Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, dava konusu hisse devir sözleşmesinin yapıldığını ancak, şirketin faaliyet alanındaki devre mülk sözleşmelerinin alıcıları tarafından iptal edildiğini, bu nedenle de taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesi gereği bedelden indirim yapılması gerektiğinden davalının borçlu değil alacaklı durumda bulunduğunu, ayrıca davacının dava dışı şirket hesabından para çektiği miktarın ve hisse devri öncesi doğan ve devrinden sonra ödenen, davacı tarafından gider olarak gösterilmeyen miktarın da hisse devri bedelinden mahsubu gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir....

    10.03.2008 tarihli açıklamada ise hisse devrinin gerçekleştiği kanaatin oluşturulduğu, dolayısıyla yapılan açıklamalrın yanıltıcı oldukları, bununla birlikte Sermaye Piyasası Kanunu’nun 45 ve devamı maddelerinde, sermaye piyasası mevzuatına aykırılığın yaptırımı olarak cezai sorumluluk öngörüldüğü, mevzuata aykırılık nedeniyle zarar görenlerin bir tazminat talebi olması durumunda bu talebin haksız fiil hükümleri çerçevesinde değerlendirilebileceği, bu açıdan bakıldığında hukuka aykırılık, kusur ve zarar unsurlarının gerçekleştiği ancak hukuka aykırı fiil ile zarar arasında illiyet bağının olmadığı, zira davacının hisse devri öngörülen şirkette genel müdür sıfatıyla görev yaptığı, hisse piyasaları konusunda bilgili bir kişi olduğu, hisse devrinin gerçekleşmesi halinde devraldığı hisseler bakımından davalı ...'...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, adi ortaklıktan doğan hisse devrinden kaynaklanmaktadır. Kararın temyiz incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi' ne ait olup, 6723 sayılı ... Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 21/2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60/3. maddesi gereğince dosyanın anılan Yüksek Daireye gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 24.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        den alınarak davacıya verilmesine, maddi ve manevi zarar taleplerinin reddine, diğer davalılar hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, hisse devrine ilişkin ortaklar kurulu kararının sahteliği iddiasına dayalı olarak ortak olunmadığının tespiti, hisse devri için ödenen paraların iadesi, maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, davacının hisse devralmasına ilişkin sözleşmelerin kabulüne ve bu devirlerin pay defterine işlenmesine dair olup sahte imzalarla alınan ortaklar kurulu kararının ticaret sicilinde tescil ve ilan edildiği anlaşılmaktadır....

          Davalı vekili, müvekkili bankanın muamele merkezinin Fransa’da olduğunu, bu nedenle banka lehine yetkisiz mahkemede ikame edilen davanın reddinin gerektiğini, müvekkili bankanın Anayasanın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan hak arama hürriyetine istinaden yasal müracaat hakkını kullandığını, bu girişimin haksız fiil teşkil etmeyeceğini, davacı şirketin maddi ve manevi zarar iddiasının tümüyle haksız ve dayanaktan yoksun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....

            Maddesi uyarınca TC Kültür ve Turizm Bakanlığından onay yazısı alınmasına müteakip en geç 5 gün içerisinde alıcı davalılar tarafından hisse devir bedelinin ödenmesi ve eş zamanlı olarak hisse devrinin gerçekleştirilmesi kararlaştırıldığını, bakanlık onayının alınmasına istinaden tarafların bir araya geldiklerini, alıcı tarafların sözleşmede belirtilen ödemeleri yapacak kaynağa sahip olmadıklarını belirtilerek hisse devrinden imtina ettiklerini ve kapanış gününde davalı alacıların hisse devir bedeline ilişkin ödemeyi gerçekleştirememesi üzerine yapılamadığını, sözleşmenin 5....

            Maddesi uyarınca TC Kültür ve Turizm Bakanlığından onay yazısı alınmasına müteakip en geç 5 gün içerisinde alıcı davalılar tarafından hisse devir bedelinin ödenmesi ve eş zamanlı olarak hisse devrinin gerçekleştirilmesi kararlaştırıldığını, bakanlık onayının alınmasına istinaden tarafların bir araya geldiklerini, alıcı tarafların sözleşmede belirtilen ödemeleri yapacak kaynağa sahip olmadıklarını belirtilerek hisse devrinden imtina ettiklerini ve kapanış gününde davalı alacıların hisse devir bedeline ilişkin ödemeyi gerçekleştirememesi üzerine yapılamadığını, sözleşmenin 5....

            Bakanlığından onay yazısı alınmasına müteakip en geç 5 gün içerisinde alıcı davalılar tarafından hisse devir bedelinin ödenmesi ve eş zamanlı olarak hisse devrinin gerçekleştirilmesi kararlaştırıldığını, bakanlık onayının alınmasına istinaden tarafların bir araya geldiklerini, alıcı tarafların sözleşmede belirtilen ödemeleri yapacak kaynağa sahip olmadıklarını belirtilerek hisse devrinden imtina ettiklerini ve kapanış gününde davalı alacıların hisse devir bedeline ilişkin ödemeyi gerçekleştirememesi üzerine yapılamadığını, sözleşmenin 5....

              Maddeleri kapsamında davalının sorumlu olduğunu belirterek eldeki davaya konu takibi başlatmış ise de, adı geçen işçinin şirketin çalışanı olduğu, işçilik alacağına ilişkin davanın ... tarihinde yani hisse devir protokolünden sonra açılan bir dava olup, işçinin iş akdinin de yine protokolden sonra ... tarihinde fesih edilmiş olduğu, kıdem tazminatının feshe bağlı doğan bir alacak olduğu, ihbar tazminatının da işçiye bildirim öneli tanınmadan yapılan fesih sebebiyle oluşan bir alacak olduğu, dolayısıyla hisse devir protokolünden sonra tamamen işçi işveren ilişkisi kapsamında davacı şirket bünyesinde doğan bu alacakların sözleşme kapsamında değerlendirilemeyeceği, davalı ...'ın şahsını ilgilendiren bir borç da olmadığı ve davalının sorumlu tutulamayacağı anlaşıldığından davanı reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere, 1-Davanın REDDİNE, 2-Alınması gerekli ...-TL harcın peşin alınan ......

                Bu durumda Mahkemece, noterde gerçekleşen hisse devrinden sonraki döneme ait şirket borçlarından davacının sorumlu olmayacağı gözetilerek, hisse devrinden sonra doğan bir borcun davacıdan talep edilip edilmediği hususunun açıklığa kavuşturulduktan sonra sonuca gitmek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu