Ayrıca hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi, indirim yapacak ise de Dairemizin uygulamalarına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapması gerekmektedir. Somut olayda, davacı yolcu konumundadır. Soruşturma dosyasındaki ifade tutanaklarına göre davacı ile araç sürücüsünün arkadaş oldukları, araç sürücüsünün bir akrabasını hastaneden almaya gittikleri anlaşılmaktadır. Davalı vekili cevap dilekçesinde; olayda hatır taşıması olduğunu bu sebeple indirim yapılması gerektiğini belirtmiştir. İtiraz hakem heyetince dosyada hatır taşımasının mevcudiyetini gösterir bilgi yada belgeye rastlanmadığı gerekçesiyle olayda hatır taşıması bulunmadığı yönünde hatalı şekilde değerlendirme yapılmıştır....
b-Araç değerine ilişkin yapılan incelemede ise; ceza dosyası ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, oluşan zararda davacının yukarıda açıklandığı şekilde müterafik (bölüşük) kusuru bulunduğu açık olup, hükmedilen araç değerine ilişkin tazminat miktarından BK. 43, 44 (TBK 51, 52) maddeleri gereğince uygun miktarda indirim yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu durumun gözardı edilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2-a,b) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalı ... Hazinesinin diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine 06/05/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, TTK'nın 1429. maddesi uyarınca kasko sigortasının, sigortalının kusurlu davranışları sonucu sigortalının oracında meydana gelen hasar ve zararı sigortacının tazminle yükümlü olduğunu, dikkatsiz ve tedbirsiz hareket edenlere bu şekilde bir indirim yapılması hükmünü içermediğini, mahkemenin TBK'nın 52. maddesi uyarınca hakkaniyet indirim yapmasının kasko poliçesinin amacına ve tüm yasalara aykırılık teşkil ettiğini, % 50 gibi yüksek bir oranda hakkaniyet indirimi uygulamasının da haksız olduğunu, kabul etmemekle birlikte % 20- % 25 oranında indirim yapılması yerine çok yüksek indirim yapıldığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir. GEREKÇE : Dava, araç hasar tazminatının kasko şirketinden tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 3. maddesinde "Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır" şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı ...'nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir....
den Şubat 2000 yılında harici sözleşme ile 2.250.000.000 TL ödeyerek satın aldığı aracın çenç olduğunun anlaşıldığını, diğer davalı kayıt malikine teslim edildiğini, zarara uğradığını ileri sürerek araç değeri 5.000,00 YTL ile 500,00 YTL manevi tazminat 500,00 YTL maddi tazminat toplam 6.000,00 YTL'nin faizi ile ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar davaya karşı cevap vermemiş, duruşmaya katılmamıştır. Mahkemece, davanın davalı ... yönünden husumet nedeniyle reddine, davalı ... yönünden 5.000.00 YTL araç değeri üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile temyiz eden davalı arasında yapılan trafikte kayıtlı otomobilin devrine yönelik, satım sözleşmesi resmi biçimde yapılmadığı için Karayolları Trafik kanunu 20/d maddesi uyarınca geçersizdir. Hukuken geçersiz sözleşmelerde taraflar aldıklarını haksız iktisap kuralları uyarınca aynı anda iade etmek zorundadırlar....
. - K A R A R - Davacı vekili, davalıların murisi ile müvekkili arasında 14.05.2007 tarihinde bir araç alım satım sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre ...- plakalı aracın mülkiyetini müvekkili üzerine geçirmeyi üstlenen murisin bu edimini yerine getirmediğini belirterek aracın müvekkili adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde ticari plakanın güncel plaka bedelinin belirlenerek kendilerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, noter tarafından yapılmayan araç satış sözleşmelerinin geçersiz olduğunu, dava konusu yapılan aracın murislerine ait olmadığını ve bu plakadan haberdar olmadıklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı ile davalıların murisi arasında 14.05.2007 tarihinde harici sözleşme ile ......
Mahkemece toplanan delillere göre, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca resmi şekilde yapılmayan araç satışlarının geçerli olmadığı, sebepsiz iktisap kuralları çerçevesinde davalının araç iade edildiğinde bedelini vermek zorunda olduğu, davalının kusurundan kaynaklanmayan ve ispatlanamayan cezai şart ve tazminat taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, dava konusu araç davalıya teslim edildiği takdirde 13.750.000.000.-TL.nin 30.12.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının 4.000.000.000.-TL.lik senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesi gereğince resmi şekilde yapılmayan motorlu araç satışları geçersiz olup, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre, herkes aldığını iade ile mükelleftir....
Mahkemece hükmüne uyulan Dairemizin 16.12.2019 tarih, 2018/6249 Esas ve 2019/12021 Karar sayılı ilamında özetle; dava dosyası kapsamındaki delil ve belgeler, galericilik yapan dava dışı 3. kişilere davalı tarafından araç satışı için kazadan önce verilen özel vekaletnamenin kapsamı, galericilerin tanık sıfatıyla verdikleri beyanlar ve zarar gören çocuğun ailesinin ceza soruşturması kapsamındaki beyanları da dikkate alınarak davalının araç işleteni sıfatının bulunduğu zamanda davaya konu kazanın gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi; ... İl Emniyet Müdürlüğü'nün iki ayrı tarihte verdiği cevaplar arasındaki çelişki giderilerek, aracın kazadan önce hurdaya ayrılmış araç olup olmadığı ve trafik sigortası yaptırma zorunluluğu kapsamındaki araç olup olmadığı üzerinde de durulmak suretiyle, davacının rücu hakkının değerlendirilmesi gereğine değinilmiştir....
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK'nun “işleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu” başlığını taşıyan 85.maddesinde; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara 2013/8477 2013/12619 uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteninin doğan zarardan sorumlu olacağı belirtilmiş, aynı yasanın 20/d maddesinde de trafikte kayıtlı motorlu araçların noterlerce yapılmayan her çeşit satış ve devirlerinin geçersiz olduğu hüküm altına alınmıştır. Buna göre, hasara neden olan 34 YTS 04 plaka sayılı araç kaza tarihinde davalı ... adına kayıtlı olup, aracın harici satışı geçerli olmadığından, mahkemece araç işleteni sıfatıyla bu davalının zarardan sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği gözetilmeyerek, delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
nın araç dışında silah ile beklerken sanık ...'in araç içerisinde mağdurenin üst kıyafetlerini çıkardığı, pantolunu çıkarmak isterken fermuarın kırıldığı, elleriyle dokunduğu ve öptüğü, mağdurenin direnmesi üzerine sanık ...'yı çağırdığı ve sanığın mağdureyi silahla tehdit ettiği, mağdurenin yine de direnmeye devam ettiği bunun üzerine sanıkların eylemlerine son verdiği kabul edilen olayda mağdurenin aşılabilir mukavemeti dışında sanıkların eylemlerini tamamlamalarına engel harici neden olmaksızın eylemlerine devam etmemeleri karşısında eylemin cinsel saldırı suçu kapsamında kalacağı gözetilerek hüküm kurulması gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüsten hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 06.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....