Davalı T4 vekili cevap dilekçesinde özetle; müteveffa Mevlüt Kahraman 08/02/2017 tarihinde müvekkil bankadan 50.000,00 TL tutarında ihtiyaç kredisi kullandığını, 48 ay vadeli kredinin toplam maliyeti 67,294,71 TL olduğunu, banka alacağını garanti altına almak ve mirasçıları zarara uğramasını önlemek amacıyla bu ihtiyaç kredisi ile birlikte müteveffaya hayat sigortası da yapıldığını, müteveffanın vefatının ardından ihtiyaç kredisine başvuru sırasında yapılan hayat sigortasından rizikonun gerçekleşmesi sebebiyle müvekkil bankaya 33.523,47 TL tutarında ödeme yapıldığını beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; "... davanın reddine ..." şeklinde hüküm kurulmuştur. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....
Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İnceleme 6100 sayılı HMK 'nın 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasıdır. Rizikonun gerçekleşmesi halinde hak sahiplerinin yükümlülüklerini düzenleyen Hayat Sigortaları Genel Şatlarının A.6 maddesinde "Hak sahipleri, rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren durumu 5 gün içinde sigortacıya bildirmek zorundadırlar." denilmektedir. TTK'nun 1427/2 maddesinde "Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitirince ve her halde 1446' ncı maddeye göre yapılacak ihbardan 45 gün sonra muacel olur. Can sigortaları için süre 15 gündür..." Denilmektedir....
KARAR Davacı murisinin davalı bankadan tüketici kredisi aldığını ve hayat sigortası yaptırdığını,davalı bankanın hayat sigortasını yenilemediğini,murisinin 14.5.2007 tarihinde vefat ettiğini ve mirasçısı olarak bu kredi borcunun hayat sigortasından karşılanması gerekiken davalının kusuru sonucu kendisinin borçlu durumuna geldiğini bildirerek uğradığı zararının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir....
Hukuk Dairesinin 04/05/2016 tarih 2016/6229 Esas-2016/5485 Karar sayılı ilamı ile onanmış, görevli mahkeme, sigortalının ölüm nedeni ile hastalığı arasında illiyet bağı olduğu, ancak poliçenin düzenlenmesi sırasında hastalığın beyan edilmediği, davalı sigorta şirketinin de aydınlatma yükümlülüğüne aykırı davranmakla tarafların müterafik kusurlu oldukları oranında tazminle sorumlu oldukları, davanın %50 kusuruna isabet eden tazminat miktarı olan 8.229,37 TL'nin rizikonun gerçekleşme tarihi olan (ölüm tarihi) 19/01/2014 tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, hayat sigortasından kaynaklanın tazminat istemine ilişkindir....
'ın davalı bankadan kullandığı konut kredisine bağlı olarak hayat sigortası yapıldığını, murislerinin 17.03.2010 tarihinde vefat ettiğini, krediden bakiye kalan kısmın hayat sigortasından karşılanması yönündeki taleplerinin davalı banka tarafından murisin 2010 yılı için hayat sigortası yaptırmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, bu nedenle bakiye taksitleri ödemek zorunda kaldıklarını, sigortanın banka tarafından re’sen yenilenmediği gibi, yenilenmesi konusunda bir bildirimde de bulunulmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 2.500,00 TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemişler, birleşen davada, asıl davadaki aynı dava sebebine dayalı olarak fazlası saklı 9.053,00 TL’nin tahsilini istemişler, ıslahla birlikte talep sonucunu 15.000,00 TL’ye yükseltmişlerdir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
sigortasından ödendiğini ileri sürerek, belirtilen tüm bu miktarların faizleriyle birlikte ödetilmesine karar verilmesini istemişlerdir....
durumunda icra takibiyle karşılaşılabileceğini ve bu nedenle müvekkillerinin borcu ödemeye devam ettiklerini, Davalı banka görevlilerince hayat sigorta poliçesinin bir yıl olarak yapıldığı ve vefat tarihinin poliçe süresinin dışında olmasından dolayı kapsamadığını, Kredili Hayat Sigortasının yıllık olarak yenilenmesi ve bildirim yapılması sorumluluğunun davalı bankaya ait olduğunu ve bildirim yapılmadığını belirterek, ödenmeyen taksitler için menfi tespit, ödenen kısmın ise iadesini talep ve dava etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: DAVA; hayat sigortasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır. Dosyanın incelemesinde; davacıların murisi Mevlüt Kesikbaş'ın dava dışı banka ile bireysel kredi sözleşmesi imzaladığı ve kredi kullandığı, davalı T4 (eski unvanı: Ziraat T4) ile grup hayat sigorta sözleşmesi imzaladığı, murislerin vefat ettiği, hayat sözleşmesinin temin ettiği kredi borcunun dava dışı bankaya ödendiğini belirterek vefat tazminatının ödenmesi için eldeki davayı açtığı, davalının davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince murisin davacılardan başka mirasçılarının da olduğu, terekenin tasfiye edilmediği, davacıların tek başına dava açma ehliyetlerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği, karara karşı davacılar vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle : Zakir Sarıyar vefat etmeden davacı bankadan kredi kullandığını, davacı taraf ise kredi kullandırma sırasında Cigna Finans Emeklilik Ve Hayat A.Ş den hayat sigorta sözleşmesi imzalatmış ve davalıdan poliçe bedeli kesildiğini, müteveffanın ölüm sebebi önceden belli olmayan bir rahatsızlık olduğunu, kredi hayat sözleşmelerinde amaç, sigorta ettirenin bir ihtiyacının karşılanması olmayıp bankanın kredi verdiği kişinin ölüm ile krediyi geri Ödeyememesi nedeniyle maruz kalacağı riskin teminat altına alınması olduğunu, belirtilen durumlar ışığında davacı bankanın muhatabı davalı olmayıp Cigna Finans Emeklilik Ve Hayat A.Ş dir. Sigorta şirketinin davaya dahil edilmesi gerektiğini, dolayısıyla mahkemeden sigorta şirketinin davaya katılması için ihbarda bulunulmasını talep ettiklerini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
in davacı bankadan kredi kullandığını, bu krediye karşılık olarak banka tarafından hayat sigortası yaptırıldığını, davacı bankaca ... tarafından ... poliçe numaralı hayat sigortası yaptırıldığını, bu nedenle öncelikle dosyanın ...'...