WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer davalı vekili, davacının murisinin hayat sigortası genel şartlarının C-2/2.2 maddesine göre poliçenin tanzimi sırasında sağlığı ile ilgili doğru beyanda bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının murisinin dava konusu poliçeler düzenlenmeden önce akciğer kanseri olduğunu bilmesine rağmen 5 ay süresince düzenlenen 6 adet poliçede de hastalığını bildirmemesi ve resmi kayıtlara göre de bu hastalığı nedeni ile vefat etmiş olması durumu karşısında, davalılar arasında davalı kooperatifin ortaklarının aldıkları krediler için düzenlenecek hayat sigortasına ilişkin protokolün 7/3. maddesi gereğince davalı ... şirketinin ödemeden kaçınma hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

    AŞ; sigorta yaptırma, yenileme ve primleri ödeme yükümlülüğünün mirasbırakana ait olduğunu, davalı ...A.Ş. (...Emeklilik A.Ş.) ise; müteveffanın vefat ettiği tarihte kendileri nezdinde bir sigorta sözleşmesi bulunmadığını, bu yüzden sigorta bedelinin ödenmesinin söz konusu olamayacağını, kredi hayat sigortasına katılımın ihtiyari olduğunu, yapılan kredi hayat sigorta sözleşmesinde sigorta süresinin 1 yıl olduğunu, bu sürenin sona erdiği tarihten sonra prim ödenmediği için sigorta poliçesinin yenilenmediğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir. Davacı ... ...16/10/2019 tarihli bozma sonrası birleşen davasında; asıl dava konusu kredilerin tedbir kararı verilene kadar ödenmesine devam edildiğini bu sebeple 20/11/2013-07/05/2013 tarihleri arasında ödenen 6.079,83 TL’nin tahsili için takip başlattığını ancak davalı banka tarafından itiraz edildiğini beyanla, takibe yapılan itirazın iptali ile lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....

      Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında bağıtlanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin, konuya ilişkin 29’uncumaddesinin 4’üncü bent hükmü, bir kimsenin Türk sigortasına girmeden önce, Alman rant sigortasına girmiş bulunması halinde, rant sigortasına giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş tarihi olarak kabul edileceğini belirtmekle birlikte, anılan hükmün uygulanabilirliği, her iki ülke mevzuatına göre dikkate alınabilecek bir sigortalılık süresinin bulunması halinde mümkündür....

        Anılan Uluslararası sözleşme hükmü ile, sözleşme hükmünün düzenlendiği bölüm birlikte değerlendirildiğinde; bir kimsenin Türk sigortasına girmeden önce, sözleşme hükmü kapsamında, malüllük, yaşlılık ve ölüm Sigortalarından Alman rant sigortasına girmiş bulunması halinde, rant sigortasına giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş tarihi olarak kabul edilmesi gerekecektir. Somut olayda; dava dosyası içerinde yer alan 19.08.2008 günlü Alman Sigorta Kurumuna ait sigorta hesap cetvelinde; davacının 01.09.1980- 30.06.1984 tarihleri arasında “Pflichtbeitragszeit berufliche Ausbildung (mesleki eğitimden dolayı zorunlu prim süresi)” kaydının bulunması karşısında; anılan sigorta hesabındaki kayıtlı sürenin, yukarıda bahsedilen Uluslararası sözleşme hükmü kapsamında, uzun vadeli sigorta kollarından olan malullük, yaşlılık ve ölüm Sigortalarından Alman Rant Sigortasına giriş niteliğinde bir sigortalılık süresi olup olmadığı usulünce araştırılmalıdır....

          bulunulduğunu ancak söz konusu banka şubesinin müteveffa adına talep etmediğinden bahisle hayat sigortası yapılmadığını bildirdiğini, davalı bankadan verilen hesap ekstresinde müteveffa adına kesilmiş olan hayat sigortasına ilişkin primlerin de görüleceğini, 6102 sayılı TTK....

          Rant Sigortasına giriş tarihinin, 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanılması ile mümkündür. Öte yandan; 11.09.2014 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 29'uncu maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 5'inci maddesinin beşinci fıkrasına “Ancak uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde ... sigortasına girişinden önce âkit ülke sigortasına girdiği tarihin ... sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir.” cümlesi eklenerek; yurtdışında ilk defa çalışmaya başlayanların bu çalışmalarının ilgili sözleşme kapsamında...'de sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma yapma şartına bağlanmıştır. Unutulmamalıdır ki ......

            Anılan Uluslararası sözleşme hükmü ile, sözleşme hükmünün düzenlendiği bölüm birlikte değerlendirildiğinde; bir kimsenin Türk sigortasına girmeden önce, sözleşme hükmü kapsamında, malüllük, yaşlılık ve ölüm Sigortalarından... sigortasına girmiş bulunması halinde, rant sigortasına giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş tarihi olarak kabul edilmesi gerekecektir. Somut olayda, davaya konu yapılan ve... sigortasına da giriş olduğu iddia edilen 01.11.1988 tarihinin “Ev kadınlığı süresi” olduğunun bildirilmesi karşısında, anılan ev kadınlığı süresinin, yukarıda bahsedilen Uluslararası sözleşme hükmü kapsamında, uzun vadeli sigorta kollarından olan malüllük, yaşlılık ve ölüm Sigortalarından....... sigortasına giriş niteliğinde bir sigortalılık süresi olup olmadığının usulünce araştırılması gerekir....

              Davacılar, davalı sigorta şirketi ile hayat sigorta sözleşmesi imzalayan murisin mirasçılarıdır. Somut olayda davanın, davacıların murisi ...'nın dava dışı banka ile imzalamış olduğu Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında akdedilen hayat sigortası kapsamında tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın temelini hayat sigortası oluşturmaktadır. Bu tür uyuşmazlıklarda kredinin türüne göre değil hayat sigortasına göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekmektedir. (Yargıtay 17. H.D'nin 16.05.2017 tarih 2017/198E - 2017/5526K, 24.09.2018 tarih 2015/18647E -2018/8119K). Davacılar ile sigorta şirketi arasındaki hayat sigortası nedeniyle dava konusu uyuşmazlıkta görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK. 114/c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                İcra Müdürlüğünün 2018/971 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, davalıların murisin kredi çekerken kendisine hayat sigorta yapıldığını, bu nedenle bakiye kredi borcunun hayat sigortası tarafından ödenmesi gerektiği gerekçesiyle borca itiraz ettiklerini, murisin hayat sigortası sağlık beyanında herhangi bir kalp rahatsızlığı olmadığını ve kalp rahatsızlığına ilişkin herhangi bir tedavi görmediğini belirttiğini, hayat sigortasına yapılan başvuru neticesinde yapılan araştırma neticesinde murisin hayat sigortası poliçesinin başlangıç tarihi olan 09/03/2017 tarihinden önce kendisinde kalp rahatsızlığının mevcut olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle murisin poliçe düzenlenirken kendisine bulunan kalp rahatsızlığını gizlemesi ve ölüm sebebinin de kalp rahatsızlığı olması nedeniyle davalıların itirazının haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar...

                Dava, hayat sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekilince açılan davada, davacılar murisinin dava dışı bankadan kredi çektiği ve bu kredi kapsamında davalı şirket nezninde hayat sigortası düzenlendiğini, davacılar murisinin ölümünden sonra davalı sigorta şirketine başvurduklarını, davalı sigorta şirketinin davacılar murisinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğundan bahisle, poliçede düzenlenen teminatın ödemediğini, bu nedenlerle bu bedelin davalı sigorta şirketinden tahsili talep edilmiş, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....

                UYAP Entegrasyonu