Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi,gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin traktör satın almak için dava dışı...la harici satış sözleşmesi yaptığını, karşılığında 18.07.2014 tanzim tarihli 36.000 TL’lik bonoyu verdiğini, müvekkilinin taşıtın devrini talep ettiğinde taşıtın mülkiyetinin başkasında olduğunu öğrendiğini, dava dışı şahsın aldığı senedi cirolayarak davalıya verdiğini, traktörün davalıya iade edildiğini, dava dışı 3. şahıs adına tescilli taşıta ilişkin harici satış sözleşmesinin geçersiz olduğunu, satış bedelini ödemesinin talep edilemeyeceğini belirterek, ......

    nın mirasçısı olmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda, TMK'nın 677/2. maddesi uyarınca, davalı 3.kişi konumunda bulunduğundan, miras bırakan ...'nın mirasçılarıyla yapılan miras payının devri sözleşmesi noterde resmi şekilde düzenlenmediğinden geçersizdir. Geçersiz sözleşme dolayısıyla, ancak taraflar birbirlerini verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler. Sözleşmede, davalı tarafından, davacılara devir bedelinin ödendiği sabittir. Davacılar tarafından verilen menfi tespite konu bonoların da, satış bedelinin iadesi için teminat maksadıyla verildiği açıktır. Davacılar davalıya satış bedelini iade ettiklerini de ispatlayamadıklarına göre menfi tespit talebi yerinde değildir. Diğer taraftan, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 72/4. maddesi uyarıca, icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden davalının icra inkar tazminatı talep etmesi mümkün değildir....

      Uyap vasıtasıyla alınan nüfus kayıtlarına göre davacılar ile davalıların baba bir kardeş olmasına karşın, davacıların annesinin Emine Paltacı olduğu, davalının annesinin ise Elmas isimli bir şahıs olduğu, dolayısıyla davalının, davacıların annesi Emine Paltacı'nın mirasçısı olmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda, TMK'nın 677/2. maddesi uyarınca, davalı 3.kişi konumunda bulunduğundan, miras bırakan Emine Paltacı'nın mirasçılarıyla yapılan miras payının devri sözleşmesi noterde resmi şekilde düzenlenmediğinden geçersizdir. Geçersiz sözleşme dolayısıyla, ancak taraflar birbirlerini verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler. Sözleşmede, davalı tarafından, davacılara devir bedelinin ödendiği sabittir. Davacılar tarafından verilen menfi tespite konu bonoların da, satış bedelinin iadesi için teminat maksadıyla verildiği açıktır. Davacılar davalıya satış bedelini iade ettiklerini de ispatlayamadıklarına göre menfi tespit talebi yerinde değildir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Davacı vekili, davalının davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yaptığını, takibe dayanak bononun gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde teminat amacıyla tanzim edildiğini, bononun teminat olduğuna dair 14.03.2012 tarihli ek sözleşme yapıldığını, satış vaadi sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapılması nedeniyle geçersiz olduğunu, buna bağlı olarak düzenlenen bononun bedelsiz olduğunu ileri sürerek, davacının takip ve bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitini, kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmasız, davalı vekilince de duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av.... ile davalı vek. Av. ... ve Av. Murat Akçayer'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava harici oto satış sözleşmesi uyarınca verilen ve icra takibine konulan 500.000 TL. bedelli çekin bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı cevabında, dava konusu çekin, daha önce karşılıksız çıkan çeklerin ve teslim edilen otoların karşılığı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

          Dava, taraflar arasında yapılan tapusuz taşınmazın harici satış sözleşmesinin ifa edilmemesi nedeniyle ödenen satış bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı, tapusuz taşınmazın harici senetle davacıya satıldığını ve zilyetliğinin davacıya verildiğini savunmuş, davacı ise zilyetliğin verilmesine rağmen tapusunun kendisine verilmediğini beyan ederek satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesi gereğince ulaştığı bedelin iadesi istemiyle dava açmıştır. Taraflar arasında düzenlenen tapusuz taşınmazın satış sözleşmesi incelendiğinde; dava konusu satış sözleşmesinin konusu olan taşınmazın tapusuz taşınmaz olduğu ve zilyetliğinin satışla davacıya verildiği anlaşılmaktadır. Tapusuz taşınmazların harici satışı menkul satışı hükmünde olması itibariyle resmi şekil şartına tabii olmadan taşınmazın zilyetliğinin devri halinde harici satış sözleşmeleri geçerlidir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın ganyan bayiliği sözleşmesinin iptalinin hükümsüzlüğünün tespitiyle bayiliğin iadesi istemine ilişkin olup, taraflar arasında satış ilişkisinin bulunmamasına ve davanın menfi tespit ya da itirazın iptali biçiminde açılmamış olmasına göre, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 06.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Ayrıca harici satış sözleşmesinin tespit sonrası ancak kesinleşme öncesi yapıldığı görülmektedir. Somut olayda, 26.09.1968 tarihinde kadastro tespiti yapılan dava konusu eski 81 parsel, hem tespit öncesi hemde tespit sonrası tapuda kayıtlı olup davacı tarafından ibraz edilen 17.04.1974 tarihli harici satış sözleşmesinin yapıldığı tarihte de taşınmazın tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Bilindiği üzere; tapulu taşınmazların satışı, TMK'nin 706, BK'nin 213 (6098 sayılı TBK'nin 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmez....

                Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 25.04.2012 gün ve 667/203 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın 1000 m2'lik kısmına ilişkin haricen düzenlenen 14.03.1970 tarihli "Gayrimenkul Satış Senedi" başlıklı belgeye dayanarak tapu kaydının iptali ile bu kısmın vekil edeni adına tescilini, olmadığı takdirde harici satış tarihinde ödenen bedelin dava tarihindeki rayiç değerinin davalıdan alınarak vekil edenine ödenmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, harici satış sözleşmesinin M.K.'nun 706, B.K. 213, Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri uyarınca geçersiz olduğu, temliken tescil isteğine ilişkin olarak ise ifrazın mümkün olmadığı, binanın yıkımının fahiş zarar doğurmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                  Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda davacının davalı ...’e verdiği ve 15.08.2014 tarihli harici araç satış sözleşmesine ilişkin olduğunu iddia ettiği 201.000TL bedelli çek nedeniyle borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. III. GEREKÇE 12. Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konuyla ilgili yasal düzenleme ve kavramların açıklanmasında yarar vardır. 13. Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı (Kuru-El Kitabı), İstanbul 2013, s. 346). 14. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir....

                    UYAP Entegrasyonu