Alıcının satıcıya harici sözleşmede yazılı değer üzerinden ödemede bulunduğunun sabit kabul edilmesi hâlinde dahi, sözleşme ile yüklendiği devir ve teslim borcunu ifa eden satıcının, alıcının bunun karşılığında ödediği satış bedelini geçerli ve hukuksal bir nedene dayalı olarak tahsil etmesi, sebepsiz zenginleşme olarak kabul edilemeyecektir. Zira sebepsiz zenginleşmeden bahsedilebilmesi için kişinin haklı bir neden olmaksızın başkasının zararına mal edinmesi gereklidir (BK m.61). 20. Somut olayımızda; davalının zararı, harici sözleşme gereğince kararlaştırılan satış bedelinin ödenmesinden değil, tapudaki satış ve resmî senedin düzenlenmesi sırasında tapu masraflarından kaçınmaya yönelik eksik satış bedelinin bildirilmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Başka bir anlatımla davalı sebepsiz zenginleşmemiş ve fakat davacı alıcı ön alım davası sonrası taşınmaz mülkiyetini gerçek bedeli geri alamadan kaybederek fakirleşmiştir....
A.Ş.’nin ibraz ettiği EFT makbuzundan, davalı tarafın dava açılmadan önce davacıya 12.700.- TL'nin iade edildiğinin tespit edildiği, her ne kadar davacı tarafça bu paranın kapora iadesi değil fazla ödemenin iadesi olduğu savunulmuş ise de davacı tarafça fazla ödeme yapıldığının ispatlanamadığı, davalı finans şirketinin süresinde satıcıya ödeme yaptığı, 6361 sayılı Kanun'un 25. maddesi gereğince üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiği, malın üretici davalı tarafından davacıya teslim edilmemesinde kusurunun bulunmadığı, taraflar arasında yapılan sözleşme ile malın tesliminin taahhüt edilmediği ve malın teslim edilmemesi nedeniyle kiralayandan talepte bulunulamayacağının kabul edildiği gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
nın mirasçısı olmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda, TMK'nın 677/2. maddesi uyarınca, davalı 3.kişi konumunda bulunduğundan, miras bırakan ...'nın mirasçılarıyla yapılan miras payının devri sözleşmesi noterde resmi şekilde düzenlenmediğinden geçersizdir. Geçersiz sözleşme dolayısıyla, ancak taraflar birbirlerini verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler. Sözleşmede, davalı tarafından, davacılara devir bedelinin ödendiği sabittir. Davacılar tarafından verilen menfi tespite konu bonoların da, satış bedelinin iadesi için teminat maksadıyla verildiği açıktır. Davacılar davalıya satış bedelini iade ettiklerini de ispatlayamadıklarına göre menfi tespit talebi yerinde değildir. Diğer taraftan, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 72/4. maddesi uyarıca, icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden davalının icra inkar tazminatı talep etmesi mümkün değildir....
Uyap vasıtasıyla alınan nüfus kayıtlarına göre davacılar ile davalıların baba bir kardeş olmasına karşın, davacıların annesinin Emine Paltacı olduğu, davalının annesinin ise Elmas isimli bir şahıs olduğu, dolayısıyla davalının, davacıların annesi Emine Paltacı'nın mirasçısı olmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda, TMK'nın 677/2. maddesi uyarınca, davalı 3.kişi konumunda bulunduğundan, miras bırakan Emine Paltacı'nın mirasçılarıyla yapılan miras payının devri sözleşmesi noterde resmi şekilde düzenlenmediğinden geçersizdir. Geçersiz sözleşme dolayısıyla, ancak taraflar birbirlerini verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler. Sözleşmede, davalı tarafından, davacılara devir bedelinin ödendiği sabittir. Davacılar tarafından verilen menfi tespite konu bonoların da, satış bedelinin iadesi için teminat maksadıyla verildiği açıktır. Davacılar davalıya satış bedelini iade ettiklerini de ispatlayamadıklarına göre menfi tespit talebi yerinde değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi,gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin traktör satın almak için dava dışı...la harici satış sözleşmesi yaptığını, karşılığında 18.07.2014 tanzim tarihli 36.000 TL’lik bonoyu verdiğini, müvekkilinin taşıtın devrini talep ettiğinde taşıtın mülkiyetinin başkasında olduğunu öğrendiğini, dava dışı şahsın aldığı senedi cirolayarak davalıya verdiğini, traktörün davalıya iade edildiğini, dava dışı 3. şahıs adına tescilli taşıta ilişkin harici satış sözleşmesinin geçersiz olduğunu, satış bedelini ödemesinin talep edilemeyeceğini belirterek, ......
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Tarih : 10.02.2010 No : 695-67 Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 09.04.2008 tarihli harici araç satış sözleşmesi imzalandığını, buna göre 1998 model ticari aracın müvekkiline satıldığını, müvekkilinin araç karşılığında dava konusu yapılan 3 adet senedi verdiğini, ancak vadesinde senetlerin müvekkilince ödenmemesi üzerine aracın davalıya iade edildiğini, buna rağmen davalı yanca 09.04.2008 tarihli senet dışındaki 30.06.2008 ve 30.07.2008 vadeli senetlerin icra takibine konulduğunu, dava konusu senetlerin aracın iadesi nedeni ile bedelsiz kaldığını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve %40 oranından aşağı olmamak kaydıyla inkar...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Davacı vekili, davalının davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yaptığını, takibe dayanak bononun gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde teminat amacıyla tanzim edildiğini, bononun teminat olduğuna dair 14.03.2012 tarihli ek sözleşme yapıldığını, satış vaadi sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapılması nedeniyle geçersiz olduğunu, buna bağlı olarak düzenlenen bononun bedelsiz olduğunu ileri sürerek, davacının takip ve bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitini, kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmasız, davalı vekilince de duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av.... ile davalı vek. Av. ... ve Av. Murat Akçayer'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava harici oto satış sözleşmesi uyarınca verilen ve icra takibine konulan 500.000 TL. bedelli çekin bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı cevabında, dava konusu çekin, daha önce karşılıksız çıkan çeklerin ve teslim edilen otoların karşılığı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
Dava, taraflar arasında yapılan tapusuz taşınmazın harici satış sözleşmesinin ifa edilmemesi nedeniyle ödenen satış bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı, tapusuz taşınmazın harici senetle davacıya satıldığını ve zilyetliğinin davacıya verildiğini savunmuş, davacı ise zilyetliğin verilmesine rağmen tapusunun kendisine verilmediğini beyan ederek satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesi gereğince ulaştığı bedelin iadesi istemiyle dava açmıştır. Taraflar arasında düzenlenen tapusuz taşınmazın satış sözleşmesi incelendiğinde; dava konusu satış sözleşmesinin konusu olan taşınmazın tapusuz taşınmaz olduğu ve zilyetliğinin satışla davacıya verildiği anlaşılmaktadır. Tapusuz taşınmazların harici satışı menkul satışı hükmünde olması itibariyle resmi şekil şartına tabii olmadan taşınmazın zilyetliğinin devri halinde harici satış sözleşmeleri geçerlidir....
Ayrıca harici satış sözleşmesinin tespit sonrası ancak kesinleşme öncesi yapıldığı görülmektedir. Somut olayda, 26.09.1968 tarihinde kadastro tespiti yapılan dava konusu eski 81 parsel, hem tespit öncesi hemde tespit sonrası tapuda kayıtlı olup davacı tarafından ibraz edilen 17.04.1974 tarihli harici satış sözleşmesinin yapıldığı tarihte de taşınmazın tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Bilindiği üzere; tapulu taşınmazların satışı, TMK'nin 706, BK'nin 213 (6098 sayılı TBK'nin 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmez....