WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Harici satış sözleşmesinin hukuken geçersiz olması nedeniyle, 10.07.1940 tarihli 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve haksız iktisap kurallarına göre herkesin aldığını iade ile yükümlü bulunduğu ve tarafların aldıklarını iade edeceği yolundaki genel ilke ve kabul karşısında, öncelikle; taşınmazı haricen satın alana ödenmesi gereken miktarın ne olacağı ve iade kapsamının belirlenmesi gerekir. İadesi gereken bedel; harici satış sözleşmesinde gösterilen bedel mi? taşınmazın dava tarihindeki güncellenmiş (rayiç) bedeli mi? yoksa harici satışta ödenen satış bedelinin denkleştirici adalet kuralına göre iadenin talep edildiği tarihte uyarlama sonucu ulaştığı alım gücü müdür? Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (YHGK)'nun 07.02.2001 tarih, 13/1729- 32 sayılı kararında ifade edildiği şekilde; geçersiz harici satış sözleşmesi nedeniyle yanlar verdiklerini sebepsiz zenginleşme veya mülkiyet (İstihkak MK 618. Md (TMK 683.md)) davasında geri isteyebilirler....

Mahkemece, davalı yüklenici ile davalı arsa sahibi arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, bu nedenle davacının davalı yüklenici ile aralarında yaptıkları harici satış sözleşmesine dayanarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunamayacağı gerekçesiyle tapu iptal tescil istemine yönelik davanın reddine; tazminat talebine yönelik davanın ise davalı yüklenici şirket yönünden kabulüne, davalı ... yönünden reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Tebligatın, tüzel kişilere nasıl yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanununun 12 ve 13. maddelerinde açıkça gösterilmiş bulunmaktadır. 7201 sayılı Kanun hükümlerine göre tüzel kişilere tebliğ, yetkili temsilcilerine yapılır....

    Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında somut olay incelendiğinde, davacı tarafça 06.12.1973 ve 16.06.1976 tarihli harici satış senetleri dosyaya sunulmuş ise de eksikten getirtilen belgeler incelendiğinde dava konusu taşınmazın öncesinde dava dışı ... adına 18.03.1960 tarihinde hükmen tescil edildiği, imar sonrası 29.12.1997 tarihinde ise satış yoluyla davalı ... adına tescil gördüğü sabit olup, harici satımın yapıldığı tarih itibariyle taşınmazın tapuya kayıtlı olduğu gözetilmeden harici satış senetlerine değer verilerek ve buna dayanılarak iptal ve tescil isteğinin kabulü hatalı olmuştur. Bundan ayrı, davacı tarafın terditli diğer isteği yönünden dosya kapsamındaki bilirkişi raporları incelendiğinde yapı değerinin (17.243,92 TL) arsa değerinden (159.300,00TL) az olduğu da açık olup temliken tescilin koşullarının somut olayda gerçekleşmediği de gözetilmemiştir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki harici satış sözleşmesi taşınmaz mülkiyetinin devrini öngördüğü, resmi biçime uyularak yapılmadığından geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmenin herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacağı, kaldı ki sözleşmeye göre tapu devrinin takası içermesi nedeniyle 3. ve 4. maddenin birlikte ifa edilerek tapuların takas edilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

        Somut olayda; 1689 ada 13 parselin bulunduğu, 21.06.1993 tarihli 568 sayılı Encümen kararı gereğince tapu sahipleri ... ve ...'ın söz konusu parselde 75 m2 olan hisselerin 1 m2'sini 1493 ada 1 parsel olarak tahsis edildiği, geri kalan 74 m2'sinin bedele dönüştüğünü, 1689 ada 13 parselin kütük sayfasının imar uygulaması nedeniyle kapatıldığı anlaşılmaktadır. Davalılar ile davacı arasında 1689 ada 13 parsel sayılı taşınmazdaki davalılara ait hisselerin devri konusunda 12.07.2004 tarihli satış vaadi sözleşmesi yapılmıştır. Dava konusu parsel 03.03.1994 tarihli imar uygulamasına tabi tutularak kapatılmıştır. Dava konusu satış vaadi sözleşmesi yapıldığı tarihte satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın tapuya kayıtlı olmadığı anlaşıldığından sözleşmenin ifa olanağı bulunmamaktadır. Mahkemece, satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmadığından tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmüştür....

          Somut olayda davacı harici satış sözleşmesine dayalı olarak tapu iptal ve tescili talebinde bulunmuş ise de Türk Medeni Kanunu'nun 706, Borçlar Kanunu'nun 213 (6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 237) 2664 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89 uncu maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmayan satış sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescili kararı verilemeyeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde hükmün sonucu itibariyle bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

            Dolayısıyla harici satış sözleşmesine dayalı olarak davaya konu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi hukuken mümkün olmadığından aynı gerekçelerle davanın reddine dair kurulan ilk derece mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olup davacı tarafın tüm istinaf taleplerinin HMK'nın 353/1- b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

            Her ne kadar geçersiz sözleşme uyarınca taraflar verdiklerini iade borcu altında iseler de; bedel ödediğini iddia eden tarafın iddiasını kanıtlaması gerekip, taraflar arasındaki sözleşmede davacı tarafından bedel ödendiğine ilişkin hüküm bulunmadığından, davacı taraf sözleşme dışında belge sunarak usulüne uygun şekilde davalıların murisine bedel ödediğini, ödenen miktarı kanıtlamadığından, satış tarihindeki ödenen bedelin davalıdan tahsili talebininde reddine" şeklinde karar verilmiştir....

            Davacının harici satış nedeniyle davalı yana bedel ödediğinin kanıtlanması halinde harici satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir. Bugüne kadarki Yargıtay uygulaması gözetildiğinde, sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren sözleşmede yer alan bedelin TEFE – TÜFE endekslerindeki artışlar ile altın, döviz fiyat ve kurlarındaki artışlar, işçi ve memur aylıklarındaki artışlar dikkate alınıp denkleştirici adalet kuralları uyarınca, dava tarihine kadar uyarlaması yapılarak, dava tarihinde harici satış senedindeki miktarın ulaştığı değerin (miktarın) hüküm altına alınması esası benimsenmiştir. Davalı, 80.000 TL bedelin kendisine ödenmediğini ileri sürmüştür. Ödenen bedelin tahsili davasına yönelik olarak yeterli araştırma yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır....

              Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde bedel iadesi istemine ilişkin olup, davacının öncelikli talebi tapu iptali ve tescil olduğundan, Hakimler ve Savcılar Kurulunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri İş Bölümü ile ilgili 01.09.2020 tarihinden itibaren geçerli İş Bölümü Kararı uyarınca, 18.Hukuk Dairesinin görevine giren dava ve uyuşmazlıkların 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile 6098 s.TBK'nın 2.Kısmında düzenlenen ve diğer dairelerin görev alanında kalmayan dava ve işlere bakmakla görevli olması nedeniyle, dava konusu uyuşmazlıkta HSK'nın İş Bölümü Kararı hükümleri uyarınca, istinaf inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine aittir....

              UYAP Entegrasyonu