Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sigortasına giriş tarihinin, 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanılması ile mümkündür. Öte yandan; 11.09.2014 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 29'uncu maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 5'inci maddesinin beşinci fıkrasına “Ancak uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce âkit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir.” cümlesi eklenerek; yurtdışında ilk defa çalışmaya başlayanların bu çalışmalarının ilgili sözleşme kapsamında Türkiye'de sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma yapma şartına bağlanmıştır. Unutulmamalıdır ki; ......

    Alman rant sigortasına giriş olan 10.08.1980 tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak belirlenmesi ve 29.09.2011 günlü tahsis başvurusuna dayalı olarak da 01.10.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespiti istemine ilişkin olan davada; 29.09.2011 günlü tahsis başvurusu uyarınca tahsis başlangıcının 01.10.2011 olarak alınması gerekirken ve esasen mahkeme kabulünün da bu yönde olmasına rağmen, yazılım hatası sonucu tahsis başlangıcının 01.10.2012 tarihi şeklinde alınması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu aykırılığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı,6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır....

      Güvenlik Sözleşmesinin, konuya ilişkin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmü, bir kimsenin ... sigortasına girmeden önce, ... ... sigortasına girmiş bulunması halinde, ... sigortasına giriş tarihinin, ... sigortasına giriş tarihi olarak kabul edileceğini öngörmüştür. Ancak anılan sözleşme hükmünün uygulanabilmesi, ... ... sigortasına giriş tarihini içerecek şekilde yurt dışı borçlanmasının usulünce yapılması halinde mümkündür. Diğer taraftan, dava dosyası içerisinde yer alan 29.08.2011 tarihli tercümeli ... Mercii yazısı ile, eki aynı tarihli tercümesiz sigorta durumunu gösterir belgede; davacının, ... primlerini 10.05.1985 tarihli kararla iade alarak yurt dışı çalışmalarını tasfiye ettiği de belirtilmektedir....

        Bu çerçevede, Alman Rant Sigortasına giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş olarak kabul edilebilmesi için “borçlanmanın yapılmış olması gerektiği” gibi bir koşulun Sözleşmede önkoşul olarak ileri sürülmemiş olması karşısında, davacının “hukuki yararı”nın bulunması halinde isteminin kabulü gerekir. Bu gerekçeye dayalı bulunan yerel mahkemenin sigorta başlangıç tarihinin herhangi bir borçlanma gerekmeksizin tespitine ilişkin kabulünün isabetli olduğu düşüncesi ile sayın çoğunluğun bir numaralı bentteki bozma yönündeki görüşlerine katılmamaktayız....

          Bu çerçevede, Alman Rant Sigortasına giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş olarak kabul edilebilmesi için “borçlanmanın yapılmış olması gerektiği” gibi bir koşulun Sözleşmede önkoşul olarak ileri sürülmemiş olması karşısında, davacının “hukuki yararı”nın bulunması halinde isteminin kabulü gerekir. Bu gerekçeye dayalı bulunan yerel mahkemenin sigorta başlangıç tarihinin herhangi bir borçlanma gerekmeksizin tespitine ilişkin kabulünün isabetli olduğu düşüncesi ile sayın çoğunluğun iki numaralı bentteki bozma yönündeki görüşlerine katılmamaktayız....

            Bu çerçevede, Alman Rant Sigortasına giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş olarak kabul edilebilmesi için “borçlanmanın yapılmış olması gerektiği” gibi bir koşulun Sözleşmede önkoşul olarak ileri sürülmemiş olması karşısında, davacının “hukuki yararı”nın bulunması halinde isteminin kabulü gerekir. Bu gerekçeye dayalı bulunan yerel mahkemenin sigorta başlangıç tarihinin herhangi bir borçlanma gerekmeksizin tespitine ilişkin kabulünün isabetli olduğu düşüncesi ile sayın çoğunluğun iki numaralı bentteki bozma yönündeki görüşlerine katılmamaktayız....

              Bu çerçevede, Alman Rant Sigortasına giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş olarak kabul edilebilmesi için “borçlanmanın yapılmış olması gerektiği” gibi bir koşulun Sözleşmede önkoşul olarak ileri sürülmemiş olması karşısında, davacının “hukuki yararı”nın bulunması halinde isteminin kabulü gerekir. Bu gerekçeye dayalı bulunan yerel mahkemenin hükmünün sigorta başlangıç tarihinin herhangi bir borçlanma gerekmeksizin tespitine ilişkin kabulünün isabetli olduğu düşüncesi ile sayın çoğunluğun iki numaralı bentte yer alan bozma yönündeki görüşlerine katılmamaktayız....

                Bu çerçevede, Alman Rant Sigortasına giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş olarak kabul edilebilmesi için “borçlanmanın yapılmış olması gerektiği” gibi bir koşulun Sözleşmede önkoşul olarak ileri sürülmemiş olması karşısında, davacının “hukuki yararı”nın bulunması halinde isteminin kabulü gerekir. Bu gerekçeye dayalı bulunan yerel mahkemenin sigorta başlangıç tarihinin herhangi bir borçlanma gerekmeksizin tespitine ilişkin kabulünün isabetli olduğu düşüncesi ile sayın çoğunluğun iki numaralı bentteki bozma yönündeki görüşlerine katılmamaktayız....

                  Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin, konuya ilişkin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmü, bir kimsenin Türk sigortasına girmeden önce, ... sigortasına girmiş bulunması halinde, rant sigortasına giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş tarihi olarak kabul edileceğini öngörmüştür. Ancak anılan sözleşme hükmünün uygulanabilmesi, yurt dışı sürelerinden usulünce yapılacak borçlanma ile mümkündür....

                    ile de bankanın hayat sigortası üzerinde daini mürtehin olarak hak sahibi olduğu da kararlaştırıldığını, davalının Grup Hayat Sigorta Sözleşmesi ve Grup Hayat Sigorta Sertifikası kapsamında sadece sigorta bedeli ile sorumlu olduğunu, hayat sigortası meblağ sigortası olup, meblağ sigortalarında, sigortacının ödeyeceği tazminat miktarı, zarar miktarına bakılmaksızın poliçede gösterilen tutardan ibaret olduğunu, kredi sözleşmesinin sigortalı ile Ziraat Bankası A.Ş. arasında akdedildiğini, bu nedenle davalı şirketin kredi sözleşmesinin tarafı olmadığını, davalı şirketin taraf olmadığı bir sözleşmeden dolayı borç altına sokulabilmesi söz konusu olamayacağı gibi, kredi ödemelerinin kredi sözleşmesinden kaynaklı olduğu gözetildiğinde, davalı şirketten rücuen tahsil edilebilmesi de olanaklı olmadığını, bu nedenle kredi sözleşmesine dayalı olarak ödenen tutarların yahut kalan kredi borcunun davalıdan tahsil edilemeyeceğini, müteveffanın kanser hastalığını poliçe tanziminden önce beyan etmediğini...

                    UYAP Entegrasyonu