ise 05/11/2018 olduğunu, davanın bu tarih itibariyle de 1 yıllık süre içinde açılmadığını, 02.10.2007 tarihi itibariyle 10 yıllık, 12.03.2015 tarihi itibariyle gerek 1 yıllık istirdat, gerekse de 2 yıllık sebepsiz zenginleşme zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, bu nedenle davanın zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığını, müvekkili tarafından mirasçı hazine aleyhine bir icra takibi başlatılmadığını, bu nedenle işbu menfi tespit davasının "icra takibinden önce açılan olumsuz menfi tespit davası - İİK md. 72/II" olarak nitelendirilmesi gerekmekte olduğunu, bu davada borçlunun kendisinden alacak isteminde bulunan ve fakat henüz icra takibine geçmemiş olan kimseye karşı borçlu bulunmadığının tespitini istemekte olduğunu, icra takibinin borçlusunun Hazine olmadığını, Hazine'nin davada taraf sıfatı bulunmadığını, icra dosyasının takipsiz bırakıldığını ve düştüğünü, yenilenmediğini, kambiyo senedine bağlı alacak zamanaşımına...
ise 05/11/2018 olduğunu, davanın bu tarih itibariyle de 1 yıllık süre içinde açılmadığını, 02.10.2007 tarihi itibariyle 10 yıllık, 12.03.2015 tarihi itibariyle gerek 1 yıllık istirdat, gerekse de 2 yıllık sebepsiz zenginleşme zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, bu nedenle davanın zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığını, müvekkili tarafından mirasçı hazine aleyhine bir icra takibi başlatılmadığını, bu nedenle işbu menfi tespit davasının "icra takibinden önce açılan olumsuz menfi tespit davası - İİK md. 72/II" olarak nitelendirilmesi gerekmekte olduğunu, bu davada borçlunun kendisinden alacak isteminde bulunan ve fakat henüz icra takibine geçmemiş olan kimseye karşı borçlu bulunmadığının tespitini istemekte olduğunu, icra takibinin borçlusunun Hazine olmadığını, Hazine'nin davada taraf sıfatı bulunmadığını, icra dosyasının takipsiz bırakıldığını ve düştüğünü, yenilenmediğini, kambiyo senedine bağlı alacak zamanaşımına...
Bilindiği gibi İİK.nun 72. maddesi (menfi tespit) ve (istirdat) davalarını, bütün ayrıntıları ile birlikte düzenlemiştir. Menfi tespit davası ile, davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukuki münasebetin mevcut olmadığının tespiti istenir. Bu hukuki münasebetin mevcut olmadığının tespit edilmesini dava edebilmek için, davalının daha önce o hukuki ilişkinin varlığını iddia etmiş bulunması lazımdır. Menfi tespit davasının konusu, alacağın doğum şartlarından herhangi birinin eksikliği veya sükut sebeplerinden birinin varlığı sonucunda yokluğunun tespitidir....
Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146)....
Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur." hükümlerini haizdir....
Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın iş makinası satışı nedeniyle verilen senede dayalı takipte menfi tespit istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli daire belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine 01/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Tarih : 25.02.2010 No : 610/204 Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin işyerinde tütün ürünleri satışı işi ile uğraştığını, davalı şirket elemanları tarafından müvekkili işyerine gelinerek davalı şirkete ait sigaraların sergilenmesi amacı ile raf ünitelerinin bedelsiz, ariyet olarak müvekkiline teslim etmeyi teklif ettikleri, müvekkilinin de bunu kabul etmesi üzerine, rafların teslimine ilişkin tutanak olduğu söylenip müvekkiline bir takım belgeler imzalatıldığını, ancak daha sonra imzalanan notun “Satış Noktası Raf Ünitesi Ariyet Sözleşmesi” olduğunu ve sonradan anlaşıldığını, ayrıca davalının müvekkiline bir senette imzalatıldığını, senedin nakten kayıtlı olduğunu...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/196 Esas KARAR NO : 2021/482 DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 02/05/2017 KARAR TARİHİ : 03/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili İzmir .... Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine İzmir .......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/196 Esas KARAR NO : 2021/482 DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 02/05/2017 KARAR TARİHİ : 03/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili İzmir .... Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine İzmir .......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Davacı vekili, davalı tarafından tehdit ve şantaj yolu ile davacıdan alınan 15/02/2014 vadeli 33.750.-TL bedelli bononun 21.900.-TL'lik kısmından dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile bu miktar açısından bononun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, tarafların aralarında yazılı belge (senet) düzenlemekle, senede karşı senetle ispat hususunu benimsediklerini, akraba olmalarının tanık dinlenmesini gerektirmeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....