Dava konusu senetlerin taraflar arasında düzenlenen... plakalı aracın harici satış sözleşmesi uyarınca düzenlenmiş olduğu ve senetlerin 30.000. TL.’lik bölümünün araç bedeline karşılık olup, 12.000.TL.’lik kısmının ise cezai şart olarak verildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. 2918 sayılı KTK’nun 20/d maddesi uyarınca tescilli araçların noter dışındaki her türlü satış ve devirleri geçersizdir. Geçersiz sözleşmelerde taraflar aldıklarını aynen iade etmekle yükümlüdürler. Öte yandan, geçersiz sözleşmeye dayanılarak cezai şart istenemez...” denilmiştir. Anılan bozma kararında belirtildiği üzere, trafiğe tescilli araçların harici satışları geçersizdir. Herkes aldığını iade ile mükelleftir....
Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Başvuru sahibi vekili, sigorta şirketinin müvekkilinin aracının kasko sigortacısı olduğunu, aracın 18.07.2013 tarihinde gerçekleşen hırsızlık olayı neticesinde çalındığını belirterek 162.000 TL araç rayiç bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte sigorta şirketinden tahsilini talep etmiştir. Sigorta şirketi vekili, olayın teminat harici olduğunu ileri sürerek talebin reddini istemiştir. Sigorta Tahkim Komisyonu hakem heyetince, araç anahtarının gerekli güvenlik önleminin alınmamış olması dolayısıyla işyerinden aşırma sonucunda ele geçirildiği, bu durumun ise poliçe özel şartları uyarınca teminat harici olduğu gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmiş, karara itiraz edilmesi üzerine itirazın reddine dair verilen karar başvuru sahibi vekili tarafından temyiz edilmiştir....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, harici araç satış sözleşmesi bulunduğu iddiasına dayalı başlatılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacının banka hesabından davalının banka hesabına 20/08/2018 tarihinde "T1 ARABA" açıklamasıyla 37.000,00- TL miktarında havale yapıldığı görülmektedir. Davacı, gönderilen paraların harici araç satış sözleşmesi kapsamında gönderildiğini ileri sürmüş; davalı ise, davacı ile dava dışı T7 arasındaki araç satışı bulunduğunu, dava dışı satıcı T7'in hesabının blokeli olmasından dolayı davacının dava dışı T7'e verilmek üzere kendi hesabına para gönderdiğini, bu parayı da dava dışı T7'e teslim ettiğini ve yazılı belge aldığını savunmuştur. Havale kural olarak bir ödeme vasıtasıdır. Başka bir ifade ile havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal bir karine mevcuttur. Bu yasal karinenin aksini havaleyi gönderen tarafın ispat etmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, taraflarca yapılan harici ticari araç satış sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 19.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 19.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 19/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava harici araç satım sözleşmeden kaynaklı olup ödenen bedelin iadesi isteğine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşmeye davayı istemin temyizen incelenmesi görevi 3.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık harici araç satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, mahkemenin tasnifi de bu yönde olduğundan, verilen kararın temyizen incelenmesi görevi 3. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 09.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık harici araç satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, mahkemenin tavsifi de sebepsiz zenginleşme olduğundan, verilen kararın temyizen incelenmesi görevi 3. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 07.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı, Keşan'da ikamet ettiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, sözleşme tarihi itibarı ile kendisine 400,00- TL kaparo bedelinin verildiğini, bunun da araç malikine teslim edildiğini, bakiye 21.600,00-TL.'nin ise davacı tarafından araç malikine ödendiğini, davacıdan araç bedeli olarak para almadığını, sadece satışa aracılık ettiğini belirterek davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2010/11811 E. sayılı dosyasında bir takip bulunmamasına rağmen, bu takibin iptali ile davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi doğru değildir. c)Mahkemece harici motorlu araç satımı sözleşmesinin geçersiz olduğu ve tarafların aldıklarını iade etmekle yükümlü oldukları belirtilerek çekin davacıya iadesi hakkında hüküm kurulmuşsa da bu çek karşılığında davacının zilyetliğinde olan araçların davalıya iadesine hükmedilmemiş olması doğru değildir. Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde mahkemece yapılacak iş; tarafların gösterdikleri delilleri toplayarak iddia ve savunmalarını bu kapsamda değerlendirmekten ibaret olup, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Somut olayda iddia, savunma ve dosya kapsamında mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında, davalıya ait ticari aracın %50 hissesinin ihtiyati tedbir isteyen davacıya devrine ilişkin harici sözleşme düzenlendiği, hisse devrine dayalı olarak aracın elde ettiği gelirden pay verilmesi istemiyle işbu davanın açıldığı, uyuşmazlık konusunun hisse devrine konu araç olmayıp, aracın işletilmesi suretiyle elde edilen gelir olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlık konusu olmayan araç hakkındaki ihtiyati tedbir isteminin bu gerekçeyle reddinde bir isabetsizlik yoktur. Kaldı ki aracın kar elde edip etmediği de yargılama sonucunda tespit edilebileceğinden, bu aşamada ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde davacının haklarını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden bahsedilmesi de mümkün değildir. Bu nedenle ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....