Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu halde Tüketici Mahkemeleri görevli olur ise de arsa sahipleri açısından tapu devir imkanı varken harici olarak düzenlenen sözleşme ile taşınmaz satımı geçersizdir. Bu nedenle dava konusu uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemesi değil genel mahkeme görevlidir. Mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken açıklanan hususların göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 29.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : Beraat Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suç tarihinde katılanın, emlakçılık yapan sanığa beğendiği daireyi alması için makbuz karşılığında 10.000 TL kaparo verdiği ancak sanığın katılana dairenin satışı için gerekli işlem ve aracılık hizmetini yapmadığı ve aldığı parayı da iade etmeyerek üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın aldığı kaporayı ev sahibine verdiğini, katılanın evi almaktan vazgeçmesi nedeniyle kaporayı ev sahibinden alıp katılana iade ettiğini, katılandan makbuz almadığını ancak katılanla ortak arkadaşları olan...ve ...'...

      in, diğer sanık ... adına kayıtlı ... plakalı aracın satışı konusunda gazeteye ilan verdiği, katılanın, ilandaki numarayla ...'i aradığı, ilana konu satılık aracı gördüğü ve aracın satışı konusunda ... ile haricen sözlü anlaşma sağladıkları, bu görüşme sırasında katılanın, ...'e 100 TL kaparo ücreti ve 5.000 TL satışa karşılık ücret verdiği, daha sonraki buluşmalarında ise katılanın, ... ...'den aracı satın almasına yönelik kredi çekeceğini bu nedenle aracın ruhsat bilgilerinin vermesini istemesi üzerine ... ...'in, aracın eniştesi olan sanık ... adına kayıtlı olduğunu ve satışın gerçekleşmeyeceğini katılana söylemesi üzerine; katılanın, verdiği parayı ... ...'den istediği, ...'in buna karşılık senet verdiği, ancak; senedi de ödemediği olayda; sanık ...'nın, katılanla ilişki kurmadığı, suça konu araca sadece resmi olarak sahip olduğu, aracı fiilen kullanan ve asıl eylemi gerçekleştiren kişinin temyize gelmeyen sanık ... olduğu, sanığın ...'...

        Zeytin satın almak üzere sanıkların ikamet ettikleri köye gelen katılanların, zeytin satışı yaptığı anlaşılan sanık ... ile bir araya gelerek sanıktan üç ton zeytin satın almaları hususunda anlaşmaları, kaparo olarak bir miktar para vererek köyden ayrılmalarının ardından peyderpey anlaştıkları parayı sanıklara ödeyen katılanların teslim tarihinde sanıkların söz verdikleri zeytini kendilerine teslim etmemeleri üzerine dolandırıldıkları iddiası ile yapılan yargılamada, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; sanık ...'...

          Şti. arasında 15.10.2008 tarihli 2380 ada 3 parselde inşa edilen ... 3 sitesi F blok GF5 nolu meskenin satışı ile ilgili harici satış sözleşmesi imzalandığını, harici satış sözleşmesine konu satış bedelinin 20.240,00 ... Sterlini olarak kararlaştırıldığını yine 21.10.2008 tarihli 2380 ada 3 parselde inşa edilen ... 3 sitesi I blok PH7 nolu meskenin satışı ile ilgili harici satış sözleşmesi imzalandığını, harici satış sözleşmesine konu satış bedelinin 48.845,00 İngiliz Sterlini olarak kararlaştırıldığını davacı müvekkilin davalı şirkete 1000 İngiliz Sterlinini peşinat olarak ödediğini, kalan 63.085,00 İngiliz Sterlinini 17.12.2008 tarihinde banka havalesi ile davalı şirkete ödediğini, davalı ... Ltd....

            K A R A R Davacı 06.02.2000 tarihli harici sözleşme ile davalı ve dava dışı eşine ait taşınmazı satın almak için anlaştıklarını, davalıya 1.000.000.000 TL kaparo verdiğini, sözleşme gereğince vazgeçen tarafın 5.000.000.000 TL cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davalının tapuda devir işlemini gerçekleştirmediğini iddia ederek toplam 6.000.000.000 TL nın faizi ile davalıdan alınmasını istemiştir. Davalı satıştan vazgeçmediğini, davacının bedeli ödemediği için devir işleminin gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Mahkemenin kısa kararında ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında davanın reddine karar verilmiş, ancak kararın gerekçesinde, hem esastan davacının alacağı olmadığı hem de hak düşürücü sürenin geçtiği kabul edilerek çelişki yaratılmıştır. Bu durumda dava hem usulden hem de esastan reddedilmiştir....

              SATICI bu emlağı satmaktan vazgeçerse, kaparoyu iade edecek ve kaparo miktarı kadar daha tazminat ödeyecektir" şeklinde açıklamada bulunulmuştur. Sözleşmedeki bu "peşin" ibaresi ile diğer beyanlar birlikte değerlendirildiğinde davacının davalıya 130.000 TL ödediğinin kabulü gerekir. Davaya konu taşınmaz satış sözleşmesi geçersiz olduğuna göre, her geçersiz satışta olduğu gibi taraflar aldıklarını sebepsiz iktisap hükümleri dairesinde iade ile yükümlüdürler. Bu durumda mahkemece, davacının davalıya 130.000 TL kaparo bedeli ödediğinin kabulü ile hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir....

                Taşınmazın üzerindeki İş Bankası lehine bulunan 600.000 TL'lik ipotekle birlikte davalı ... e satılmasının hem teslim tesellüm belgesi hemde davalıların iddialarını desteklediğini; taşınmaza davacının yaptığı masrafların ise; taşınmaz davacının bilgisi dahilinde davalı ...'a üzerindeki müştemilatlarla birlikte satıldığından davalılardan talep edilemeyeceği, gerekçesiyle" davanın reddine karar verilmiş hüküm dava vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Davada, harici taşınmaz satışına dayalı ödenen paranın ve taşınmaz üzerinde yapılan faydalı masrafların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalılardan tahsili istenilmektedir.Tapulu taşınmazın harici (Resmi olmayan) satışı geçersizdir. Geçersiz sözleşmeye göre verilenler iade edilmelidir. Taşınmaz satışına ilişkin sözleşmede kararlaştırılan paranın bir kısmının davalı ... tarafından alındığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur....

                  Davacı ... dava konusu taşınmaz bölümünü davalıdan 25.2.2003 tarihli senetle, davacı ... ise 12.1.1998 tarihli senetle satın aldığını açıklayarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Söz konusu senetlerin parsel numarası ihtiva etmediği, sınırları yazılı taşınmaz bölümlerinin haricen satış ve devrine ilişkin olarak düzenlendikleri görülmektedir. Harici senetlerin yapıldığı tarih itibariyle dava konusu taşınmazlar tapuya kayıtlı bulunan yerlerdendir. Tapuda kayıtlı bulunan bir taşınmazın haricen satışı Türk Medeni Kanununun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26.maddesi hükümleri karşısında geçersizdir. Böyle bir satış haricen satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmez. Davacı ... ve ... tarafından açılan davaların reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : TCK'nın 158/1-f-son, 62, 52, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, internet sitesi üzerinden araba satış ilanı verdiği, katılan ile ilanda belirtilen cep telefonu numarasından görüştüğü ve araç satışı konusunda anlaştığı, katılandan 100,00 TL kaparo istediği, katılanın belirtilen kaporayı Posta Çeki hesabına yatırdıktan sonra sanığa ulaşamadığı, sanığın bu şekilde hileli davranış ve sözlerle haksız menfaat elde etiğinin iddia edildiği somut olayda; sanığın suçtan kurtulmaya yönelik çelişkili savunması, katılan beyanı ile tüm dosya kapsamından sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir. 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'nin...

                      UYAP Entegrasyonu