Banka kayıtlarından ve davalı tarafın ödemelere ilişkin herhangi bir itirazlarının da bulunmaması sonucu davacıların harici sözleşme kapsamında satış bedeline yönelik edimlerini yerine getirmiş olduğu tespit edilmiştir. Davalı şirket vekili, dava konusu edilen harici sözleşmeye konu taşınmazı tapuda devre hazır olduklarını ve mahkemenin tapu iptal ve tescile karar vermesini talep etmiştir. Davacılar vekili, öncelikle ödenen bedelin iadesini olmadığı takdirde tapu iptal ve tescile karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı yanca bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, icra takibine konu bononun yanlar arasındaki 23.12.2009 tarihli harici taşınmaz satım sözleşmesi gereğince satış bedelinin ödenmemesi ihtimaline binaen teminat olarak düzenlendiğini, müvekkilinin ekonomik sebeplerle taşınmazı satın alamadığını, satış sözleşmesinin resmi şekil şartına haiz olmadığından geçersiz olduğunu ileri sürerek icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve % 40'ı oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalılar vekili, cevap dilekçesinde; davacı tarafın dayandığı ve dosyaya sunulan 07.11.1999 tarihli adi satış sözleşmesinin geçersiz olduğunu, harici satış nedeni ile tazminat istenemeyeceğini; kaldı ki, davaya konu geçersiz sözleşmede müvekkillerinin taraf olmadığını; davanın zamanaşımına uğradığını savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; "...Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile dava dışı... arasında 07.11.1999 tarihinde davalı ...'e ait dairenin satışı husuusunda harici satış sözleşmesi imzalandığı, dava dışı...'in satış yetkisini içeren vekaletnamesinin bulunmadığı yetkisiz temsilci olarak sözleşmeyi imzaladığı, taşınmazın 11.08.2004 tarihinde Abdul Şimşek'e, 07.12.2006 tarihinde de davalı ...'...
İSTİNAFA CEVAP : Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalının oğlu taşınmazın hissedarı olmadığı için miras hissesinin devri sözleşmesinin imzalanamayacağını, imzalansa dahi sözleşmenin geçirsiz olacağını, Mahkemenin , doğru bir tespitle sözleşmeyi taşınmaz hissesi satış sözleşmesi olarak değerlendirildiğini, Mahkeme kararının yasaya ve Yargıtay kararlarına uygun olduğunu, tapudaki iştirak halindeki mülkiyet müşterek mülkiyete çevrilmeden veya diğer mirasçıların rızası alınmadan sözleşmenin ifa imkanı bulunmadığını, davacının temerrüde düşmediğini, satış parasının ödenmediğinden bahisle istinaf isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir. G E R E K Ç E Uyuşmazlık, harici taşınmaz satışı nedeniyle icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir....
CEVAP: Davalılar özetle; davacının satış iddiasının kabul etmediklerini, ne resmi ne gayri resmi şekilde taraflar arasında satış sözleşmesinin olmadığını, gayrimenkül satış sözleşmelerinin resmi şekil şartına bağlı olduğu için resmi şekilde yapılmayan harici satış sözleşmelerinin geçersiz olduğunu, taşınmaz satışının resmi şekilde yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi tarafından; "Davacının asıl talebi olan tapu iptal ve tescil talebinin REDDİNE, Davacının terditli talebi olan davacının davalılara yaptığı satış bedelinin iadesi talebinin REDDİNE, " karar verilmiştir....
Dava harici araç satış nedeni ile verilen bono ile borçlu olunmadığının tespiti ve satış nedeni ile verilen motorsikletin de aynen iadesi istemine ilişkindir. 2918 sayılı Kanunun 20/d maddesine göre tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri noterlerce yapılır Noterden yapılmayan satış geçersizdir. Aracın resmi satışı gerçekleşmemişse herkes aldığını iade ile yükümlüdür. Mahkemece davacının bu yöndeki delilleri toplanarak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit - istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalının vekil olarak kendisine sattığı aracın pert olduğunu öğrendiğini belirterek, sözleşmenin iptali ile satış sözleşmesinin imzalanması aşamasında davalıya ödediği 5.400,00YTL bedelin iadesi ve davalının, aracın satışı için verilen çekin ödenmemesi nedeniyle hakkında başlattığı icra takibine konu edilen bedel oranında borçlu olmadığının tespitine, anılan satış sözleşmesinin akdedilmesi nedeniyle munzam zararların, araç üzerindeki vergisel yükümlülüklerin, otopark ve diğer bakım giderlerinin davalı yana tahmiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, harici sözleşmeye dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmazsa satış bedelinin iadesi ve yapılan giderlerin tazmini istemin ile menfi zarar tazmini istemine ilişkindir. TBK 237. Madde (eski BK 213) uyarınca taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi şarttır hükmünü düzenlemiştir. Tapulu taşınmazlar TMK 706, BK 237 ve TK 26. maddeleri uyarınca tapu memuru önünde yapılacak resmi işlem ile devredilir. Bu şekil taşınmazların devrinin geçerlilik şartı olup tapu dışı satışlara taşınmazın mülkiyetinin devri yönünde hukuki değer vermez. Geçerlilik şartı olan bu hükme aykırı düzenlenen sözleşmeler geçersizdir. Bu nedenle tapulu taşınmazın harici satış sözleşmesi ile devri mümkün değildir....
Davacı satıcı dava dilekçesinde davalıya satılan taşınmazın satış bedeli karşılığı aldığı nakit para için senet düzenlendiğini ileri sürmektedir. Diğer bir anlatımla senedin düzenleme nedenini talil etmiştir. Tüm bu anlatımlara göre; taşınmaz haricen satışı için verilen bonodan dolayı borçlu bulunmadığının ispat külfeti davacı satıcıya aittir. (II) Menfi Tespit; Yargıtay HGK'nun 2013/13- 357 E - 2014/59 K sayılı 05/02/2014 tarihli emsal nitelikte kararının incelenmesinde; Samandağ AHM'nin harici araç satışı nedeniyle davalı tarafından davacıdan alının senetten dolayı açılan menfi tespit davacının kabulüne ilişkin kararının davalının temyizi üzerine Yargıtay 13 HD'nin 2009/10920 E - 2010/3673 K sayılı 23/03/2010 tarihli kararıyla bozulmuştur. Özel Daire bozma kararında özetle; "mahkemeninde kabulünde olduğu üzere araç harici satış suretiyle davalıya satıldığı için bu itibarla satış sözleşmesi geçersiz olduğundan davacının aldığı satış bedelini iade mükellefiyeti bulunmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı şirket ile harici araç satış sözleşmesi yapıldığını, araç bedeli olarak 3 adet 40.000’er TL bedelli çek ve 30.000 TL bedelli bononun davalıya verildiğini, ancak davalının araç üzerindeki mahrumiyetleri kaldırmadığını, sözleşmenin geçersiz hale geldiğini, davalının bonoyu iade ettiğini ancak çekleri iade etmediğini belirterek, çeklerin iptali ile davacıya iadesi ve davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ise davaya konu iki çek karşılığı 80.000 TL ödeme yapıldığını belirterek, bunlar yönünden talebini istirdata dönüştürmüştür....