Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının harici satış iddiasının doğru olmadığını, tapu iptali ve tescil istemi yönünden on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, bedel iadesi bakımından talebin zamanaşımına uğradığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne, 250 parselin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, harici satış sözleşmesine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil ile terditli bedel iadesi davasıdır. Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmişse de, mahkemenin bu gerekçesine katılma olanağı bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu 250 sayılı parsel 18.10.1972 tarihinde yapılan tapulama çalışmaları sırasında davalı adına tespit edilmiş, tutanağın itirazsız kesinleşmesi ile 29.07.1976 tarihinde tapu oluşmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava; finansal kiralama sözleşmesine dayalı olarak davalı kiralayanın, davacı kiracıya ayıplı mal teslim etmesi iddiasına dayalı kiralanan mal nedeni ile 1.739,810,600TL'nin istirdatı ve 2.510.530.740TL için borçlu olmadığının tespiti, olmadığı takdirde sözleşmenin feshi ve malın iadesi istemine ilişkindir. Davacı ......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Taraflar arasındaki menfi tespit-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü....

        Tereke satış dosyası üzerinden yürütüldüğü, satış memuru olarak ...'in belirlendiği anlaşılmıştır. ......

          Tüketici Mahkemesi'nin 2021/254 Esas 2021/1197 Karar sayılı ilamı incelendiğinde, ilamın konusunun mahkememizin dava dışı davalısı borçlu ile takip alacaklısı arasında geçersizliği tespit edilen gayrimenkul satış sözleşmesine dayalı olarak ödenen 10.875,00TL tapu masrafının ve 300,00TL menfi zararın davalılardan alınıp davacıya verilmesine karar verildiği, dolayısıyla takip dayanağı ilam geçersiz sözleşme ilişkisinin çözülmesi çerçevesinde davalı nezdinde davacının yaptığı tapu masrafının ve menfi zararın kendisine ödenmesine ilişkindir. Bu yönüyle mevcut ilam eda hükmüdür. Şikayet davacının tarafından bu hali ile menfi tespit olduğu ileri sürülmüş ise de karardaki tespit hükmü eda hükmünün öncülü niteliğinde olup davanın ve verilen hükmün menfi tespit hükmü olduğu sonucunu doğurmamaktadır. Bu nedenlerle şikayetin reddine" dair karar verildiği görülmüştür....

          Davalı tarafın İkinci Cevap dilekçesinde davaya konu aracın harici satış sözleşmesi bedeli olarak devredilmiş olduğunu beyan etmesi karşısında, 34 XX 491 plakalı aracın 02/07/2020 tarihli harici satış sözleşmesi karşılığında devredilmiş olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasında yapılan harici satış sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığından geçersizdir. Bu nedenle, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri alabilecektir. Davacı taraf her ne kadar 19 Mayıs Noterliğinin 02/07/2020 tarihli araç satış sözleşmesinin iptali ile 34 XX 491 plakalı aracın davacı tescil edilmesini talep etmiş ise de; trafiğe tescil işlemi idari işlem olduğundan ve idareyi zorlayıcı karar verilemeyeceğinden tescil istemi yönünden bir karar verilemez ancak çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince noterde yapılan kati satış sözleşmesinin iptaline ve mülkiyetin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir. (Yargıtay 13. HD 2014/536 Esas- 2014/15499 Karar sayılı ilamı.)...

          gideri, istirdatı ve kullandırılan kredinin denkleştirici adalet ilkesi ile güncellenmesiyle bu tutara yasal faiz eklenmesi noktasında itiraz ederek, açıkladıkları sebepler doğrultusunda kararın bu yönlerden de kaldırılmasını talep ettiklerini, kredi sözleşmesinin tüm hüküm ve sonuçları ile iptaline ilişkin karar verilmişken; ayrıca bir kez daha müvekkili banka yönünden tekrar bir menfi tespit hükmü kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, zira kredi sözleşmesinin iptal edilmesinin sözleşmeyi zaten hükümsüz hale getirdiğini, yerel mahkeme tarafından verilmiş olan menfi tespit hükmünün iptali ile menfi tespit yönünden müvekkili banka aleyhine ayrıca hükmedilmiş olan harç ve karşı yan vekalet ücretinin kesin suretle kaldırılmasını talep ettiklerini beyanla; arz ve izah olunan ve re’sen dikkate alınacak sebeplerle, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının müvekkil banka aleyhine olan kısımlarının kaldırılmasına ve haksız ve hukuki...

          Dava, taraflar arasındaki harici gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi nedeniyle ödediği bedelin iadesi ve sözleşmedeki belirtilen sürede teslim edilmediğinden dolayı kira alacağına ilişkindir. Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan bütün sözleşmelerin geçerliliği resmi şekilde yapılmasına bağlıdır (MK md. 706). Resmi şekilde yapılmayan gayrimenkul satış sözleşmeleri geçersiz olup, taraflar arasında hiçbir bağlayıcılıkları yoktur. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi de ileride taşınmaz mülkiyetinin tapuda devrini yapmayı taahhüt eden bir ön sözleşmedir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri de resmi senet şeklinde düzenlenmesi ve noter huzurunda iki tarafça imzalanması suretiyle geçerlilik kazanır ( BK md. 29, Noterlik K. md. 60/3, md.89). Sözleşmenin şekil şartı kamu düzeni ile ilgili olup, noter tarafından düzenleme şeklinde yapılması zorunludur....

          Bu durumda mahkemece, harici satıma konu 35 NV 823 plakalı aracın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği halde, davalının harici satım sırasında satıcı davacıya ödediği bedelin de davalı alıcıya iadesi gerektiği hususunda bir karar verilmemiş olması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no'lu bente açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 25.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 11.10.2013 gün ve 359-468 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık harici taşınmaz satış sözleşmesi gereğince satış bedeli karşılığında verilen senedin, tapuda resmi devir yapılmadığından bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı menfi tespit talebinden kaynaklandığından ve temyize konu karar, Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi'nin 04.03.2013 tarih 2012/8339 E.-2013/3996 K. sayılı ilâmına uyularak verildiğinden kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 19.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 19.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu