Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle zamanaşımı itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da, sözleşme serbestisi kapsamında davalı ile müvekkili arasında emlakçı İsmail Kavak'ın şahitliği ile dava konusu taşınmaz satışı için ön sözleşme imzalandığını, işbu sözleşmenin 2. maddesinde müvekkiline verilen 10.000 TL.nin kapora olduğunun belirtildiğini ve yine sözleşmenin 4. maddesinde davacının bizzat kendisinin ''kredi onaylanmazsa kaporanın iade edileceğini'' kabul ettiğini, bunun mefhumu muhalifden anlacağı üzere eğer kredi onaylanırsa bu sözleşmenin geçerli olacağını ve cayma olursa bu bedelin karşı tarafta kalacağını, hal böyle iken davacının haklı hiçbir gerekçe göstermeksizin anlaşmayı bozmasının, kendisinin de sözleşmede kabul ettiği üzere, sözleşmede kaparo olarak tanımladıkları paranın müvekkilinde kalmasının gerektiğini beyanla davanın reddine ve davacının %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....

Davalılar vekili, tapuda kayıtlı taşınmazın haricen satılamayacağını, böyle bir sözleşmeye dayanılamayacağını ve devir yapılamayacağının anlaşılması üzerine kaparo olarak verilen 5000 DM.nın kiraya mahsup edildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, 25.06.2001 tarihli harici satışa dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Dava konusu taşınmaz 2501 ada 52 parsel numarası ile tapuda kayıtlıdır. Tapulu bir taşınmazın mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmeler Türk Medeni Kanununun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26.maddesi hükümleri uyarınca resmi şekilde düzenlenmedikçe geçerli ve hukuki sonuç doğurmaz. Bu ilke, bir kanıtlama değil, bir geçerlilik koşuludur. Geçersiz bir harici satışa dayanılarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/82 esas, 2021/120 karar sayılı kararında: Davacı tanıklarından Mehmet Doğanay'ın beyanları ile davacı ile davalıların babası T4 arasında sözlü harici satış sözleşmesinin gerçekleştiğinin ispatlandığı fakat TMK 706 (MK 634), TBK 237 (BK 213.md.), TK 26 ve Noterlik Kanununun 60 ve 89. maddeleri gereğince davaya konu taşınmazların harici satışı geçersiz olduğundan ve resmi şekilde satış sözleşmesi düzenlenmediğinden tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmiştir....

    İlk Derece MAhkemesi tarafından " davada harici taşınmaz satışına ilişkin sözleşmeden kaynaklı maddi tazminat talep edildiği, ayrıca sözleşmeye konu İstanbul İli, Beşiktaş İlçesi, Vişnezade Mahallesi 708 ada 20 Parselde 17 numaralı bağımsız bölümde kayıtlı taşınmaz hakkında 3. Kişilere devir ve satış yasağı şeklinde ihtiyati tedbir şerhi konulmasının talep edildiği, davacı tarafın ihtiyati tedbir uygulanmasını istediği hususların uyuşmazlık konusu olmadığı" gerekçesiyle davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

    Davacı, 25.10.1988 tarihli harici satışa dayanarak iptal ve tescil, bunun mümkün bulunmaması halinde de satış bedelinin ödenmesi isteğinde bulunmuştur. Harici satışın yapıldığı tarihte dava konusu 1270 parsel sayılı taşınmaz tapuda davalıların miras bırakanı Mehmet Küçük adına kayıtlı bulunan bir yerdir. Tapuda kayıtlı bulunan bir taşınmazın haricen satışı TMK.nun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddesi hükümleri karşısında geçersizdir. Böyle bir satış, taşınmazı haricen satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmez....

      KARAR Davacı, davalı ile harici satış vaadi sözleşmesi yaptığını, 10.000 dolar kaparo verdiğini, tapuda yaptığı araştırmada taşınmazın metrekaresinin az olduğunu öğrendiğini ileri sürerek ödediği bedelin tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, 10.000 ABD dolarının tanzim tarihindeki Türk parası karşılığının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 10.000 Dolara dava tarihinden tahsil tarihine kadar dövize uygulanan yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalı ile harici satış vaadi sözleşmesi yaptığını, satın almak istediği taşınmazın tapudaki miktarının daha az olduğunu öğrendiğini, belirterek ödediği bedelin faizi ile tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı davacının gerekli araştırmayı yaparak taşınmazı satın aldığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

        Bilindiği üzere; tapulu taşınmazların satışı TMK'nin 706, BK'nin 213 (6098 sayılı TBK'nin 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmez. Harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler. 10.07.1940 tarihli ve 1939/2 Esas, 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre geçersiz sözleşmelerde, akdin geçersizliği sebebiyle her iki taraf verdiğini geri alabilir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat Dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık ile katılanın aralarında 45289 Ada 12 Parselde bulunan taşınmazın satımı ile ilgili harici gayrimenkul satım sözleşmesi yaptıkları, sözleşme gereği katılanın sanığa 38.000 TL kaparo verdiği toplamda da 80.000 TL bedel ile satım konusunda anlaştıkları, sanığın inşaatı yarım bırakarak ortadan kaybolduğu daha sonra ise başka bir müteahhidin inşaatı tamamlayarak sanık ile katılanın anlaştıkları taşınmazı başkasına sattığı; sanığın yurtdışından iş alması sebebi ile geçici olarak ülkeden ayrıldığı, arsa sahibi ile arasındaki ihtilaf sebebi ile taşınmazı katılana devredemediği savunmasında bulunduğu somut olayda; sanık ile arsa sahibi arasındaki anlaşmanın tespiti için arsa sahibi dinlenilmeden varsa taraflar arasındaki sözleşmenin denetime imkan verecek...

          Markının denkleştirici adalet gereğince dava tarihi itibariyle bilirkişilerce saptanan karşılığı olan 36.000 TL'nin davalıdan tahsiline hükmedilmiştir.Hükmü davalı vekili temyiz etmektedir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, her ne kadar mahkemece harici taşınmaz satışı için uygulanan denkleştirici adalet ilkeleri davaya konu traktör satışı için de uygulanmış ve 2001 tarihinde traktör satış bedeli olarak ödendiği kabul edilen 20.000 ......

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, bedelsiz senedi icraya koymak HÜKÜM : Mahkumiyet 1- Katılanın, sanığa, aracılık yaptığı araç satışı nedeniyle kendisine kaparo olarak verilen paraya karşılık, borçlu kısımlarını doldurup imzalayarak, teminat senedi olduğuna ilişkin ibareleri yazıp verdiği senedin, sanık tarafından senedin teminat olarak verildiğine ilişkin yazıların bulunduğu kısmının kesilip üst tarafını da kendisini alacaklı olarak gösterecek şekilde doldurup katılan aleyhine icra takibine koyarak resmi belgede sahtecilik ve bedelsiz kalmış senedin kullanılması suçunu işlediği iddia ve kabul edilen olayda; gerçekleşen eylemlerin, kül halinde, TCK’nin 204/1. maddesindeki “resmi belgede sahtecilik” suçunu oluşturacağı gözetilmeden, sanık hakkında ayrıca “bedelsiz kalmış senedi tahsile koymak” suçundan da mahkumiyet hükmü kurulması yasaya aykırı, 2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesi...

              UYAP Entegrasyonu