Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının davalıdan 09.01.2008 tarihli harici satış sözleşmesi gereğince taşınmaz satın aldığını, 16.000 TL bedelini ödediğini, davalının dava konusu taşınmazın 4070 sayılı Kanun gereğince ...'den önalım hakkına dayalı olarak satın aldıktan sonra tapuda devrini vereceğini taahhüt ettiğini, davalının davacıya tapuda devir vermediğini belirterek ödenen bedelden şimdilik 8.000 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, duruşmalara gelmediği gibi cevap dilekçesi de vermemiştir. Mahkemece; BK.nun 1.maddesine göre tarafların iradesinin aynı yönde birleştiğinden ve sözleşmeden dönme şartlarının oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 09.01.2008 tarihli harici satış sözleşmesi gereğince “...ye ait 181 parseldeki taşınmazın 4070 sayılı Kanun gereğince önalım hakkına dayanılarak davacı ...'e satıldığı, paranın tamamının alındığı” anlaşılmaktadır....

    Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 25.04.2012 gün ve 667/203 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın 1000 m2'lik kısmına ilişkin haricen düzenlenen 14.03.1970 tarihli "Gayrimenkul Satış Senedi" başlıklı belgeye dayanarak tapu kaydının iptali ile bu kısmın vekil edeni adına tescilini, olmadığı takdirde harici satış tarihinde ödenen bedelin dava tarihindeki rayiç değerinin davalıdan alınarak vekil edenine ödenmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, harici satış sözleşmesinin M.K.'nun 706, B.K. 213, Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri uyarınca geçersiz olduğu, temliken tescil isteğine ilişkin olarak ise ifrazın mümkün olmadığı, binanın yıkımının fahiş zarar doğurmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

      Dava konusu olayda davacının ilk etapta harici sözleşmeden kaynaklı zararlarının tazmini talebiyle Bakırköy 9....

      Hukuk Dairesi KARAR Dava, davacının talebi ve mahkemenin nitelendirmesine göre, harici taşınmaz satışını konu alan geçersiz sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, gayrimenkul harici satış sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 13. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu daireye gönderilmesine, 25.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          , gerek kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin, gerekse taşınmaz mülkiyetinin devri borcunu içeren diğer tüm sözleşmelerin ortak noktasının, yasa gereği bu sözleşmelerin resmi şekilde yapılmasının zorunluluğu olduğu, aksi halde, tapuda kayıtlı taşınmazın haricen satımına ve noterde düzenleme biçiminde yapılmamış olan taşınmaz satış vaadine ilişkin sözleşmelerin de geçersiz olduğu, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerindeki amacın, ileride bir taşınmazın satış işleminin yapılması olduğu, bu nedenle, taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ileride yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmesi gerektiği ve ön görülen geçerlilik şekil şartına uygun düzenlenmesi gerektiği sabit olmakla taraflar arasında gerçekleştiği iddia edilen sözlü akdin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğu ve talebin sebepsiz zenginleşme niteliğinde olduğu, uyuşmazlığın taraflar arasındaki geçersiz sözleşmeden kaynaklandığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/3- 990 Esas-2017/954 Karar sayılı...

          vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, davacının ikinci kademedeki tazminat istemi kabul edilmiş davacıya bu tazminatın davalı... mirasçıları tarafından ödeninceye kadar da hapis hakkı tanınmıştır. Gerçekten, Türk Medeni Kanununun 950. maddesi ve 10.07.1940 tarihli ve 2/77 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, harici satış bedeli sebebiyle alıcının taşınmaz üzerinde bedelin kendisine iadesine kadar hapis hakkı bulunmaktadır. Ne var ki, harici satış sözleşmesi davacı ile davalıların murisi... arasında düzenlenmiş, dava konusu 252 ada 2 parsel sayılı taşınmaz davalı... mirasçıları tarafından tapuda 07.08.2007 tarihinde diğer davalı ...'a satılmıştır. Hapis hakkı, hak sahibine şahsi hak sağlayacağından bu hak ancak sözleşmenin diğer tarafına karşı kullanılabilir. Davalılardan ... taşınmaza kayden malik olduğundan, davacıya hapis hakkı tanınması bu davalının mülkiyet haklarının zedelenmesi anlamına gelir....

            Davalı vekili, davacı şirket yöneticilerinin, müvekkilini, ölümden döndüğü bir trafik kazasının hemen ertesinde, hileli davranışlarla aldatarak söz konusu kat karşığı inşaat sözleşmesini imzalattırdıklarını, ayrıca yüklenicinin bu sözleşmeden kaynaklanan tüm edimlerini yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

              Bu sözleşme gereği davalı yüklenici sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirdiğinde sözleşmede kendisine verileceği kararlaştırılan dairelerin adına tesciline ilişkin şahsi bir hak kazanır. Davalı yüklenici sözleşmeden doğan bu hakkını BK.163.maddesi hükmüne göre adi yazılı sözleşme ile 3.kişiye temlik edebilir. Bu durumda alacağın temliki geçerli olup, temlik ... (alıcı) davalıya karşı geçerli bir satış sözleşmesinden doğan tüm yasal haklarını talep edebilir....

                Her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, alacaklı (taşınmaz satış bedelini ödeyen davacı tüketici), temerrüde düşen borçludan (sözleşme gereği harici taşınmaz satış vaadi sözleşmesi uyarınca taşınmaz bedelinin davacı tüketiciden almasna rağmen yapımını üstlendiği edimi olan taşınmazı davacı tüketiciye sözleşmede kararlaştırılan tarihte teslim etmeyen ve tapusunu devretmeyen davalı satıcıdan) TBK 125. (eski BK 106. vd.) maddeleri çerçevesinde aynen ifa ve gecikmeden dolayı uğradığı zararının veya aynen ifayı reddederek müspet zararının yahut sözleşmeyi feshederek menfi zararının tazminini seçimlik olarak isteyebilir....

                UYAP Entegrasyonu