan etmiş ise de; davalıya feshi ihbarının yapıldığı 08.05.2016 tarihinden sonra 20.05.2016 tarihinde ek protokol yapılarak sözleşmeye devam etme niyetinde olduğu anlaşılmaktadır....

Satış Sözleşmesi başlıklı satış sözleşmesinin sözleşmenin konusu başlıklı 2. maddesinde “İş bu sözleşmenin konusu Kuşadası ... Ticaret ... Şirketi’ne ait Yalova İli Termal İlçesi ... pafta 424 ada, 23, 24, 25, 26 ve 27 parsellerinin 7/3650 hissesinin satışı, satış bedeli, teslimi, site aidatı, resim, harç ve vergilerin ödeme koşulları ile ilgili alıcı ve satıcı arasındaki karşılıklı taahhütleri kapsar” şeklinde ifade edilen hükümle tapuda pay devrini içeren bir devre tatil sözleşmesi olduğu, Kat Mülkiyeti’nde düzenlenen devre mülk şeklinde bir sözleşme olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmaktadır. Devre mülk hakkı 634 sayılı KMK’nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir hak olup, bu hak gayrimenkul hisse devri vaadi de içerdiğinden devrin anılan yasa hükmü ile TMK'nun 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, haricen düzenlenen satış sözleşmeleri geçersizdir....

    Mahkemece yapılan yargılamada Dava, taraflar arasında imzalanan gayrimenkul satış sözleşmelerinin iptali ve sözleşmeler nedeniyle ödenen bedelin iadesine ilişkindir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dayanak ilama konu davanın menfi tespit davası değil, sebepsiz zenginleşme davası olduğunu, ayrıca kanuna aykırı olarak dava dilekçesi taraflarına tebliğ edilmeden cevaplarına gerek duyulmadan karar verildiğini, sebepsiz zenginleşme davalarında kesinleşme şartı aranmayacağını, dava menfi tespit değil de istirdat olarak kabul edildiğinde dahi kesinleşme şartı aranmayacağını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :Uyuşmazlık, ilamın kesinleşmeden icraya konulduğundan bahisle takibin iptali istemine ilişkindir. Bursa 3....

    Esas sayılı takibin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına ve borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.İlk derece mahkemesince,HMK 'nun 114/2 delaletiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A-1, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A-2 ve HMK'nın 115/2 maddeleri gereğince arabuluculuğa yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ticaret mahkemesinin görev alanına giren menfi tespit davalarında arabuluculuğa başvurunun dava şartı olmadığı savunmasıyla kararın kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;Dava, İİK 72/3.maddesi uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir....

      tespiti ile, 15.000,00- TL sının dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, b)Taraflar arasında imzalanmış olan YKA01- 0058 numaralı "Yalova thermal palace hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi"başlıklı 02/02/2017 tarihli sözleşmenin geçersizliğinin tespitine,bu sözleşmenin ödenmesi amacıyla düzenlenmiş olan 02/02/2017 düzenleme tarihli 09/02/2017 vade tarihli 10.375,00- TL bedelli bononun davacı Tüketici yönünden geçersizliğinin tespiti ile davacının borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiştir....

      Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; huzurda görülen davadanın tüketici mahkemeleri görevli olmadığını, Müvekkili şirket ile davacı arasında, imzalanan sözleşmenin, hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olduğunu, bu hakkın, gayrimenkul üzerine ayni hak tesisine ilişkin olduğunu, Mahkeme huzurunda ikame edilen işbu davadaki uyuşmazlığın ‘Genel Mahkemeler’ce çözümlenmesi gerektiğini, sözleşmenin tahlilinin doğru yapılmadığını, müvekkil şirketin davacıya tesiste bir haftalık kullanım taahüt etmekte olduğunu, bunun garantisi olarakta kendisine tapu vermekte olduğunu, davacının cayma hakkının olmadığını, davacı taraf ile aktedilen sözleşmenin bir devre tatil değil, hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olduğunu, bahsi geçen sözleşme Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olduğunu, Kat Mülkiyeti Kanununda, gayrimenkul satışlarında cayma hakkına ilişkin herhangi bir madde bulunmamakta olduğunu, Cayma hakkı devre tatil sözleşmelerine ilişkin bir hak olduğunu, Zira bu hak, Tüketici Kanunu ile belirlendiğini...

      Mahkemece, davanın kabulü ile, taraflar arasındaki...Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi başlıklı AD01-0486 nolu 24/05/2015 tarihli, 13.725,00-TL miktarlı sözleşmenin iptaline, bu sözleşme sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığına, bu sözleşme sebebiyle davacının ödediği anlaşılan 13.725,00-TL'nin ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 11/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davacı tarafından imzalanan devremülk satış sözleşmesinin iptali, sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesine ilişkindir. Taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi imzalanmıştır. Söz konusu sözleşme incelendiğinde tapuda pay devrini içeren bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaza ilişkin tapunun dava tarihinden önce 13.07.2015 tarihinde davacıya verildiği görülmüştür....

        UYAP Entegrasyonu