Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İflas Dairesinin 02.10.2015 tarihli ......Esas sayılı yazısı ile bildirilmiş olduğu, davalı şirketin yasal olarak müflis durumda bulunduğu sırada yapılan tüm iş ve işlemlerin mahkeme kararları ve iflas müdürlüğü tarafından verilen kararlara uygun olarak yerine getirildiği, davaya konu hisse devir sözleşmesinin, davacı ... adına vekili olarak tayin edilen ... ve davalı ... arasında yapıldığı, ...'...

    -Euro karşılığında devretmeyi taahhüt ettiğini, ardından 14.06.2002 tarihli protokolün tasarruf işlemi olan 07.10.2002 tarihli hisse devir sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşmeye göre de, davalının sahip olduğu hisselerini davacıya devrettiğini, ödenmesi kararlaştırılan 500.000 Euro'nun bir ödeme planına bağlandığını, ilk iki taksitin ödendiğini, üçüncü taksitin davalı tarafından iade edildiğini, ödemenin tamamının tek seferde yapılmasının ihtar edildiğini, ayrıca 07.10.2002 tarihli hisse devir sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti için Aydın 1....

      -TL'ye 11.09.2011 tarihinde sattığını, şirketin malvarlığı çok yüksek olduğu halde müvekkiline miras payı olarak düşen hissenin belirtilen bedele satılmasının müzayekenin varlığını gösterdiğini, 46 nolu kararda murise atfedilen imzanın ona ait olmadığının mahkeme kararı ile sabit hale geldiğini, kararın iptal edildiğini, hisse devir sözleşmesinin geçersiz olduğunu ileri sürerek 11.09.2001 tarih ve 25098 yevmiye nolu hisse devir sözleşmesinin iptaliyle, müvekkilin veraset ilamı gereğince, davalı şirketin %8,15 hissesi oranında ortağı olduğunun tespitine, hissesinin şirket pay sahipleri defterine tesciline, hisse devir sözleşmesinin iptali yönündeki talep kabul edilmediği takdirde, murisin %20,150 hissesinin erkek mirasçılara devrine ilişkin Yönetim Kurulunun 15.09.2000 tarih ve 46 sayılı kararı mahkemece iptal edildiğinden, bu hissenin veraset ilamı gereğince %1.89 payının müvekkiline ait olduğunun ve satışa konu edilmediğinin tespitine, hissesinin şirket pay sahipleri defterine tesciline...

        Davalı vekili, davacının hisse bedellerini halen ödemediğini, devir sözleşmesinde belirtilen yükümlülüklere aykırı davrandığını, hisse devri sözleşmesinin noter tasdikli olmaması nedeniyle geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....

          GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, limited şirket hisse devir sözleşmesinin geçerli olduğunun, sonraki devirlerin yolsuz ve hükümsüz bulunduğunun tespiti, önceki devrin geçerli olması nedeniyle ticaret sicilinde geriye etkili tescil ve ilanı istemlerine ilişkindir....

            Davacılar vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1- Davacılar vekili, dava dilekçesinde davalıya limited şirket hisse devri karşılığında 17.05.2011 tarihli sözleşmeyle verilen teminat çeklerinin, hisse devir bedeli ödenmesine rağmen iade edilmediğini, 17.05.2011 tarihli sözleşmeyle verilen çeklerin icraya konulacağı tehdidi altında Borç İtfa Sözleşmesi imzalandığını, Borç İtfa Sözleşmesine dayalı olarak teminat çeklerinin alınarak yerine 600.000 USD bedelli 18 adet çek verildiğini ileri sürerek, Borç İtfa Sözleşmesinin hile ve ikrah nedeniyle geçersiz olduğunun ve çekler nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti ile çeklerin istirdatını talep etmiştir....

              Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava noterde yapılan hisse devir sözleşmesinin iptali ve bu suretle şirkete ortak olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, davacı dava tarihi itibariyle dava dışı limited şirketin ortağı olması nedeniyle davada husumetin hisse devri yapan ortağın yanı sıra şirkete de yöneltilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davacıya şirkete karşı dava açmak üzere mehil verilip açıldığı takdirde de bu dava ile birleştirilerek davanın görülmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....

                Kişilere devir ve temlikinin önlenmesi konusunda ihtiyati tedbir kararı talebinin kabul edilemez olduğunu, tasfiyeye giren şirketlerde kayıt kabul davası açılamayacağını, tasfiye sonuçlandırılıp tasfiye bakiyesi hesabının yapılmasından sonra ancak kayıt kabul davası söz konusu olabileceğini, tasfiye bakiyesinin hesaplanması, kesinleşmesi ve ortaklara ödenecek bir bakiye kalması halinde pay devri ve kayıt kabul söz konusu olabileceğini, aksi takdirde tüm bu işlemler yapılmadan tasfiye halindeki bir şirkette pay devri ve kayıt kabulü mümkün olmadığını, verilen vekaletname de özellikle tasfiye kaldırıldıktan sonra ibaresi bulunmakta olduğunu, tasfiye memurunun geçersiz hisse devir sözleşmesine dayanarak hisse devrini pay defterine işlememekte haklı nedeni bulunmakta olduğu, davacının davasının dayanaksız olduğu, yetki aşımlarının olduğu, hisse devir girişimlerinde bir takım usulsüz işlemler yapıldığı ve devir sözleşmesinin geçersizliği konusunda bu kadar açık göstergeler olduğu, sadece belirli...

                  , protokolün hükümsüz kaldığını, artık müvekkilinde de devir iradesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemişir....

                    Konut Yapı Kooperatifi'ndeki hissesini ekonomik sıkıntılar nedeniyle davalıya 01.07.2008 tarihinde devrettiğini, davalının İran vatandaşı olduğunu, Türkiye'de mülk elde edinemeyecek olması nedeniyle hisse devir sözleşmesinin kurulduğu andan itibaren geçersiz olduğunu, davalının sözleşme tarihinden sonra Türk vatandaşlığına geçmesinin geçmişe etkili olamayacağını ileri sürerek, hisse devir sözleşmesinin geçersizliğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı ......operatif üyesi olmasına dolayısıyla gayrimenkul edinmesine esas hisse devir sözleşmesinin yapıldığı tarih itibariyle İran vatandaşı olarak Türkiye'de mülk edinme imkanı bulunmadığı, davalının daha sonra Türk vatandaşı olmasının sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle, asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu