Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİNİN KARARININ GEREKÇESİ: Dava; davalı kooperatif ile davacıların murisi arasında düzenlenen 06/10/1994 tarihli harici taşınmaz satış sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Davalı kooperatif vekili cevap dilekçesinde; İzmir ili Dikili ilçesi Bademli mahallesi Şanlıgöl mevkii 314 ada 164 parsel numaralı 30.080,00 m2 alanı olan zeytinlik vasıflı taşınmazı 2022 yılı Temmuz ayında tapu ile satarak alıcıya devir ve temlik ettiklerini, dolayısıyla taşınmazda herhangi bir hukuki bağları kalmadığını belirtmiştir. Bu durumda; her iki tarafında açık kabulünde bulunduğu üzere taraflar arasında satım ilişkisi bulunduğu, davalı kooperatif ile davacılar ve murisi arasında üyelik ilişkisinin mevcut olmadığı, dolayısıyla davanın dayanağının harici satış sözleşmesi olduğu, Kooperatifler Kanunu'ndan kaynaklanan bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. TBK 237. Madde (eski BK 213) uyarınca taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi şarttır hükmünü düzenlemiştir. Tapulu taşınmazlar TMK 706, BK 237 ve TK 26. maddeleri uyarınca tapu memuru önünde yapılacak resmi işlem ile devredilir. Bu şekil taşınmazların devrinin geçerlilik şartı olup tapu dışı satışlara taşınmazın mülkiyetinin devri yönünde hukuki değer vermez. Geçerlilik şartı olan bu hükme aykırı düzenlenen sözleşmeler geçersizdir. Bu nedenle tapulu taşınmazın harici satış sözleşmesi ile devri mümkün değildir. (Yargıtay l.HD 01.07.2008 gün 3589- 8256 sayılı kararı) TMK 730 TK 26 Noterlik kanunu 60 ve 89.maddeler de benzer düzenleme içermektedir. Somut olayda, davacı davalıdan satış vaadi sözleşmesi ile aldığı bağımsız bölümlerden sonra davaya konu dükkan nitelikli bağımsız bölümü haricen aldığını iddia ederek eldeki davayı açmıştır....

Tapuda kayıtlı taşınmazların harici satışı TMK'nin 706, 6098 sayılı TBK'nin 237, 818 sayılı BK'nin 213, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. TMK'nin 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şartı olmayıp bir geçerlilik şekil şartıdır. Bu husus 6098 sayılı TBK'nin 237. maddesinde “Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmesi şarttır.” şeklinde açıklanmıştır. Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Bu durumda, harici satış sözleşmelerinin akdedildiği tarihte tapuda kayıtlı bulunan dava konusu taşınmazlar için düzenlenen harici satış sözleşmelerinin haricen satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmeyeceği açıktır....

KARAR Davacı, davalı ile yapılan harici sözleşmeyle davalının 55 m2 olarak imal etmeyi taahhüt ettiği dükkanın tesliminin kararlaştırıldığını,ancak davalı tarafından sözleşmeye konu dükkanın 24 m2 olarak yapıldığını, davalının bu farktan kaynaklanan zarara ilişkin ödemeyi teklif ettiği bedelin zararı karşılamaktan uzak olduğunu, bu nedenle eksik ölçülerde imal edilmiş olması nedeniyle oluşan zararına karşılık fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ıslah ile artırılan 62.000 TL'nin davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek reeskont faiziyle tahsilini ve hükmedilecek tazminat tutarının şartname uyarınca davalıya olan borcundan takas ve mahsubuna karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davacı ile taşınmaz satışına ilişkin düzenlenen harici satış sözleşmesinin geçersiz olduğunu, sözleşmenin geçerli hale gelmesi için gösterdikleri çabanın davacı tarafta karşılık bulmadığını ve sözleşme ile bağlı olmadıklarını belirterek davanın reddini dilemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : SÖZLEŞMEDEN KAYNAKLANAN -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; harici satıştan kaynaklanan şahsi hakka dayalı tapu iptal tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,18.9.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece, tanık beyanları ile satış değeri ve taşınmazın ... değeri arasındaki nisbetsizlik birlikte değerlendirildiğinde, satıcının içinde bulunduğu muzayaka halinden yararlanılarak satışın yapıldığı kabul edilerek, 1.9.2003 tarihli satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 1.9.2003 tarihli noterde yapılan düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesinden önce, 3.10.2002 tarihinde aynı taşınmazlar için haricen satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davacı, davalı tarafından ibraz edilen harici sözleşmenin varlığını ve sözleşmedeki imzasını inkar etmemiş, ancak sonradan noterde yapılan satış vaadi sözleşmesi ile harici sözleşmenin ortadan kaldırılmış olduğunu, bu sözleşme ile kendisine herhangi bir ödeme de yapılmadığını bildirmiştir....

        KARAR Davacı, 19.12.2006 tarihli harici sözleşme ile davalıdan 90.000 YTL bedelle bir taşınmaz satın aldığını, satış bedeli olarak PNCBANK‘a ait 3934 nolu 10.000 USD lık çeki davalıya verdiğini, 20.12.2006 ve 22.12.2006 tarihlerinde yine PNCBANK aracılığı ile davalıya toplam 10.000 USD gönderdiğini, davalının taşınmazın tapusunu devretmediğini ileri sürerek 10.000 USD ın Tl karşılığı olan 13178,00 YTL nin faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı,davalıya harici sözleşme ile taşınmaz sattığını, davacının da satış bedeline karşılık kaparo olarak PNCBANK a ait 10.000 USD lık çeki verdiğini, ancak davacı edimlerini yerine getirmeyince sözleşme uyarınca aldığı çeki davacının arkadaşı dava dışı ... teslim ettiğini, davacıdan başka bir şekilde satış bedeli olarak bir para almadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/257 ESAS DAVA KONUSU : Alacak (Harici Gayrimenkul Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Taraflar arasında görülen davaya ilişkin verilen yukarıda tarih ve numarası yazılı dosyasında verilen 10/10/2022 tarihli ara karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; sebepsiz zenginleşme nedeniyle bir alacak davası sözkonusu olduğunu, davacının davalı ile harici taşınmaz alım sözleşmesine dayanarak, davalıya banka yoluyla 60.000,00- TL gönderdiğini, ancak davalının sözünü yerine getirmediğini, sözleşmenin yazılı da yapılmadığını, sözlü olarak konuşulduğunu, harici taşınmaz alım satım sözleşmesi geçersiz olduğundan, alıcının, parayı geri istemesinin mümkün olduğunu öğrendiği tarihte, sözleşmeden dönebileceğini ve herkesin aldığını geri vermek zorunda olduğunu, gönderilen paranın dolar bozdurularak...

          Bilindiği üzere tapuda kayıtlı taşınmazların harici satışı 4721 s. TMK'nun 706, 6098 s. TBK'nun 237, 818 s. BK'nun 213, 2644 s. TK'nun 26. ve 1512 s. NK'nun 60. ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. 4721 s. TMK'nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir "ispat şartı" olmayıp bir "geçerlilik şekil" şartıdır. Bu husus 6098 s. TBK'nun 237. maddesinde “Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmesi şarttır.” şeklinde açıklanmıştır. Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Bu durumda, harici satış sözleşmelerinin akdedildiği tarihte tapuda kayıtlı bulunan dava konusu taşınmaz için düzenlenen harici satış sözleşmelerinin haricen satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmeyeceği açıktır....

          İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı harici gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi akdettiklerini, sözleşmeye göre davacı alıcı müvekkilimize 38.000,00 TL kapora ödeyeceğini, ancak davacı taraf söz konusu kaporayı ödemediğini, ödediğini dair herhangi bir belge de sayın mahkemeye ibraz edemediğini, taraflar arasında akdedilen gayrimenkul satış sözleşmesinin 2....

          UYAP Entegrasyonu