Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı ..., taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır. Orman Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile davaya müdahil olmuştur. Mahkemece davanın kabulüne dava konusu 111 ada 20 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline ve orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava 13.06.2002 tarihinde tapuda kayıt maliki ... ... aleyhine açılmışsa da, yargılama sırasında taşınmaz el değiştirerek 23.11.2003 tarihinde Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü adına intikal görmüştür. Taraf teşkili davanın görülebilme koşullarından olduğuna göre taşınmaz maliki Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü davadan haberdar edilerek taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra iddiası sorulup göstereceği deliller toplandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir....

    Tapu kaydında yazılı olan malik ismi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir kişinin daha bulunduğu tespit edildiğine göre; bu kişinin taşınmaz hakkında mülkiyet iddiası bulunup bulunmadığı araştırılmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece yukarıda adı geçen "... kızı ...'nın" adresinin tespiti ile mahkemeye çağrılıp dinlenerek taşınmaz üzerinde bir hak iddiası bulunup bulunmadığı sorulup beyanları tespit edilmeli, mülkiyet iddiası olması halinde çekişmenin esası tapu iptali ve tescil davası ile çözümlenebileceğinden davanın reddine karar verilmeli, aksi halde dava kabul edilmelidir. Yukarıda açıklanan nedenlerle mülkiyet nakline yol açacak şekilde tesis edilen hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenle davalı idare temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12.10.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil K A R A R Asıl davada mera ve yol olduğu iddiası ile tapu iptali ve köy boşluğu olarak tescil, birleşen davada ise mera iddiası ile tapu iptali ile mera olarak sınırlandırma istendiğine, Yüksek Yargıtay (14.) Hukuk Dairesinin 18.04.2012 tarih 2012/4552 Esas-2012/5703 Karar sayılı bozma ilamına uyularak hüküm kurulduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (14.)...

        -Süresinde satış talebinde bulunulmadığı iddiası ; İcra dosyası ayrıntılı incelendiğinde süresinde satış talebinin istendiği, yine süresinde satış avansının yatırıldığı görülmüş olup hacizler baki iken ihale gerçekleştirildiğinden davacının iddiası yerinde değildir. -Davacının son iddiası olan Traj düşüklüğü iddiası : Gazetenin yayın günü basın ilan kurumundan sorulmuş olup, trajının 134.645 adet olduğu, bu sebeple mevcut traj göz önünde bulundurulduğunda ihalenin feshini gerektirecek bir durum mevcut değildir. -Davacının usulsüz tebliğ iddiası : Davacının kendisine yapılan tebligatlar dışında, diğer taraflara yapılan tebligatların usulsüzlüğünü ihalenin feshi davasında ileri süremez. Yukarıda belirtilen Yargıtay kararında da açıklandığı üzere ihalenin feshi davasını sadece davacı kendisine yapılan tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürebileceğini, dava dışında herhangi bir kişiye yapılan tebligatın usulsüz olduğunu ileri süremez....

        ek karar da davalılar vekili olduğu iddiası ile Av. ... tarafından temyiz edilmiştir....

          İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, 28.2.2019 tarihli haciz de şantiye şefi, hacze konu menkulleri borçludan satın aldıklarını beyan etmiş,alacaklının istihkak iddiasına karşı çıkması üzerine İcra Müdürü 6.3.2019 tarihli kararı ile, alacaklıya istihkak davası açmak üzere süre verilmesine karar verilmiş, karara istinaden eldeki dava açılmıştır. 2.4.2019 tarihli dilekçe ile de üçüncü kişi, menkullerin mülkiyetinin ... Büyükşehir Belediyesine geçtiğini belirtmiş, bu beyanını cevap dilekçesi ile yinelemiştir....

            Talep, İcra Müdürlüğünün istihkak iddiası ile ilgili aldığı kararın iptal edilmesi istemine ilişkin şikâyet başvurusudur. İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, talep konusu 10.3.2016 tarihli haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan ...’ın üçüncü kişinin çalışanı olduğu, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır. Bu durumda, üçüncü kişi tarafından usulüne uygun yapılmış bir istihkak iddiasının bulunmadığının kabulü gerekmiştir....

              Hükmü temyiz eden müdahil ... tarafından askı ilan süresi geçirildikten sonra davaya konu parsel hakkında kendisinin fiili kullanımında olduğu iddiası ile Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmış olup dava dosyasının eldeki dosya ile birleştirilmesine karar verilmiş ve dosya bu dosya içine konulmuştur. Ayrıca adı geçenin vekili tarafından yargılama sırasında tarihsiz dilekçe ile Kadastro Mahkemesinde görülmekte olan davaya müdahale talebi içeren dilekçe sunulmuştur. Mahkemece dosyanın ana dosyadan ayrılmasından sonra yapılan yargılaması sırasında müdahil ve vekili duruşmalara çağrılmaksızın yokluklarında keşif yapılıp birleşen dosya davacısı hakkında yukarıda yazılı olduğu şekilde karar verilmiş, davaya katılan ...’nin açmış olduğu dava yönünden delilleri toplanmamış ve iddiası incelenip 2013/8023-9011 talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir....

                Mahkemece, davacının istihkak iddiası icra müdürlüğünce 30.07.2009 tarihinde red edilmiş olmasına rağmen memur muamelesinin iptali isteminin 7 gün içerisinde yapılaması gerekirken davacının bu süreden sonra dava açtığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 3.kişinin ,İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu aracın trafik kaydı üzerine haciz 24.04.2008 tarihinde işlenmiş, araç fiilen haczedilmemiştir. Davacı 3.kişi 30.07.2009 tarihinde haczi yeni öğrendiğini belirterek icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile istihkak iddiasında bulunmuştur. Dosyada bu iddiasının aksine kanıt olmadığı gibi dava açma süresinin geçtiği alacaklı tarafından kanıtlanmış da değildir. Bu durumda İİK’nun 97/a maddesi hükmü gereği istihkak iddiasının süresinde yapıldığının kabulü gerekir. İstihkak iddiası ile yasada öngörülen hak düşürücü dava süresi kesilmiştir....

                  Somut olayda; mahkemece davacı tarafın çekteki tahrifat iddiası yönünden Adli Tıp Kurumu ve Jandarma Kriminal Laboratuvarından alınan raporlarda, çekteki yazı ile yazılan miktar ve imzanın davacılar murisi eli ürünü olduğunun saptanmış olmasında ve icra mahkemesi kararının kesin hüküm oluşturamayacak bulunması konusunda verilen karar yerinde ise de; davacı yanın diğer iddiası olan dava konusu çekin ahlaka ve adaba aykırı verildiği iddiası üzerinde yeterince durulmadan ve karar yerinde tartışılmadan, keza bu yönde taraf delilleri toplanılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu