Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup mahkeme kararında sebepsiz zenginleşme nitelemesi yoktur. 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının Yüksek 13.Hukuk Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır....

    Davacı, aralarındaki harici taşınmaz satış sözleşmesine dayalı olarak davalıya ödenen 160.000 TL bedelden, 120.000 TL kısmın kendisine taşınmaz hisse devri suretiyle ödendiğini belirterek kalan 40.000 TL'lik kısmın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı savunmasında 2012/18089-2012-19934 160.000 TL bedelin karşılığının taşınmaz devri ve davacıya verdiği borç senetlerine konu bedellerin ödenmesi suretiyle sona erdiğini savunmuştur. Taraflar arasında yapılan 15.02.2006 tarihli “ satış sözlemesi” başlıklı sözleşme ile davacının davalıya 160.000 TL ödediği sabit olup, bu husus davalının da kabulündedir. Taraflar arasındaki “ satış sözleşmesi “ başlıklı sözleşmeyle 1207 ada 24 nolu parselde bulunan binanın 1. ... katındaki dükkanın devri kararlaştırılmasına rağmen tapu kayıtlarına göre söz konusu yerin üçüncü kişi adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır....

      Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....

        DAVA TÜRÜ : Alacak DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 22/02/2016 K A R A R Dava geçersiz harici satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup tapu iptal ve tescil talebinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.01.2019 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 30.01.2019 günlü ve 2019/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 31.01.2019 tarihli ve 30672 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2019 günü yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, “ Kararı veren mahkemenin sıfatına, nitelendirmesine ve sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşmeden) (TBK mad. 77 ila 82) davalar sonucu verilen..” hüküm ve kararlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.)...

          İLK DERECE KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince "Yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamından hareketle; Bilindiği gibi taşınmaz mülkiyetini nakletme borcunu doğuran sözleşmelerin tapu sicili memuru önünde yapılacak olan resmi şekle tabi olup, tarafların iradesi sözleşmenin şeklini belirlemede etkisiz olacağından aksine yapılan sözleşmelerin de geçersiz olduğu sabittir. Somut olayda davacının dava konusu yaptığı 1607 ada 453 nolu parselin harici satış sözleşmesi sırasında tapu siciline kayıtlı olan taşınmaz olduğu sabittir. Bu nedenle davacı tarafın harici geçersiz harici sözleşmeye dayalı olarak tapu iptali ve tescili talebinde bulunamaz. Taşınmaz malikinin davayı kabul etse dahi harici sözleşmeyi geçerli hale getiremeyeceğinden yine tescilin şekli şartları yerine getirilmiş olamaz. Bu nedenle açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmiştir....

          Ancak yüklenici davalı ile davacı arasında yapılan harici satış sözleşmesi gereğince davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine de dayandığı dikkate alınarak şayet yüklenici davalının, arsa sahibi davalıya karşı feshedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yaptığı inşaat bölümü yönünden sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı olarak talep edebileceği bir hakkı varsa davacının, harici satış sözleşmesi ile satın aldığı bağımsız bölüme düşecek hissesi oranında davalı arsa sahibi ...' ten talepte bulunabilir. Ayrıca, davacı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshinden sonrada yüklenicinin eksik işleri ile ilgili satın aldığı bağımsız bölüme harcama yaptığını ileri sürmüştür. Bu durumda, davalı arsa sahibinin yapılan faydalı masraflardan dolayı bir zenginleşmesinin olacağı muhakkaktır....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/10/2018 NUMARASI : 2017/443 ESAS - 2018/464 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında imzalanan harici satış sözleşmesine göre, davalı T4 Toplu konut idaresi Başkanlığından satın almış olduğu İstanbul İli Pendik ilçesi 8764 Ada, 1 Parsel, A-3 Blok 28 Nolu bağımsız bölümde kayıtlı daire, üzerindeki borç yükü ile birlikte, borç bitiminde tapusu müvekkiline devredilmesi şartı ile harici satış sözleşmesi ile müvekkiline satıldığını, müvekkili tarafından harici satış sözleşmesi ile satın alınan bu dairenin tapusunun müvekkili adına devredilmediğini, söz konusu daire toplu konut idaresi tarafından davalıya satılmış ve T.C Toplu Konut İdaresi adına hareket eden Halkbankası ile davalı arasında akdedilen Gayrimenkul Satış Sözleşmesi ile davalı tarafında satın alınmış bulunduğundan...

            Mahkemece taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisinin sebepsiz zenginleşmeden değil taahhütnameden kaynaklandığını, sözleşmenin davalı .... Şti. ile davacı ... arasında yapıldığı, davacı ... ile davalı ...'ın taraf sıfatının bulunmadığı, davacının beyanına göre aracın davacı ...'in elinde olduğu, araç üzerinde hacizler bulunduğu, sözleşmeye göre satış tarihinden sonra doğacak araca ait borçlardan davacının sorumlu olduğunun kararlaştırıldığı, davacının davasında samimi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık harici oto sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. 2918 sayılı trafik kanunun 20/d maddesi uyarınca tescilli araçların noter dışında satışları geçersizdir. Geçersiz satışlarda herkes aldığını iade ile yükümlüdür....

              Dava, harici satış sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. ...... Trafik Kanunu’nun 20/d maddesi uyarınca trafikte tescilli araçların mülkiyetini nakledici nitelikte sözleşmelerin noterde yapılması zorunludur.Bu hükme aykırı olarak yapılan sözleşmeler hukuken geçersiz olup geçersiz sözleşmeden kaynaklansa dahi sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda TBK.’nın 146.’ıncı maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir.Somut olayda uyuşmazlık sözleşme ilişkisinden doğduğu için olaya sözleşme zamanaşımı süresi uygulanacaktır.Buna göre harici satışın yapıldığı 24/06/2010 tarihinden davanın açıldığı 04/06/2013 tarihine kadar 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmamıştır.Bu durumda mahkemece davalının zamanaşımı def’inin reddi ile işin esası incelenerek varılacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....

                Dava, adi yazılı araç satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve cezai şart istemine dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında harici araç satım sözleşmesi düzenlendiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu araç satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmemiş olması nedeniyle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesi uyarınca geçersiz olduğu anlaşılmakta olup, bu tür geçersiz sözleşmelerde taraflar sözleşme uyarınca birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri isteme hakkına sahiptirler. Somut olayda da geçersiz sözleşme nedeniyle herkes aldığını iade ile yükümlüdür. Yine geçersiz olan sözleşme nedeniyle cezai şart talebinde bulunulamaz. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu