Dosyadaki TR-4 belgesinde, davacı için 05.03.1980 – 31.07.1981 tarihleri arasında schulausbildung (öğrenci), 17.03.1982 tarihinden başlayarak pflictbeitragszeit (zorunlu prim) ödendiği yazılı olup; Mahkemece, tespitine karar verilen tarihteki primlerin rant sigortasına dayalı olup-olmadığı araştırılmalı; rant sigortasına dayalı olmayan çalışmanın sigorta başlangıcına esas alınamayacağı, varsa sonraki rant sigortasına dayalı çalışma tarihinin sözleşme gereği sigorta başlangıcı olarak esas alınabileceği gözetilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Mahkemenin yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tüketicinin mirasçılarının kredi veren kuruluşa ve hayat sigortası yapan sigorta şirketine karşı açmış oldukları hayat sigortası kapsamında ödeme yapılması istemini içermektedir....
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. ...- Dava, hayat sigortasına dayalı olarak ödenen primlerin tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki asıl uyuşmazlık, ödenen tüm primlerin mi yoksa kar paylı birikim (iştira) değerinin mi istenebileceği noktasında toplanmaktadır.Mahkemece, sigorta aktüerya uzmanlığı bulunmadığı anlaşılan bilirkişi kurulundan alınan rapor benimsenip ödenen primlerin istenebileceği sonucuna varılarak yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir....
den kullandığı kredi karşılığında davalı sigorta şirketi tarafından yapılan hayat sigortasına rağmen davalı sigorta şirketi tarafından murisin poliçenin düzenlenmesi sırasında ölümüne neden olan hastalığının gizlendiği gerekçesiyle ödeme yapılmadığı gerekçesiyle açılmıştır. Davalıların murisi tarafından kullanılan krediye ait evrakların incelenmesinde, taraflar arasındaki uyuşmazlık tüketici kredisinden kaynaklanan hayat sigortasına ilişkin olması nedeniyle Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir (Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 15/02/2018 tarih, 2015/40167 Esas ve 2018/1857 Karar sayılı ilamı)....
den kullandığı kredi karşılığında davalı sigorta şirketi tarafından yapılan hayat sigortasına rağmen davalı sigorta şirketi tarafından murisin poliçenin düzenlenmesi sırasında ölümüne neden olan hastalığının gizlendiği gerekçesiyle ödeme yapılmadığı gerekçesiyle açılmıştır. Davalıların murisi tarafından kullanılan krediye ait evrakların incelenmesinde, taraflar arasındaki uyuşmazlık tüketici kredisinden kaynaklanan hayat sigortasına ilişkin olması nedeniyle Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir (Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 15/02/2018 tarih, 2015/40167 Esas ve 2018/1857 Karar sayılı ilamı)....
Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın hayat sigortasına ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 17. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Daire belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine 04/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
A.Ş. arasında imzalan hayat sigortasına istinaden ölümden sonra bu tazminatın ödenmemesinden kaynaklandığını, husumetin yalnız ... A.Ş.'ye yöneltilmesi gerektiğini, davalı banka ile müteveffa ... arasında ... tarihinde tarımsal amaçlı genel kredi sözleşmesi imzalandığını ve kendisine ... A.Ş.'...
in davalı bankadan konut kredisi kullandığını, kredi kullanımı esnasında ve devam eden yıllarda hayat sigortasının muris adına davalı banka tarafından yapıldığını, kredinin ödemesi bitmeden murisin 12/03/2014 tarihinde vefat ettiğini, davalı bankanın kalan kredi borcunu mirasçı olan eşinden isteyerek 26/05/2014 tarihinde 27.857,82 TL kredi borcu ödemesini müvekkilinin yaptığını, davalı bankanın kredi alındıktan sonraki yıllar için hayat sigortasını yenilemesine rağmen en son dönemde hayat sigortasını yeniletmediğini, kredi sözleşmesine göre hayat sigortasının banka tarafından yapılması gerektiğini, hayat sigortasının yapılmaması nedeniyle kredi borcunu müvekkilinin ödemek zorunda kaldığını, davalının kusuru nedeniyle ödenen kredi borcu olan 27.857,82 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....
(T1.) tarafından müteveffa T4 için yapılan hayat sigortasına ilişkin belgelerin gönderildiği, bu belgelerin incelenmesinde müteveffaya krediye ilişkin yapılan hayat sigortasının mütevaffanın 70 yaşını doldurması sebebiyle 16/10/2018 tarihinde taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak sonlandığı, mütevaffanın ölüm tarihi olan 24/01/2019 tarihi itibariyle herhangi bir sigortasının bulunmadığı tespit edildiği, Davacı taraf, 16/06/2021tarihli duruşmada talebini açıklamış ve haklarında başlatılan icra takip dosyasındaki alacağın tamamı bakımından borçlu olunmadığının tespitini talep etmiş ve takip çıkış miktarı olan 70.663,95 TL dava değeri olarak belirlendiği, Samsun İcra Müdürlüğü'nün 2020/38353 esas sayılı dosyasının incelemesinde birleşen davalı tarafından davacılara karşı 70.663,95 TL toplam alacak üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibin başlatıldığı, Yargıtay 11....
Sayılı dosyasında red kararından sonra usuli eksiklik olan Hayat Sigorta Şirketine müvekkil başvurmuş ancak bu başvuru sonucunda olumsuz yanıt almıştır. Bunun üzerine mevcut işbu dava açılmıştır. Yerel mahkeme gerekçeli kararında müvekkil bankanın bu eksikliği yerine getirdiğini ancak hayat sigortasına dava açmadığımız nedeniyle işbu sefer de bu gerekçe ile usulden red kararı vermiştir. Burada sigorta şirketine dava açmakta hukuki menfaati olan davalılardır. Davalıların sigorta şirketine dava açıp bu bedeli onlardan tahsil yoluna gitmelidirler." şeklinde olduğunu, davacı tarafın söz ettiği gibi bir hukuki menfaatlerinin bulunmadığını, söz konusu kredi borcunun müvekkilinin ödeme yükümlülüğünün bulunmadığı bir meblağ olduğunu ileri sürerek, hukuka aykırılık bulunmayan Kocaeli 2....