Dava konusu uyuşmazlık genel kurul kararlarının yok sayılması ve iptaline ilişkindir. Mevcut genel kurulda şirketin mevcut hisse durumuna göre gerçekleşmiştir. İptali talep edilen genel kurulun yapılmasında ve alınan kararlarda yok sayılmasını gerektirir ve iptali gerektirir bir durum söz konusu değildir. Genel kuruldaki hisse durumunu da şirketin kayıtlı hisse durumu dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Mevcut hisse durumuna göre hukuka aykırı bir durum bulunmamaktadır. Dava konusu uyuşmazlığı aynı mahiyette olup, davalı şirketlerin 30/06/2015 tarihli genel kurulda alınan kararların yok hükmünde sayılması ve iptale ilişkin Bakırköy .... ATM ... esas sayılı dosyasında da red kararı verilmiş ve karar yargıtay ... Hukuk dairesinin ... esas ve ... karar sayılı ilamıyla onanmıştır. Mahkememizin .......
ın istinafı yönünden ise, hukuki yararın bulunması halinde genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespitinin talep edilebileceği, davacının davalı şirkette bulunan hissesini davadan önce devrettiği, davanın açıldığı tarihte şirket ortağı olmadığı anlaşıldığından genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespitini talep etmede hukuki yararının bulunduğunu da ispatlayamadığından Mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olduğu, asıl dava davacısının istinaf istemleri yönünden ise, asıl davacı dava dilekçesinde neticei talep olarak 29.05.2014 tarihli genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitini istediği, dava dilekçesinde belirttiği diğer hususların ihtiyati tedbir talebine ilişkin olup, ihtiyati tedbir kararı ile iligili olarak İlk Derece Mahkemesince karar verilip, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu da Bölge Adliye Mahkemesince incelenerek bu konuda kesin olmak üzere karar verildiği, Mahkeme de talep gibi genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine...
yokluğunun tespitine ilişkin davaların ilgili şirkete karşı açılması gerektiğini, husumet itirazında bulunduğunu, genel kurul toplantı tutanağı ve kararı incelendiğinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı komiseri ile birlikte divan başkanı olarak davacının da ilgili toplantılarda hazır bulunduğunu, TTK uyarınca genel kurul kararlarının iptali karar tarihinden 3 ay içerisinde toplantıya katılmayan veya toplantıya katılsa dahi muhalefet şerhini tutanağa geçiren hissedarlara tanınan bir hak olduğunu, açıklanan nedenlerle; davanın husumet nedeniyle reddine, husumet itirazı yerinde görülmez ise dava türünün genel kurul kararının iptali davası olarak kabul edilmesine, genel kurul kararının iptali davası olarak kabul edilmesi halinde hak düşürücü süre içerisinde ikame edilmemesi nedeniyle reddine, yönetim kurulu kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti davasının reddine, kötü niyet tazminatının davacı tarafından müvekkiline ödenmesine karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı...
, genel kurul kararının yok olduğuna ilişkin karar kesinleşse dahi, ...'...
, şirketin T5 yönetim kurulu üyesi seçimine dair yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ile ticaret sicil kaydının terkinine ve yeni yönetim kurulu tarafından alınan genel kurul çağrı kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ile bu kararının ticaret sicilinden terkinine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini dava ve talep etmiştir....
B.’ün çağrısız ve usülsüz genel kurul toplantısına iştirak ederek 16.07.2012 tarihli kararı imzaladıklarını, ayrıca 16.07.2012 tarihli genel kurulun gündeminin de ilan edilmemiş olduğunu, toplantının açıkça kanuna aykırılık teşkil ettiğini, 16.07.2012 tarihli genel kurul kararının TK. m.447 gereği mutlak butlanla sakat olup, hukuken sonuç doğurmasının mümkün olmadığını, davacı ile diğer ortak Z.A.'ın 05.07.2012 tarihinde açılmış bulunan boşanma davasının halen derdest olduğunu, devrin ortak olan eşten mal kaçırma amaçlı, muvazaalı bir devir olması sebebi ile genel kurul kararının TTK. m.447 çerçevesinde batıl sayılacağını 16.07.2012 tarihli genel kurul kararının TTK. 595/2 gereği, genel kurul kararında belirtilen şartlara uygun olarak toplanmadığından hükümsüz olduğunu belirterek, davalı şirketin 16.07.2012 tarihli hisse devrini konu edinen genel kurul kararının hükümsüz olduğunun tespitini ve iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf, davaya cevap vermemiştir....
Dava, anonim şirket pay devrinin reddi yönündeki yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespiti, aksi halde batıl olduğunun tespiti, her durumda pay devrinin pay defterine kaydedilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir....
kurul kararını tescil için başvurmaya ve genel kurul çağrısı yapmaya yetkisi olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, Her halukarda, müdürün tek başına genel kurula çağrı yetkisinin olmadığı kabul edilse dahi, devrin onaylandığı 08/01/2018 tarihli genel kurul kararı ile sabit olduğundan, tescil ve ilan işleminin son çare olarak mahkemece yapılması gerektiğini beyanla, Şirketin kamu borçlarının hisselerini devreden davacılardan tahsili talepleri nedeniyle mağdu- riyet yaşamalarını önlemek adına, taraflar arasındaki 03/01/2013 tarihli hisse devrinin tescil ve ilanı ile davacı ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kooperatif genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ve iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı, davalı kooperatiften peşin ödemeli üye olarak konut satın aldığını, ancak kendisinin katılmadığı 15.05.2011 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında 7 nolu başlıkla alınan kararla 8.000,00 TL borçlandırıldığını, ferdileştirme işleminin 2007 yılında yapıldığını, genel kurul toplantısı için çağrı yapılmadığını ve itirazların deftere işlenmediğini ileri sürerek, 15.05.2011 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan 7 nolu kararın kendisi yönünden yok hükmünde olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ın bu vekaletnameyi kullanarak müvekkilinin bilgisi olmadan hisseleri annesi, kayın validesi ve halasının kızına devrettiğini, yapılan genel kurul toplantısı için usule uygun çağrı yapılmadığını, müvekkilinin genel kurul toplantısına katılmadığını, genel kurul kararındaki imzanın sahte olduğunu, 2004/1 sayılı genel kurul kararının yoklukla malul olduğunu iddia ederek genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespitine ve 4000 payın müvekkili adına tesciline karar verilmesini, müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğramasının önüne geçmek ve kamu düzeninden olan yokluğun tespitinin neticesiz kalmasını önlemek amacı ile davalı şirketin hisselerinin her ne şekilde olursa olsun 3. kişilere devrinin önüne geçmek için hisselerin devri konusunda tedbir kararı verilmesini talep etmiştir....