Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava İİK 72. maddesine göre açılan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından, borçlunun itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Zira yapılan itiraz üzerine takip durmuşsa da, takibe itiraz sadece takip hukuku ile ilgili bir sonuç olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, ..., ..., ... Mahallesinde bağımsız bölümün maliki olduğunu, 1.980.07.- TL kanal katılım bedeli, 2.026.57.- TL şebeke hisse bedeli istenildiğini ileri sürerek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı, 06/12/2013 tarihli dilekçesi ile 1.788.63.- TL kanal katılım ve 1.835.27.- TL şebeke hisse bedelini 23/08/2013 tarihinde ödediğini belirterek ödeme tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir....

      İİK’ nun 72/7.maddesindeki sükutu hak süresi borcun tamamen ödendiği tarihten itibaren başlar.(... ... menfi tespit ve istirdat davası 2003 Ankara sh 240) Bu durumda mahkemece açıklanan hususlar gözetilerek davacının iddiasının incelenip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 01.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Davalı vekili, davacının taşınmazdaki hisse devrini müvekkilinin kabul etmediğini bildirerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dava konusu senedin karşılığı olan taşınmazın davalıya devrinin yapılmadığı, bu haliyle menfi tespit davasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 30.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafın, davadan sonra yapılan icra takibi sebebiyle çek bedelini davalıya ödediği, menfi tespit isteminin bu suretle istirdada dönüştüğü, bu durumda artık davacının takip dayanağı çeke dayalı icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığı, bu nedenle mahkemece davacının menfi tespit davasının kabulü gerekirken menfi tespit istemi yönünden ayrı bir hüküm kurulmamasının doğru görülmediği, istirdat talebine gelince, istirdat davalarında, davacının, paranın verilmesinin lazım gelmediğini ispatla mükellef olduğu, somut olayda davacı yanca çek bedelinin ödenmemesi gerektiği noktasında kesin delil sunulamadığı, bu nedenle istirdat talebinin dinlenemeyeceği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle, menfi tespit davasının kabulüne, istirdat davasının ise reddine karar verilmiştir....

            Ortada iradi bir hisse devri söz konusu olup, bu hisse devrinin gerçekleştiği, bir süre davacının da şirkette hissedar olduğu, şirket faaliyetlerine katıldığı ihtilafsızdır. Ortada davacıya devredilen iradi bir hisse devri söz konusu olduğundan bu hisse devrinin bedelinin davacı tarafından ödenmesi gerekir. Şirketin beklenen karlılığı sağlayamaması, faaliyetlerinde başarılı olup olmaması bu durumu değiştirmez. Bu nedenle, söz konusu bu iki çeke yönelik menfi tespit davasının kabulü mümkün olmamıştır; çekler ...-------------verildiğinden dolayı çeklerde .----- davalı şirketin taraf olmamasından ötürü sadece ... mirasçıları yönünden çeklere yönelik talebin esastan reddine, şirket ve ... yönünden ise, husumetten reddine karar verilmiştir. Davacının şirkete vermiş bulunduğu borçların iadesine yönelik iddia da incelenmiş olup, bununla ilgili bilirkişi rapor ve ek raporları incelenmiştir....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/9 Esas KARAR NO : 2022/175 DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım) DAVA TARİHİ : 05/01/2021 KARAR TARİHİ : 15/02/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 28/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflarca şirket hisse devir protokolünde alacak olarak gösterilen ve bedeli dava konusu senetlerle ödenen şirket alacak kaleminin S. Arabistan .........

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Mahkemece, hisse devrine ilişkin protokolde devir alan olarak gösterilen ... İş Sağ. ve Güv. Tek. Hiz. Don. Dan. Tic. Ltd. Şti.’ne hissenin devredilmediği, protokolde imzası bulunmayan ...’a hisse devrinin yapıldığı, bu anlamda davacıya hisse devrinin yapıldığının kabul edilemeyeceği, ayrıca davalı şirketin unvanı ve onun adına yetkilisi tarafından protokolün imzalanmamış olması nedeni ile davalıyı da bağlayıcı olmadığı, hisse devrinin Yasadaki prosedüre uygun olarak yapılıp yapılmadığı hususunun bu davanın konusu olmayacağı, devir olan olarak davacı adının geçmesine karşın hissenin davacıya devredilmemiş olması bakımından protokolün uygulanamayacağı, takibe konu fatura bedellerinin ödenmediği sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiştir....

                  a aktif ve pasifi ile birlikte devir alındığını, devir sonrası muhasebe kayıtlarında yapılan inceleme sonucu kasada olması gereken bir kısım çeklerin kasada bulunmadığını anlaşıldığını, çeklerin iptali için Marmaraereğlisi Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... esas sayılı dava dosyası ile iptal davası açıldığını, iptali talep edilen 8 adet çek bulunduğunu, iptal kararına konu 2 çekin takibe konu edilmesinden sonra Bakırköy ... ATM.'nin ... esas sayılı dava dosyası ile menfi tespit ve istirdat davası açıldığını, ancak keşide tarihleri daha önce olan toplam; 199.498,00-TL bedelli 6 adet çekin daha önce tahsil edilmesi nedeni ile eldeki davanın açıldığını, dava dilekçesinde açıklanan ve .... ltd.şti.'...

                    Davalı vekili;davacının bu çekin keşidecisi olmadığını, bahsi geçen banka hesabının kendisine olmadığını, bu nedenle çeke ödeme yasağı koyduramayacağını, çekin menfi tespitini veya çek yerine kain olacak karar istenebileceğini, ancak çekin kayıp olmadığını, davacının bu çeki davalıya aralarındaki para alışverişinden dolayı verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak; asıl dosya yönünden iptali istenen çekin katılan ...'un elinde olduğu ve davacının bu kişiye karşı menfi tespit ve istirdat davacı açması nedeniyle çek iptali davasının konusuz kaldığı gerekçesiyle çek iptali davasının reddine,birleşen 2007/230 esas sayılı dosya yönünden çekin bir ödeme vasıtası olup, haksız olarak davacının elinden çıktığının, HUMK 288 ve devamı maddeleri gereğince senetle ispat zorunlu bulunduğu, çek yaprağı üzerindeki ciroda imza ve yazının davacı "...'...

                      UYAP Entegrasyonu