Davaya konu 21.2.2014 tarihli hacizde hazır bulunan ..... isimli çalışan haczin dava dışı ...i.’nin faaliyet adresinde yapıldığını,hacze konu bilet bedellerinin acentelik sözleşmesi gereği davacı 3.kişi şirkete ait olduğunu beyan etmiş, davalı alacaklı istihkak iddiasına itiraz etmiştir.İstihkak iddiası ile yasada öngörülen hak düşürücü dava süresi kesilmekle birlikte istihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca,gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, haciz esnasında istihkak iddiasında bulunan şahsın,üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Ancak, üçüncü kişi hacizden sonra 7 gün içinde doğrudan dava açarak kendi lehine istihkak iddiasında bulunmuştur ki bunu engelleyen yasal bir düzenleme yoktur....
İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılamaz. Somut olayda, dava konusu 30.12.2013 ve 06.01.2014 tarihlerinde yapılan hacizler sırasında 3. kişi yararına istihkak iddiasında bulunan ...’in üçüncü kişinin çalışanı olduğu, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır. .//.. Hal böyle olunca, dava konusu mahcuzlara ilişkin 3.şahıs tarafından usulüne uygun yapılmış bir istihkak iddiası bulunmamaktadır....
İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, dava konusu 4.4.2013 tarihinde yapılan haciz sırasında 3. kişi yararına istihkak iddiasında bulunan ...’ün üçüncü kişinin çalışanı olduğu, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır. SONUÇ: Hal böyle olunca, 3. şahıs tarafından usulüne uygun yapılmış bir istihkak iddiası bulunmamaktadır. O halde davacı alacaklının İİK.'nun 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından 6100 sayılı HMK.'...
Sanık Şaban hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu işlediği iddiası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği iddiası ile 5237 sayılı Kanun'un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) bendi, beşinci fıkrası; sanıklar Ali ve Senem'in (ayrı ayrı) diğer sanık Şaban'ın nitelikli istismar eylemine yardım eden sıfatıyla katıldıkları iddiası ile 5237 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi delaletiyle aynı Kanun'un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işledikleri iddiası ile aynı Kanun'un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) bendi, beşinci fıkrası uyarınca açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Manisa 2.Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.03.2015 tarihli ve 2014/398 Esas, 2015/84 Karar sayılı kararı ile mevcut delillerin değerlendirilmesi ile sanıkların atılı suçlardan, 5271 sayılı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, sav ve savunmaya, mahkemece saptanan hukukî niteliğe göre uyuşmazlık, gerçek kişiler arasında kadastro tespitine itiraza ilişkin olup, Hazine, taşınmazın Ermenilerden Hazineye kalan yerlerden olduğu ve davacı ve davalılar lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığı iddiası ve taşınmazların Hazine adına özel mülk olarak tescili istemiyle davaya katılmıştır. Taşınmazların malik hanesi kişiler adına tespitli olup, orman iddiası ile açılan bir dava olmadığı gibi, orman incelemesini gerektirir bir durum da bulunmamaktadır. Buna göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24/01/2014 tarih ve 2014/1 sayılı kararı uyarınca temyiz incelemesi 16. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay 16....
Köyü Tüzel Kişiliği, yasal süresi içinde çekişmeli taşınmazın mera olduğu iddiası ile dava açmıştır. Yargılama sırasında Hazine vekili çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiası ile davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli parselin mera vasfıyla sınırlandırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 22.12.2008 gününde oybirliği ile karar verildi....
Dosya kapsamından; iftira iddiası ile kişilik haklarının zedelenmesi iddiası ile aynı olaydan kaynaklanan sebeplerle 6.000.00.- YTL. tazaminat istemi ile 11.10.2004 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı anlaşılmaktadır. Aynı sebepten kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde H.Y.U.Y.'nın 8. maddesi gözetilerek dava tarihi ve değeri esas alınmalıdır O halde; davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 26/06/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ve ... karşı yaralama suçunu işledikleri iddiası ile açılan kamu davaları ile ilgili olarak zamanaşımı süresi içinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür. Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak; Sanıklar ... ve ... hakkında babaları müşteki ... karşı suç işledikleri iddiası ile kamu davası açılmadığı halde böyle bir dava olduğu izlenimini verecek şekilde meşru müdafaa hükümleri uygulanarak sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi, mağdurların karıştırılarak hükmün (1) no.lu bendinde karışıklık yaratılması, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 06/06/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nın 97. maddesi uyarınca istihkak iddiası istemine ilişkindir. Konya İcra Hukuk Mahkemesince her ne kadar icra işleminin, Konya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin ihtiyati haciz kararı nedeniyle görevsizlik kararı verilmişse de, davacının talebi ihtiyati haciz kararına itiraz niteliğinde olmayıp istihkak iddiası olduğu anlaşılmakla görevli mahkeme İcra Hukuk mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Konya 2. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 26/06/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak; 1) Katılanın yaralanmasına ilişkin düzenlenen ilk raporda kolunda çatlak olduğunun belirtilmesi ve katılanın ilk ifadesinde, sanığın koluna sopa ile vurup kırılmasına neden olduğuna dair iddiası karşısında, katılanın yaralanmasına ilişkin Adli Tıp Raporu alınarak sonucuna göre hareket edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2) Katılanın, sanığın koluna sopa ile vurduğuna dair iddiası, anlatımı ile uyumlu doktor raporu karşısında, sanık hakkında TCK'nin 86/3-e maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca CMUK'un 326/son maddesi gereğince kazanılmış hakları saklı...