Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA KONUSU : İstirdat KARAR : Davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine dairemize gelen dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kurumdan yıllar önce bireysel kredi fonundan faydalanarak para çektiğini, davalı kurumun müvekkiline hayat sigortasını yapması zorunlu olmadığı halde çekilen krediye karşılık müvekkiline hayat sigortası yapıldığını, bir yıl boyunca hayat sigortası borcunu ödeyen müvekkilinin kredisinin bitmesiyle ve hayat sigortası için gittiğinde yaşının hayat sigortasına uygun olmadığını belirttiklerini, bu tarihten sonra hayat sigortası yenileme yapmayan müvekkilinin tüm kredi borçlarını ödediğini, ancak 09/07/2016 tarihinde müvekkilin 0467/28147079- 5001 numaralı hesabından 65.151,42 TL paranın haksız ve hukuka uygun olmayacak şekilde çekildiğini, Tüketici Kanunu'nun 5. maddesine göre tüketicinin bilgisi, rızası ve onayı alınmadan yapılan sigortaların hukuken hiçbir geçerliliğinin...

Davacı bankanın kredi borçlusuna hayat sigortası yaptırmasındaki asıl amacının, kredi borcunu teminat altına almak olduğu ve hayat sigortası nedeni ile kredi borçlusunun belli bir prim ödeme borcu altına girdiği anlaşılmakla birlikte, hayat sigortası kapsamına alınmasında davacı sigortalının da bir menfaatinin olduğu açıktır. Hal böyle olunca, sözleşme kapsamında davacıdan tahsil edilen sigorta primlerine ilişkin kayıtların haksız şart niteliğinde olduğu gerekçesiyle ödenen primlerin davalıdan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Öyle olunca mahkemece, hayat sigortasına yönelik yapılan masraflara ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

    Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın hayat sigortasına ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 17. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine 21/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınarak 30.12.2013 tarihinde kesilen 3.975,91 TL erken ödeme bedeli ile 16.10.2009 ve 14.12.2012 tarihlerinde ayrı ayrı kesilen toplamda 2.500,00 Tl hayat sigortası primi yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de; Dairemizin yerleşik içtihatlarında da vurgulandığı üzere davalı banka tacir olup yaptığı masrafları tüketiciden isteme hakkı bulunduğu halde, bankanın ancak kredinin verilmesi için zorunlu olan makul ve belgeli masrafları tüketiciden isteyebileceğinin kabulü gerekir. Dosya kapsamında bulunan belgelerden 30.12.2013 tarihinde yapılan 3.975,91 TL kesintinin yapıldığı yapılandırma sebebiyle değil kredinin erken kapatılması sebebiyle dolayısıyla kararın bu yönden isabetli olduğu; ancak, hayat sigortasına ilişkin poliçenin bulunmadığı, yalnızca hayat sigortası bilgilendirme formu ve primin kesildiğine ilişkin hesap özetinin bulunduğu görülmüştür....

        .; murisin 26/06/2007 tarihinde konut kredisi kullanıp 22/04/2012 tarihine vefat ettiği, kredi nedeniyle hayat sigortası yapılıp poliçe primlerinin tahsil edildiğini davalı bankanın murisin ölmeden önce hayat sigortasını ferdi kaza sigortasına dönüştürdüğünü belirttiğini ancak böyle bişey olmadığından mağduriyetinin giderilmesini talep etmiş, 03.11.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle vekili ile; murisin ölüm tarihi olan 22.04.2011 tarihi itibariyle vadesi gelmemiş olan 94 taksidin toplamı 45.681,18 TL yönünden davacıların borçlu olmadığının tespitine, davacı ... tarafından 22.04.2011 tarihinden sonra yapılan ödemelerin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir. Birleşen dava ile; murisin diğer mirasçıları için de asıl davaki taleple aynı talepte bulunulmuştur. Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) -K A R A R- Dairemizin 04.07.2018 gün, 2015/17363 E. ve 2018/6709 K. sayılı geri çevirme ilamımızda incelenmesi gerekli görülen, Davacının murisi tarafından kullanılan kredilere ilişkin kredi sözleşmeleri, kredi sözleşmelerine ilişkin prim ödemelerinin ve ilk düzenlenen hayat sigortasına ilişkin ödemelerin ne şekilde yapıldığı konusunda davalı ... şirketinden bilgi ve belgelerin getirtilmesi talep edilmesine rağmen davalı ... vekili tarafından dosyaya ibraz edilen 14.09.2018 havale tarihli cevabı yazıda muris ... 'e ilişkin yalnızca ... poliçe nolu ailem garantide sigorta poliçesi mevcut olduğu, müzekkere ile sorulan krediler ve kredi sözleşmelerine ilişkin prim ödemeleri konusunda ve düzenlenen hayat sigortalarına ilişkin ödemelere ve varsa ödemelerin ne şekilde yapıldığı konusunda herhangi bir belge ve bilgiye rastlanılmadığı belirtilmiştir. Dosya içerisinde yer alan ......

            ın vefatına bağlı davalı tarafla düzenlenen hayat sigortası nedeniyle, alacaklı olunduğundan bahisle davacı taraflarca mahkememizde dava açıldığı, yapılan incelemede her ne kadar davacılar murisi tarafından Esnaf Kredi Kooperatifinden alınan krediye bağlı hayat sigortası düzenlenmiş ise de; hayat sigortasına bağlı (ölüme bağlı) alacağın lehtarlarının sözleşmeyi düzenleyenin mirasçıları olduğu, ayrıca hayat sigortasında üçüncü kişilerinde hayat sigortasının lehtarı olarak gösterilebileceği, hayat sigortasında alacaklı tarafın üçüncü kişi konumunda olması ve tüketici konumunda olması birlikte değerlendirildiğinde; hayat sigortasının hangi sözleşmeye bağlı yapıldığının bir önemi bulunmamaktadır. Açıklanan nedenler ile davaya Tüketici Mahkemesince bakılması gerektiği anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; murisin, kredi kullandığı dönemde hayat sigortası yaptırmış ise de hayat sigortasının bitmesinden hemen önce ferdi kaza sigortası yaptırdığı için hayat sigortasını yenilemek istemediğini, bankanın hayat sigortasını yenilemediği iddiasının doğru olmadığını, murisin kredi kullandığı tarih olan 20.11.2012'de yıllık hayat sigortası yapılmış ve 20.11.2013 tarihinde sigorta vadesinin sona erdiğini, muris hayat sigortasının sona erdiği 2013 yılında ferdi kaza sigortası da yaptırdığını, bu dönemde muris hayat sigortasının yenilenmemesini talep etmiş ve bunun yerine ferdi kaza sigortası yaptığını, muris 20.11.2012- 20.11.2013 tarihleri arası 232,95- TL prim karşılığı 10064080 poliçe ile hayat sigortası yaptırdığını, hayat sigortasının sona erdiği 20.11.2013 tarihinde ise sigorta prim bedeli yüksek geldiği için hayat sigortasına devam etmek istemediğini ve sadece daha önce yaptırdığı ferdi kaza sigortası ile devam etmek istediğini, hayat sigortası devam ederken...

              Dava, hayat sigorta poliçesi gereği tazminat istemine ilişkindir. Davalı sigorta şirketi, intihar sonucu ölüm rizikosunun gerçekleşmesi halinde sorumluluklarının doğması için, poliçedeki özel şart gereği, sigortanın aralıksız 2 yıl devam etmiş olması şartının somut olayda gerçekleşmediğini ve zarardan sorumlu olmadıklarını savunmuştur. Sigorta Tahkim Komisyonu ise; sözleşmenin grup hayat sigortası olduğu; davalı ile poliçeyi düzenleyen acentesi banka arasındaki HG/347 nolu T.C. ... Bankası A.Ş....

                Dosyadaki TR-4 belgesinde, davacı için 05.03.1980 – 31.07.1981 tarihleri arasında schulausbildung (öğrenci), 17.03.1982 tarihinden başlayarak pflictbeitragszeit (zorunlu prim) ödendiği yazılı olup; Mahkemece, tespitine karar verilen tarihteki primlerin rant sigortasına dayalı olup-olmadığı araştırılmalı; rant sigortasına dayalı olmayan çalışmanın sigorta başlangıcına esas alınamayacağı, varsa sonraki rant sigortasına dayalı çalışma tarihinin sözleşme gereği sigorta başlangıcı olarak esas alınabileceği gözetilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Mahkemenin yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu