yapılmak suretiyle hukuka aykırı bir şekilde yapılan müvekkiline ait hisse devrinin iptaline ve hisselerin müvekkiline iadesine müvekkilinin menfaatinin korunması bakımından ......
Bu durumda mahkemece davalı şirketin davacının hisse devrini kabul ederek pay defterine işlediği, davalı şirket aleyhine limited şirket hissesinin 07/05/2015 tarihinde T2 devredildiğinin tespitine yönelik açılan davada davacının hisse devrinin tespitini istemede hukuki yararının bulunmadığı, hukuki yararın dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiği gözetilerek hisse devrinin tespitine yönelik açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. Dava şartı niteliğindeki hukuki yarar yokluğu kamu düzenine aykırılık teşkil edeceğinden davacı vekilinin istinafı üzerine Dairemizce re'sen gözetilmiştir. Öte yandan, davacı yan hisse devrinin tescili talebinde bulunmuştur....
'in baskı ve tehditleri ile karşılaşınca manevi baskı altında bu davayı açtığını, hisse devrinin yazılı şekilde yapılmasının yeterli olduğunu, davacının gönderdiği ihtarnameye ... 15. Noterliği'nin 03.03.2011 tarih 3935 numaralı ihtarnamesi ile cevap verilmiş olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının davalı şirketin kurucu ortağı olduğu, şirketin 20.10.2010 tarihli genel kurul toplantısında beş kişiden oluşan yönetim kurulunun seçildiği, yönetim kurulunun üç üyesinin şirket ortağı olmayan kişiler arasından seçilmiş oldukları, bu kişilerin göreve başlayabilmeleri amacıyla hisse sahibi olmaları gerektiği, bu hisse devrinin başka bir ortak tarafından yapılmak istenmesine rağmen ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde devam eden davada verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle bu işlemin gerçekleştirilemediği, bunun üzerine aynı gün davacı tarafından hisse devrinin gerçekleştirildiği, hisse devri yapılan ...'...
a bedelsiz olarak devredildiğini, %26 oranında hissenin ve hisse devir sözleşmesinin şekil, ehliyet, muvazaa bakımından geçersizliğine hükmedilerek, davacının miras payı oranında yada saklı payı oranında iptali ve davacı adına pay defterine ve ticaret sicil kayıtlarına tescilinin istendiğini, aksi taktide ve hisse devrinin geçerli kabul edilmesi halinde TMK 669/2.madde gereği denkleştirilmesinin talep edildiği, mirasta iade ve denkleştirme uyarınca, davacının miras payı yada saklı payı oranında şirket hisselerinin davacıya iade edilmesinin istendiğini, davalı adına olan kaydın iptali ile davacının miras payı yada saklı payı oranında davacının adına pay defterine ve ticaret sicili kayıtlarına tescilinin istendiğini, aksi taktirde şirket hisselerinin, davacının miras payına yada saklı payına denk gelen kısmının, denkleştirmenin yapıldığı andaki güncel değerinin faiz ile birlikte davacıya ödenmesinin talep edildiği, aksi taktirde murisin yapmış olduğu hisse devrinin tenkisinin istendiğini,...
Somut olayımızda yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri uyarınca hisse devrinin geçerli olması için yasada belirtilen koşullar gerçekleşmediğinden açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Takibi konu mahkeme kararı, müdürlüğümüz dosyasından verilen tensipler incelendiğinde, takibin iptaline karar verilmediği, ilgili İcra Hukuk Mahkemesi’nin kararında söz konusu farklılığın takibin iptali veya icra emrinin tamamının iptal nedeni oluşturmadığı, sadece farklılık arz eden kısım yönünden iptali gerektiği kanaatine varıldığı, hisse devrinin iptaline yönelik hüküm kurulmadığından, devre ilişkin fek müzekkeresinin yazılması talebinin şu aşamada reddine, talep halinde yeni bir icra emri düzenlenerek gönderilmesine” şeklinde karar oluşturulduğunu, verilen kararın İstanbul 18’nci İcra Hukuk Mahkemesi’nin kararına aykırı olduğu gibi kendi içinde de çelişkili olduğunu, yerel mahkemece MKK’ya yazılan müzekkere neticesinde Deniz Yatırım A.Ş’ ye yazı yazıldığı ve hisse devrinin yapılmadığı gerekçesiyle talepleri reddetmiş ise de hisse devri yapılıp dosyanın infaz edildiğini, İstanbul 18....
inanç sözleşmesi ortadan kalkmış olduğundan iptali ile, davacının hisse paylarının kendisine iadesini talep etmiştir.Davacı vekili tarafından sunulan bila tarihli dilekçe ile davanın tam ıslah edildiği belirtilmek sureti ile bu kez aynı hususları barındıran dilekçede davalının müvekkilini hile yoluyla kandırarak hataya düşürdüğünü ve anılan hukuki sebep kapsamında öncelikle hisse devrinin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasını ve -------- Noterliğinin 20/05/2019 tarihli hisse devir işleminin iptali ile müvekkilinin 75.500 adet payının kendisine iadesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür....
Şirketindeki hisselerin devrine ilişkin işlemleri geçersizliğinin tespiti hisse devrinin iptali ile adına tescili talebi ile birlikte davacının hisse payının tescil ve tespiti halinde yokluğunda gerçekleşen tüm genel kurul kararlarının iptali talep edilmiş olup davacının genel kurul kararlarının iptaline yönelik talebi tefrik edilerek iş bu esas numarası üzerinden yargılama konusu olmuştur. Dava; davacının davalı şirketteki payının tespit ve tescili halinde yokluğunda gerçekleşen tüm genel kurul kararlarının iptali talebine ilişkindir. Davalı şirketin sicil dosyasının tetkikinde 15/12/2013 tarihli yönetim kurulu kararında Münire ...'na ait şirket paylarından 100 payın ... ...'na, 99.975 payın ... ...'na, ... ...'na ait 25 payın ... ...'na devri neticesinde toplam 200 payın 100 payının ... ..., 100 payının ... ... şeklinde hisse devrinin onanmasına ve pay defterlerini işlenmesine karar verilmiş olduğu, 29/08/2014 tarihli yönetim kurulu kararında ise ... ...'na ait 100 payın ... ...'...
ya ait olmadığının net bir şekilde tespit edildiği, hisse devri işleminin yönetim kurulu kararıyla yapılacak işlemlerden olmayıp devralanla devreden arasındaki yazılı devir sözleşmesinin düzenlenmesi gerektiği, somut olayda bu içerikte bir sözleşme mevcut olmadığı, mevcut belgelerden ...'nun müteveffa ...'ya vekaleten devir işlemi yaptığı ihtimali düşünülse bile hisse devrine dair açık yetki veren vekaletname mevcut olmadığından vekaleten işlem yapıldığının da kabul edilemeyeceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kabulü ile, davalı şirkette 16/05/1997 tarihli yönetim kurulu kararı ile davacıların murisi ...'nun 2500 payının ...'e devrine ilişkin hisse devrinin iptali ile miras hisseleri oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir....
a devrettiği, davacı vekilinin dava dilekçesinde hisse devrinden itibaren 13 yıl geçmesine rağmen davalı şirketin genel kurulunun yapılmadığını, faal olarak görünse de davalı şirkete ulaşılamadığını, ana sözleşmede hisse devri için yasak getirilmediğini, devrin 3 aylık süre içerisinde reddedilmemesi sebebiyle müvekkilinin ortaklıktan çıkmış sayıldığını beyan etmiş ise de hisse devrinin geçerli olabilmesi için somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken 6762 sayılı TTK 520. maddesinde öngörülen şartların sağlanmış olması gerektiği, buna göre devrin tamamlanması için gerekli işlemlerden biri eksik olduğunda pay devrinin gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği, davacı, şirket hissesini noter sözleşmesi ile devretmiş ise de dava dilekçesinden anlaşıldığı üzere devrin davalı şirkete bildirilmediği gibi davalı şirketin genel kurul toplantısı yapılmadığı için bu hususta genel kurulda alınmış bir kararın da bulunmaması sebebiyle hisse devrinin onaylandığına dair ortaklar kurulu kararı sunulamadığı, bu...