Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Akabinde pay devrinin pay defterine işlenmesi ile devrin 3.kşiler nezdinde hüküm ifade edebilmesi için ticaret sicilinde ilanı gerekmektedir. Hisse devrinin pay defterine işlenmesi, devrin kurucu unsuru olmayıp, şekli unsurudur. Dava dosyasında yer alan hisse devir sözleşmeleri, ibraz edilen genel kurul (ortaklar kurulu) toplantı ve müzakere defteri ve ticaret sicil gazeteleri incelenmesinde, Dava dışı...... şirketinin, 02.11.2015 tarihli 8937 sayılı Ticaret sivil gazetesine göre; 26.10.2015 tarihinde 400 pay karşılığı 10.000 TL sermaye ile kurulduğu, davacı ...’nin şirketin 200 pay karşılığı 5.000 TL’sine sahip kurucu ortağı olduğu, 21.07.2017 tarihli 2017/03 sayılı ortaklar kurulu kararı ile; (Bakırköy .... Noteri ..... yevmiye no. Tasdikli) ...’nin, şirkette mevcut 20 paya karşılık 500 TL itibari değerli hissesini Bakırköy .........

    Mahkemece, menfi tespit davası sırasında paranın icra dairesine ödenildiği bildirilmemiş böylece davaya istirdat davası olarak bakılamamış ise daha sonra açılacak istirdat davasında bir yıllık hakdüşürücü süre menfi tespit davasının kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlayacağı, somut olayda, davalıya ödemenin 14.5.2004 tarihinde yapıldığı, menfi tespit davasının kararının 08.01.2010 tarihinde kesinleştiği, davaya konu icra takibinin başlatıldığı tarih ile menfi tespit davasının kesinleştiği tarih arasında 1 yılı aşkın süre geçtiğinden davanın hakdüşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 17.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davalı vekili tarafından sunulan 25/06/2012 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu hisse devrinin ... tarihinde ... 10.Noterliğinin ... yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesine dayandığını, bu sözleşme ile davacı ...'e ait %52,5 hisse babası tarafından velayeten ...'...

        İİK'nın 72. maddesinin 5. fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Çavdar, S.: İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2007, s. 803). 19. Kesinleşmeden icraya konulamayacak istisnai düzenlemelerden biri de İİK'nın 72. maddesinin 4 ve 5. fıkralarında yer alan menfi tespit davasına ilişkindir. Menfi tespit davasının kabulü hâlinde icranın eski hâle getirilebilmesi için kararının kesinleşmesi gerekir....

          DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE; Dava,---- sayılı icra dosyasından takibe konu senetten kaynaklı menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir. ---- sayılı dosyası celp edilmiş incelenmesinde ; Davalı ---tarafından davacı hakkında---- bedelli senetten kaynaklı ilamsız icra takibi yapıldığı, görülmüştür. Davacının istirdat talebi iş bu dosyadan tefrik edilmiş. Menfi tespit yönünden yargılama yapılmıştır. Davacı ve dava dışı ------ soruşturma sayılı dosyalarından davalı hakkında ----suçlarından şikayetçi olmuşlardır. Tarafların ve dava dışı----- Savcılık ifadelerinde; Davalı ----ifadesinde; ------- Yaklaşık --- ay önce hastane mühürlenip kapatıldı. Ben ---- yılında bu hastaneye ortak olmak istedim. İki adet pay aldım. Bu iki pay dediğim ---- tarihi hisse devrini senet ile yaptık. Bedel olarak da bugün itibariyle ---- anlaştık. Bu iki adet hissenini birinin bedelinin hastanenin diğer yetkilisi --- hesabına iki ayrı seferde banka kanalıyla yatırdım. Geri kalan ----elden verdim....

            e 2008 yılında devrettiği ancak hisse devriyle ilgili 4 suret olarak düzenlenen sözleşmeye daha sonra davalı ... tarafından 09/02/2016, 10/02/2016, 11/02/2016, 12/02/2016 tarihlerini içeren kaşe basılmak suretiyle sanki bu tarihlerde de ayrı bir hisse devri olmuş gibi davalı şirket pay defterine işlendiği, oysaki davacının davalı babasına 2008 yılında yaptığı hisse devri haricinde herhangi bir hisse devrinin olmadığı,devir sözleşmelerinin gerçeği yansıtmadığı iddiası ile hisse devri işlemlerinin iptali ile hisselerin davacıya iadesi ve davalı şirket pay defterine tescili istemine ilişkindir. Davalı ... hakkında dava konusu hisse devirlerine ilişkin işlemler nedeni ile özel evrakta sahtecili suçundan Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2017/245 Esas- 2018/ 889 Karar sayılı 15.11.2018 tarihli karar ile davalı ... hakkında mahkumiyet hükmü verildiği ,ceza dava dosyasının istinaf aşamasında bulunduğu tespit edilmiştir....

              Özkan, Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156-164) Aynı yasanın 72/ VI’ıncı maddesin de ise; "Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. " hükmüne yer verilmiş olup, buna göre; borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı alamamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borç alacaklıya ödenmiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin, yazılı hüküm gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir. (Çavdar, Seyit, İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, ..., 2007, s.803)....

                Asliye Ticaret Mahkemesi'ne açılan dosyanın menfi tespit davası olarak açıldığını fakat taraflarınca ıslah edilerek istirdat davası olarak yargılamasına devam edildiğini ve bu sebeple işbu davaya ilişkin derdestlik itirazının öne sürülemeyeceğini beyan etse de davanın başından beri istirdat olmadığını, menfi tespit ve istirdat davasının aynı amaçla düzenlenmiş iki dava olduğunu, hal böyle iken davacı tarafından ikame edilen iki davanın da tarafları, konusu ve talebinin aynı olmakla sonradan ikame edilen işbu istinaf incelemesine konu olan davanın derdestlik dolayısıyla usulden reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davalı tarafın istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

                Asliye Ticaret Mahkemesi'ne konu menfi tespit davasında davacı ... İmalat Paz San ve Tic Ltd Şti, davalıların ise müvekkil ... AŞ, ... ve ... olduğunu, akabinde yine aynı davacı tarafından İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde menfi tespit davası ikame edildiğini, Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından davacının dilekçe içeriği ve sunulan deliller dikkate alındığında HMK 390/3 maddesinde düzenlenen yaklaşık ispat koşulunu gerçekleştirmediği gerekçesiyle tedbir taleplerinin reddedildiğini ve işbu dava dosyasının derdest olduğunu, borçlu tarafın bu kez aynı taraflarla aynı konuya ilişkin olarak menfi tespit ve tedbir taleplerini ilgili istinafa konu bu dosyaya sunarak mükerrer bir menfi tespit davası açtığını, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin mezkur davayı HMK m.114 uyarınca derdestlik ön şartı nedeniyle usulden reddettiğini, davacı tarafından Adana 1. Asliyee Ticaret Mahkemesi'nin Adana 1....

                  için menfi tespit davasının kesinleşmesi bekleneceğinden müvekkilin aracı üzerindeki haciz dolayısıyla mağduriyet devam edeceğini, sayın mahkemenize başvurmadan önce İstanbul 35....

                  UYAP Entegrasyonu