Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit - istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalının vekil olarak kendisine sattığı aracın pert olduğunu öğrendiğini belirterek, sözleşmenin iptali ile satış sözleşmesinin imzalanması aşamasında davalıya ödediği 5.400,00YTL bedelin iadesi ve davalının, aracın satışı için verilen çekin ödenmemesi nedeniyle hakkında başlattığı icra takibine konu edilen bedel oranında borçlu olmadığının tespitine, anılan satış sözleşmesinin akdedilmesi nedeniyle munzam zararların, araç üzerindeki vergisel yükümlülüklerin, otopark ve diğer bakım giderlerinin davalı yana tahmiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

    Dava harici araç satış nedeni ile verilen bono ile borçlu olunmadığının tespiti ve satış nedeni ile verilen motorsikletin de aynen iadesi istemine ilişkindir. 2918 sayılı Kanunun 20/d maddesine göre tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri noterlerce yapılır Noterden yapılmayan satış geçersizdir. Aracın resmi satışı gerçekleşmemişse herkes aldığını iade ile yükümlüdür. Mahkemece davacının bu yöndeki delilleri toplanarak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İSTİNAFA CEVAP : Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalının oğlu taşınmazın hissedarı olmadığı için miras hissesinin devri sözleşmesinin imzalanamayacağını, imzalansa dahi sözleşmenin geçirsiz olacağını, Mahkemenin , doğru bir tespitle sözleşmeyi taşınmaz hissesi satış sözleşmesi olarak değerlendirildiğini, Mahkeme kararının yasaya ve Yargıtay kararlarına uygun olduğunu, tapudaki iştirak halindeki mülkiyet müşterek mülkiyete çevrilmeden veya diğer mirasçıların rızası alınmadan sözleşmenin ifa imkanı bulunmadığını, davacının temerrüde düşmediğini, satış parasının ödenmediğinden bahisle istinaf isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir. G E R E K Ç E Uyuşmazlık, harici taşınmaz satışı nedeniyle icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir....

      CEVAP: Davalılar özetle; davacının satış iddiasının kabul etmediklerini, ne resmi ne gayri resmi şekilde taraflar arasında satış sözleşmesinin olmadığını, gayrimenkül satış sözleşmelerinin resmi şekil şartına bağlı olduğu için resmi şekilde yapılmayan harici satış sözleşmelerinin geçersiz olduğunu, taşınmaz satışının resmi şekilde yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi tarafından; "Davacının asıl talebi olan tapu iptal ve tescil talebinin REDDİNE, Davacının terditli talebi olan davacının davalılara yaptığı satış bedelinin iadesi talebinin REDDİNE, " karar verilmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, harici sözleşmeye dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmazsa satış bedelinin iadesi ve yapılan giderlerin tazmini istemin ile menfi zarar tazmini istemine ilişkindir. TBK 237. Madde (eski BK 213) uyarınca taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi şarttır hükmünü düzenlemiştir. Tapulu taşınmazlar TMK 706, BK 237 ve TK 26. maddeleri uyarınca tapu memuru önünde yapılacak resmi işlem ile devredilir. Bu şekil taşınmazların devrinin geçerlilik şartı olup tapu dışı satışlara taşınmazın mülkiyetinin devri yönünde hukuki değer vermez. Geçerlilik şartı olan bu hükme aykırı düzenlenen sözleşmeler geçersizdir. Bu nedenle tapulu taşınmazın harici satış sözleşmesi ile devri mümkün değildir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı şirket ile harici araç satış sözleşmesi yapıldığını, araç bedeli olarak 3 adet 40.000’er TL bedelli çek ve 30.000 TL bedelli bononun davalıya verildiğini, ancak davalının araç üzerindeki mahrumiyetleri kaldırmadığını, sözleşmenin geçersiz hale geldiğini, davalının bonoyu iade ettiğini ancak çekleri iade etmediğini belirterek, çeklerin iptali ile davacıya iadesi ve davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ise davaya konu iki çek karşılığı 80.000 TL ödeme yapıldığını belirterek, bunlar yönünden talebini istirdata dönüştürmüştür....

        Davacı satıcı dava dilekçesinde davalıya satılan taşınmazın satış bedeli karşılığı aldığı nakit para için senet düzenlendiğini ileri sürmektedir. Diğer bir anlatımla senedin düzenleme nedenini talil etmiştir. Tüm bu anlatımlara göre; taşınmaz haricen satışı için verilen bonodan dolayı borçlu bulunmadığının ispat külfeti davacı satıcıya aittir. (II) Menfi Tespit; Yargıtay HGK'nun 2013/13- 357 E - 2014/59 K sayılı 05/02/2014 tarihli emsal nitelikte kararının incelenmesinde; Samandağ AHM'nin harici araç satışı nedeniyle davalı tarafından davacıdan alının senetten dolayı açılan menfi tespit davacının kabulüne ilişkin kararının davalının temyizi üzerine Yargıtay 13 HD'nin 2009/10920 E - 2010/3673 K sayılı 23/03/2010 tarihli kararıyla bozulmuştur. Özel Daire bozma kararında özetle; "mahkemeninde kabulünde olduğu üzere araç harici satış suretiyle davalıya satıldığı için bu itibarla satış sözleşmesi geçersiz olduğundan davacının aldığı satış bedelini iade mükellefiyeti bulunmaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı; davalının başlattığı icra takibine konu senetten kaynaklanan borcunu ödediğini belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında ise; borcu ödediğine dair belirlemenin borçlu olmadığını ifade etmek için yazıldığını, harici satış sözleşmesine konu aracı iade etmesine rağmen araç bedeli olarak verdiği senedin takibe konulduğunu belirtmiştir. Davalı; davanın reddini istemiştir....

          Mahkemece; davacıların, bir kısım payların tapuda devredilmediğini, bazı taşınmazların kadastro tespitinde hazine adına tespit gördüğünü iddia ederek, malı fiilen teslim aldıktan sonra bedel ödemekten kaçınmalarının iyi niyet kurallarına uygun olmadığı, davacıların sözleşmeden kaynaklanan zararlarını ve geçersiz sözleşme nedeniyle aldıklarını iade edip semeni talep edebilecekken semen ödeme yükümlülüğünden kaçmak için menfi tespit davası açmalarının yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacılar, davalıdan harici satış senedi ile 180.000,00 TL bedelle bir kısım taşınmazları satın aldıklarını, satışı kararlaştırılan arazinin toplam yüzölçümünün 785.333,11 m2 olup, adlarına tescil edilen arazilerin yüzölçümünün 689.255,39 m2 olduğunu, hazine adına tescil edilen arazilerin yüzölçümünün ise 96.077 m2 olduğunu ileri sürerek, davalı tarafından kendilerine satılıp, adlarına tescili yapılamayan taşınmazlar yönünden de davalıya...

            Reddine.Tarafların diğer temyiz itirazlarına gelince, harici satış sözleşmesinin hukuken geçersiz olması nedeniyle, 10.07.1940 tarihli 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve haksız iktisap kurallarına göre herkesin aldığını iade ile yükümlü bulunduğu ve tarafların aldıklarını iade edeceği yolundaki genel ilke ve kabul karşısında, öncelikle; taşınmazı haricen satın alana ödenmesi gereken miktarın ne olacağı ve iade kapsamının belirlenmesi gerekir. İadesi gereken bedel; harici satış sözleşmesinde gösterilen bedel mi? taşınmazın dava tarihindeki güncellenmiş (rayiç) bedeli mi? yoksa harici satışta ödenen satış bedelinin denkleştirici adalet kuralına göre iadenin talep edildiği tarihte uyarlama sonucu ulaştığı alım gücü müdür? Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (YHGK)'nun 07.02.2001 tarih, 13/1729-32 sayılı kararında ifade edildiği şekilde; geçersiz harici satış sözleşmesi nedeniyle yanlar verdiklerini sebepsiz zenginleşme veya mülkiyet (İstihkak MK 618....

              UYAP Entegrasyonu