ya muvazaalı şekilde devrettiği mallara ilişkin derdest davalar bulunduğunu, ana sözleşmenin 6.maddesi uyarınca diğer ortakların yazılı ön muvafakati alınmadan payın devredilemeyeceğini, ana sözleşme hükmünün tüm tarafları bağladığını, hisse devir sözleşmesinin ana sözleşmedeki bağlam kuralına aykırı olduğunu, hisse devrinin şirkete ihbarı için gönderilen ihtarnamenin şirket çalışanına tebliğ edilmediğini, muvazaalı işlem yapıldığını, hisse devrinin tarafın gerçek iradesini yansıtmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir....
Davalılar vekili, müvekkili şirketin tasfiye halinde bulunduğunu, bu nedenle hisse devrinin yapılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalı şirketin nama yazılı hisse senetlerinin, ciro ve teslimle birlikte yönetim kurulu kararına dayalı olarak pay defterine kayıt edilmesi ile devredilebileceği, 6762 sayılı TTK'nın 418. maddesi ve şirket anasözleşmenin 9. maddesi uyarınca yönetim kurulunun, hisse devirlerini pay defterine hiçbir neden göstermeden kayıt etmeme yetkisinin bulunduğu, somut olayda da davalı şirket yönetim kurulunun davaya konu hisse senedi devrinin pay defterine tesciline ilişkin bir kararının bulunmadığı, mahkemenin yönetim kurulunun yerine geçerek devrin pay defterine işlenmesi yönünde bir karar vermesinin TTK'nın 418. maddesine aykırı olacağı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 12.06.2013 tarihli kararı ile bozulmuştur. Davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
kayıtlı olup işbu muvazaalı hisse devri ile müvekkilinin miras hakkının ortadan kaldırıldığını, işbu dava süresince, tedbir konulmasını da talep ettiklerini, tedbirin kabul edilmemesi durumunda davacı müvekkilinin telafisi mümkün olmayan zararlarının doğacağını, davada hisse devrinin iptaline karar verilmesinin talep edildiğini, işbu sebeple......
Şti'yi davacıya ve diğer kurucu olan T5 kurduğunu ve Türkiye Ticaret sicil Gazetesinin 13.01.2010 tarihli gazetesinde yayınlandığını, davacı şirket kurucusu olarak şirketteki tüm görevlerini yerine getirdiğini ve şirket ile ilgili bir sorun yaşamadığını, davacının hisse devri için diğer kurucu ve yönetim ile görüştüğünü ve hisse devri noktasında anlaşma sağlandığını, davacının hisse devrinde yaşanan anlaşmazlıklardan dolayı vazgeçtiğini ve hisse devrinin iptal olduğunu, kötü niyetli olan diğer davalılar hisse devrini gerçek gibi gösterdiğini ve hisse devrini şirket karar defterinde sahte imza ile tescil ettirdiklerini, yapılan hisse devrinin gerçek olmadığını, davacının sadece noterde hisse devrini gerçekleştirdiğini, davalıların yönetim kurulu kararı alarak bu kararda davacının da adını geçirdiklerini ve kararda davacının rızası ve bilgisi olmamasına rağmen davacının yerine imza atarak davacının hissesinin devri için hukuka aykırı işlemde bulunduklarını, davacının hisse devrine yönelik...
ın oğlu olduğunu, devir tarihinde davalı 22-23 yaşlarında öğrenci olup, bu hisseleri devralabilecek mali yeterliliğe sahip olmadığını ileri sürerek, muvazaa nedeniyle hisse devrinin iptali ve miras hissesi oranında müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; hisse devri işleminin muvazaalı olmadığını, şirketin aile şirketi olması nedeni ile müvekkilinin lise çağlarından bu yana şirkette çalıştığını, emeği ile şirkete katkıda bulunduğunu, şirkette çalışırken açıköğretim fakültesinde okumaya devam ettiğini, ayrıca mal varlığının bu hisseleri almaya yeterli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
in belediye toplu konutları kooperatifi üyesi olarak alacağı daireyi kooperatif hisse devri ile davalının oğlu ...'ye devrettiğini, muris babasından annesi....'e bağlanan maaş ile ödenip alınan bu dairenin muvazaalı devrinin iptali gerektiğini, muris babasının sözlü vasiyeti ile kendisine bıraktığı 1. kalite havlu dokuma tezgahını yıllardır davalı ...'in çalıştırdığını, ancak, kendisine kirasını ödenmediğini, hesabındaki 25.000 TL'nın muris babası tarafından çekildiğini, bu paranın da tenkis oranında dikkate alınması gerektiğini, muris babadan kalan hisse senetleri olduğunu, muris babasının davalı ... 'in... çiçek pasajında borçlandığı 35.000 TL'yi ödediğini ileri sürerek, dava konusu 260 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ve 223 ada 77 parsel 17. Blok zemin kat 2 nolu bağımsız bölüme ilişkin olarak yapılan temlikin iptaline veya tenkisine, tenkis hesabında davalı ...'...
Dava sebebi devir niyeti olmadan hisse devrinin usul ve yasaya ve şekle aykırı olarak yapıldığı ve davacının tehdit ve baskı altında hisse devrinin gerçekleşmesi olarak dava dilekçesinde açıklanmıştır. TBK nın 39. maddesinde korkutma etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olunmadığının bildirilmesi şart koşulmuştur....
Somut olayda davacının, davalıya yapılan kooperatif hisse devrinin muvazaalı olduğu iddiasıyla hisse devri sözleşmesinin iptali ile davacının kooperatif üyeliğinin tespiti ve tescilini talep ettiği anlaşılmıştır. Davalılar, kooperatif ile üyesi olup, davacının talepleri arasında kooperatif üyesi olduğunun tespit ve tescili istemi de bulunduğundan, uyuşmazlığın ticari nitelikte olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Antalya 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 04.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
olduğunu, taraflar arası hisse devir sözleşmesinin iptali için görüşmeler yapılmış olsa da tarafların sözleşmenin iptaline dair bir belge imzalamadıklarını, davacının sunmuş olduğu "sözleşmenin iptali" başlıklı adi yazılı belge incelendiğinde de belgenin bilgisayar ortamında hazırlandığı ve imzalanmadığı ve bu sözleşmenin hayata hiç geçmediğini, davacının hisse devir sözleşmesinin iptaline dayanak olarak sunduğu sözleşme tek başına hisse devrinin varlığını ve bunu davacının kabul ettiğini göstermeye yeterli olduğunu, noter huzurunda düzenlenen sözleşmenin iptalinin yine noter huzurunda yapılması ya da mahkemelerce iptali gerekirken sadece ön görüşme aşamasında kalan ve imzasız olan taslağın delil olarak sunulmasının sadece devir sözleşmesinin varlığını ispat ettiğini, taraflar arasında yapılan sözleşmelere göre davacı tarafın toplamda 85.000,00-Dolar karşılığında şirketin %30 pay hakkını alacağını, davacı tarafından noterde düzenlenen sözleşmeye denk bir iptal veya vazgeçme sözleşmesi...
Dava tarihi itibariyle davacı tarafından hisse devrinin onaylanması hususunda davalı şirkete bir başvurunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. TTK nun 595 maddesine göre ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin hisse devrini onaylamayı reddedebilir. Davacının yargılama sırasında yaptığı hisse devrinin pay defterine işlenmesi talebi ortaklar kurulunca yasal üç aylık sürede red edilmiş olup, onaylanmamış olması nedeniyle devrin geçerli hale gelmediği, bu sebeple de pay devrinin pay defterine işlenmesi ve dolayısıyla tescili talebinin koşullarının oluşmadığı anlaşılmış olmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir....