Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, dava konusu yapılan haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan kişinin Bodrum Belediyesinde çevre mühendisi olarak çalıştığı, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı, bu durumda davalı üçüncü kişi lehine geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığı sabittir. Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır....

    İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, dava konusu 12.11.2013 tarihinde yapılan haciz sırasında 3. kişi yararına istihkak iddiasında bulunan Sinan Durmuş'un üçüncü kişinin çalışanı olduğu, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Konut dokunulmazlığının ihlali HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Tüm dosya kapsamından; müştekinin, sanık ...’ın evinin kiracısı olduğu ve olay günü evde bulunmayan müştekinin evinin kirasını ödemediği, evinden kötü kokular geldiği iddiası ile müştekinin evinin kapısını mahalle muhtarı azası ... ve çilingir olan sanık ... ile birlikte açarak evin içerisine girdikleri iddiası ile açılan davada; sanık ...’ın konut dokunulmazlığının ihlali kastı ile hareket etmediği anlaşılmakla, sanık hakkında manevi unsur yokluğu sebebiyle beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 29/06/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        ya hakaret ettiği iddiası ile açılan kamu davası ile ilgili bir karar verilmemesine yönelik olduğu kabul edilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay'a gönderilen dosya görüşüldü: Sanık ... hakkında ...'ya hakaret ettiğ iddiası ile açılan kamu davası ile ilgili karar verilmemiş ise de, açılan bu kamu davası ile ilgili olarak Mahkemesinde her zaman bir karar verilmesi mümkün bulunduğundan ve kanun yoluna konu olabilecek bir hükümde bulunmadığı, anlaşılmakla; O Yer Cumhuriyet Savcısının tebliğnameye uygun olarak, temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA ve dosyanın incelenmeksizin karar mahkemesine GERİ GÖNDERİLMESİNE, 29/11/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          Ancak davanın 3.kişi tarafından açılmasını yasaklayan bir yasa hükmü bulunmadığından 3.kişi de istihkak iddiası ile dava açılabilir. Kuşkusuz buradan yasada kabul edilen sürelere uyulması zorunludur. Somut olayda, dava konusu mal bu davanın davacısı olan 3. kişi elinde haczedilmiştir. Haciz sırasında 3. kişinin hazır bulunup bulunmadığı haciz zaptına yazılmadığı gibi, zabıtta istihkak iddiası ile ilgili bir kayıt da bulunmamaktadır. Bu nedenle haczin 3.kişinin yokluğunda yapıldığının kabulü gerekir. Davacı, istihkak iddiası ile ilgili temyize konu eldeki davadan önce, haczedilen malın satışının tedbir yoluyla durdurulması istemli Tuzla Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/175 Değişik iş sayılı davasını 20.10.2005 tarihinde açmıştır. Dolayısıyla anılan malın kendi elinde iken haczedildiğini en geç bu tarihte öğrenmiş olduğunun kabulü gerekir....

            - K A R A R - Dava, keşidecisi ..., lehtarı ... olan, 35 milyar TL.’lik bonodaki imzanın keşideci eli ürünü olmadığı iddiası ile açılan menfi tesbit davasıdır. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, İTM’de Kriminal Polis laboratuarından alınan raporda, imzanın davacı eli ürünü olmadığı anlaşıldığından usul ekonomisi yönünden yeniden bilirkişi incelemesine gerek olmadığını, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Keşideci ... ş İTM’de imzanın kendisinin eli ürünü olmadığı iddiası ile dava açmış ise de, İTM’de alınan rapora lehtar ... itiraz etmiş, ayrıca İTM’de açılan davanın HUMK.’nun 409.maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....

              Davacı Hazinenin orman iddiası ile açtığı bir davası yoktur. Dava, yayla iddiası ile açıldığından ve yayla olduğu saptanan yer krokide (B) harfi ile gösterildiğinden kadastro bilirkişisinden bu kısmın miktarını gösterir infaza elverişli rapor ve kroki alınarak, davanın taşınmazın (B) harfli bölümüne hasren kabulü gerekir. Mahkemece bu olgu gözden kaçırılarak kesinleşmiş tahdit içindeki orman olan (A) harfli bölümün de yayla niteliği ile özel siciline yazılması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; yargılama giderlerinin davalı yerine davalı vekilinden tahsiline karar verilmesi de doğru değildir. ./.. -2- 2006/1148-1998 SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.numaralı bentte yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 27.2.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Gerçekten, orman mühendisi bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor ve krokide dava konusu taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kaldığı bildirilmiş, Dairemizce davanın yayla iddiası ile açıldığı, Hazinenin orman iddiası ile açtığı bir dava bulunmadığından davanın reddi gerekeceği yönünde bozma yapılmıştır. Davacı hükmün bozulmasından sonra davasını ıslah ederek çekişmeli taşınmazın orman olduğunu iddia etmiştir. 4.2.1948 tarih 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere dava açıldıktan sonra konusunda, sebebinde ve delillerinde usule ilişkin olmak üzere yapılan yanlışlıkların bir defaya mahsus olmak koşulu ile düzeltme ve eksiklikleri de tamamlamak olanağı veren ve mahkeme hükmüne gerek olmadan tarafların sözlü ve yazılı beyanları ile yapılabilen ıslah HUMK.nun 84.maddesindeki açık hüküm gereğince tahkikat ve yargılama bitinceye kadar yapılabilir. Yargıtay’ca bozulan davada ıslah mümkün değildir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı temsilcisi tarafından, davalı aleyhine 29.6.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve sınırlandırma istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 6.2.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Hazine tarafından çekişmeli taşınmazın yayla yeri olduğu iddiası ile açılmış, mahkemece istek kabul edilerek dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının iptaline yayla niteliği ile özel siciline kaydedilmesine karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Orman Mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve krokide dava konusu taşınmazın 1951 yılında kesinleşen orman tahdit sınırları içinde bulunduğu bildirilmiştir. Davacı Hazine'nin orman iddiası ile açtığı bir davası yoktur....

                    Davacı ..., tüm parseller için ... iddiası ile, Orman Yönetimi, 120 ada 95 parsel dışındaki parseller için orman sayılan yer olduğu iddiası ile dava açmış, Hazine, parsellerin ... olduğu iddiası ile davaya müdahil olmuştur. Mahkemece, Orman Yönetiminin davasının kabulüne, Buz Köyü Tüzelkişiliği ile Hazinenin davasının kısmen kabulüne, 120 ada 95 parselin MERA niteliği ile sınırlandırılmasına, 120 ada 96, 97, 98, 99, 100, 101 ve 102 sayılı parsellerin ORMAN niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan ...,... tarafından 120 ada 95 ve 96 parsellere ilişkin olarak temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu