a tapuda devredildiği, bu itibarla dava konusu tapuda hisse devrine ilişkin tasarruflarda beş yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu anlaşıldığından tasarrufun İptali talebinin reddine karar verilmiş, muvazaa nedeniyle tapudaki hisse devrinin iptali talebi yönünden ise; davalı ... tanığı ...'un, davaya ilişkin bir bilgisinin olmadığı, başka bir olayı anlattığı, ...'in ise duruşmada alınan beyanında, 2005 yılı Şubat ayından beri davalı ...'ın yanında çalıştığı, dava konusu edilen yerdeki hisselerin devrine ilişkin bilgisinin olduğu, bu hisse devirlerine ilişkin farklı zamanlarda, farklı miktarlarda ödemeleri kendisinin ... adına yaptığı, ya davalı ...'a, ya da ...'ın annesi ... 'ye parça parça ödenmek suretiyle bu hisseleri davalı ...'ın aldığı belirtildiğinden, ...'ın, ...'...
Bu doğrultuda alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu edilen limited şirket hisse devir sözleşmesinde hisseyi devreden kısmında yer alan imzanın davacıya ait olmadığı tespit edildiğinden davacının noter senedinin sahteliği ve hisse devrinin iptali taleplerinin yerinde olduğu anlaşılmıştır....
Bu doğrultuda alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu edilen limited şirket hisse devir sözleşmesinde hisseyi devreden kısmında yer alan imzanın davacıya ait olmadığı tespit edildiğinden davacının noter senedinin sahteliği ve hisse devrinin iptali taleplerinin yerinde olduğu anlaşılmıştır....
Bankası Zeytinburnu Şube'sinin tevdii mahalli olarak tayin edildiği,bononun kimin elinde bulunduğu tespit edilmesi sebebi ile mahkeme tarafından menfi tespit ve istirdat davası açmak üzere davacıya süre verildiği ve verilen süre içinde İstanbul 11. ATMnin 2021/386 esas sayılı dosyasında istirdat davası açıldığı, 07.04.2022 tarihinde asıl ve birleşen davaların reddine karar verildiği, dosyanın istinaf aşamasında olup henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.Talep eden vekilince davaya konu 31/05/2021 vade Tarihli, 1.000.000- TL bedelli bono bedelinin tevdii mahalli tayin edilen bankaya ödendiğini ve bu bedelin kendilerine ödenmesini talep etmiş ise de açılan bono iptal davasında TTK 757.maddesine uygun olarak senedin muhatabına ödemeden men yasağı getirilerek vadesi gelen borçlar yönünden tevdi mahalli tayin edildiği, senedi elinde bulunduran kişi belirlendiği için TTK 758.madde hükmü işletilerek istirdat davası açılması için süre verildiği sabittir....
DAVANIN KONUSU: Hisse Devrinin İptali, Tespit ve Hisse Bedelinin Tahsili Taraflar arasındaki hisse devrinin iptali ve alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davalı şirket ve davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkete %50 hissesi ile 03.09.2004 tarihinde ortak olduğunu, daha sonra 05.02.2010 tarihinde hissesini davalı ...'...
O halde mahkemece; davacının 5.500TL'nin tahsili talebi yönünden davanın HMK'nun 115/2.maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken yukarıdaki şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2-) İİK'nun 72/5. maddesi gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış, veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. ''Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir.''...
İİK'nın 72/6. maddesi uyarınca bir menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşebilmesi için Kanun'da açıkça düzenlediği gibi "Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa davaya istirdat davası olarak devam edilir" hükmüne haiz olduğu, Davalı asil ...'a 10/05/2019 tarihli iade protokolünde dava konusu ... çek seri numaralı, 27/07/2019 tarihli ve 25.000,00 TL bedelli çek bedelinin davacı ...'...
Menfi tespit davası borcun ödenmesinden önce açılır. Borç ödendikten sonra menfi tespit davası açılmasında borçlunun hukuki yararı bulunmadığından menfi tespit davası borcun ödenmesinden sonra açılamaz. Borç ödendikten sonra açılacak dava istirdat davası olup bu davanın da İİK'nın 72/VII. maddesi uyarınca borcun ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, açtığı menfi tespit davasında ihtiyatı tedbir kararı almamış veya verilen ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması sebebiyle dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası Yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda İİK'nın 72/VII. maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü süre de uygulanmaz....
Davacılar vekili Mahkememize sunduğu 03/10/2022 havale tarihli dilekçesinde özetle; Yargıtay kararları ile sabit hale gelmiş olan, menfi tespit davalarının arabuluculuk görüşmelerine uygun olmadığı gerekçesi ile menfi tespit davalarında arabuluculuğun dava şartı olmadığının kabul gördüğünü, hatta menfi tespite bağlı istirdat ve tazminat davalarının da arabluculuğa tabi olmayacağı görüşünün hakim olduğunu, dava dilekçesinde belirtildiği üzere davanın Konya 2.ATM nin ..........Esas sayılı dosyası nezdinde açıldıktan sonra çekin ortaya çıkması sonucunda, açmak zorunda kalınan menfi tespit ve istirdat davası olduğunu, Yargıtay 19. ve 11.Hukuk Hukuk Dairelerinin, Bölge Adliye Mahkemelerinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin kararlarının da bu yönde olduğunu beyanla arabuluculuk tutanağının sunulmasına dair karardan rücu edilmesini talep etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/1094 esas sayılı kararı dayanak yapılarak müvekkili aleyhine Bursa 3.İcra Müdürlüğünün 2020/4223 esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlatıldığını, dayanak ilamın konusunun menfi tespit olduğunu, yargılamasının devam ettiğini, istinaf aşamasında bulunduğunu, davalı tarafın ilam kesinleşmeden takip başlattığını, menfi tespit-istirdat davalarına ilişkin kararlar kesinleşmeden icraya konulamayacağını belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bursa 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/1094 esas sayılı dosyasının doğrudan ve sadece istirdat davası olduğunu, bu nedenle istirdat davası olan dosyalarda kararın kesinleşmesinin gerekmediğini beyan ederek davanın reddine ve davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....