Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DERNEĞİ”nin, toplum nezdinde ... ile bağlantılı olduğu izlenimi yarattığı kanatine varıldığı, bunun da haksız rekabet ve hak ihlaline yol açabileceği belirtilmiştir....

    Katılanın önceki bu haksız davranışının sanık yönünden haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını gerektirip gerektirmediği hususunu inceleyecek olursak; Cezayı etkileyen bir hal olarak TCY'nın 51. maddesinde düzenlenen haksız tahrik; failin, haksız bir fiilin doğurduğu öfke veya elemin etkisi altında hareket ederek bir suç işlemesidir. Haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için; a) Tahriki oluşturan bir fiilin olması, b) Bu fiilin haksız bulunması, c) Failin öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalması, d) Failin işlediği suçun, bu ruhi durumun tepkisi olması, e) Haksız tahrik oluşturan eylemin mağdurdan sadır olması ya da mağdurun o fiili önleme sorumluluğunun bulunması, f) Suçun, tahriki oluşturan fiili gerçekleştiren kişiye yönelik olması gerekir. Görüldüğü gibi, tepki suçunun işlenmesi bakımından yasamızda bir zaman sınırlamasına yer verilmemiştir....

      Yapılan eylemin -- amacı, tekrar sayısı, uygulanan yöntem ya da araç gibi hususlar değerlendirilerek haksız rekabet teşkil edip etmediğinin değerlendirilmesi gerekir. Nitekim Yargıtay'ın ----edip etmeyeceği her somut olayın özellikleri dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. " denilmek suretiyle bu husus vurgulanmıştır. TTK m.54/2'de bir davranış veya ticari uygulamanın haksız rekabete neden olup olmadığının tespitinde istifade edilebilecek genel ilke ortaya konmuştur. Bu hükme göre, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. Bir davranış veya ticari uygulamanın haksız rekabet olarak nitelendirilebilmesi için failin kusurunun bulunması ise gerekmez---- yalnızca haksız rekabet sebebiyle açılacak maddi ve manevi tazminat davaları yönünden aranacak bir unsurudur....

        AŞ'nin eylemlerinin davacıya karşı haksız rekabet teşkil eder nitelikte olduğu, 6102 sayılı TTK'nın 56. maddesi uyarınca, haksız rekabete maruz kalan kimsenin, haksız rekabetin tespiti yanında, bu eylemlerin menini de talep edebileceği ancak men talep edilebilmesi için haksız rekabete yol açan fiilin devam etmesi veya tekrar edilme tehlikesinin bulunması gerektiği, somut olayda, davalı ...'in haksız rekabette bulunduğu ve haksız rekabete yol açan fiilinin de devam ettiği anlaşıldığından, davacının haksız rekabetin menine ilişkin talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu yönden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediği, her ne kadar davacı tarafça, 6102 sayılı Kanun'un 56/1-c maddesi uyarınca davalıların haksız rekabeti sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılması için söz konusu yapıda uygulanan hastane projesinin ortadan kaldırılması talep edilmiş ise de, davalı ... İnş. Müh....

          Madde 56 "Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b) Haksız rekabetin men’ini, c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. "hükümleri yer almaktadır. Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada "bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması" şeklinde tanımlanmıştır....

            Eldeki davanın açılmasından evvel davacı vekilince davalı aleyhine Antalya 4.İş Mahkemesinde 2019/86 Esas sayılı dosya ile somut olaya ilişkin olarak davalı tarafından davacının iş akdinin haksız ve kötü niyetli feshedildiği iddiasına dayanılarak TBK 434 maddesi uyarınca şimdilik 200,00 TL kötü niyet tazminatı, TBK 438/3 maddesi uyarınca da şimdilik 200,00 TL haksız fesih tazminatı talepleriyle dava açıldığı, yargılama sırasında davacı vekilinin haksız fesih tazminatı talebini 5.700,86 TL tutarında ıslah ettiği, mahkemece yapılan yargılama neticesinde haksız fesih tazminatının 24.432,25 TL tutarında olduğu kabul edilerek taleple bağlı kalınmak suretiyle 5.700,86 TL net haksız fesih tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verildiği, kararın taraf vekillerine usulüne uygun tebliğine rağmen aleyhine yasal yola gidilmemekle kesinleşmiş bulunduğu anlaşılmaktadır...

            Davacı, izin ve bilgisi olmadan üçüncü kişilere ait araçların sigortalanmasına ilişkin poliçe bedellerinin de mail order sistemi ile şirketi ait kredi kartı bilgileri girilerek haksız yere tahsilat yapıldığını, haksız fiilden kaynaklanan sorumluluk nedeniyle sigorta şirket acentesi tarafından gerçekleştirilen haksız fiilden dolayı davalının sorumlu olduğunu belirtmiştir. Davacının kredi kartlarından üçüncü kişilere ait araçların sigorta poliçe bedellerinin haksız olarak ödendiği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık üçüncü kişi acentenin işlemiş olduğu haksız fiilden dolayı davalının hukuken sorumlu olup olmadığı hususundadır. Haksız fiili sorumluluğu unsurları şunlardır; 1)Eylem 2)Hukuka aykırılık 3)Zarar 4)İlliyet bağı 5)Kusur -Olayımızda tartışılması gereken meydana gelen zarar ile davalı arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı hususudur....

              istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davalıların davacı şirketin yedek parçalarını kullandığı kodlama sistemini kullanması şeklindeki haksız rekabetlerinin mevcudiyetinin tespitine, davalıların haksız rekabet teşkil eden bu faaliyetlerinin durudurulmasına ve menine, 3.202,02 TL maddi 3.000,00 TL manevi tazminatın müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece bozmaya uyularak verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; Dairemizin 02.05.2018 tarih ve 2017/14219 Esas ve 2018/8064 Karar sayılı bozma ilamı ile "Suç tarihinde boşanma aşamasında olan taraflar arasında çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü olayda, tarafların ilk haksız hareketin karşı taraftan geldiğini iddia etmesi karşısında ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiğinin tespitine çalışılıp sonucuna göre Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238-367 sayılı kararı da dikkate alınarak, sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 29. maddesi uyarınca haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi" gerekçesi ile kararın bozulduğu ve bozma ilamımıza uyulmasına karar verildiği halde, “ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı hususunda kesin bir...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki haksız rekabetin önlenmesine ilişkin davada İzmir 3. Asliye Hukuk ile 4. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dilekçesinde ürettikleri malın yurt dışına tanıtım ve satış işleminin internet üzerinden yapıldığı, davalı şirketin de kötü niyetli olarak başvuruları internet ortamında kendi sitelerine yönlendirmeleri nedeniyle haksız rekabet oluşturduğu, bu nedenle haksız rekabetin önlenmesi ile birlikte maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Dava, T.T.Y.nın 56, 57 ve 58 maddelerine göre haksız rekabetin tesbiti, önlenmesi ile birlikte maddi ve manevi tazminat talebidir....

                    UYAP Entegrasyonu