Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istem, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan haksız eyleme dayanan maddi,manevi tazminat (para alacağına) yönelik olduğuna göre; ilk derece mahkemesince geçici hukuki koruma tedbirinin ihtiyati haciz olduğu kabul edilmesi suretiyle inceleme yapılması ve davacılar vekilinin ihtiyati haciz isteğinde bulunmasında hukuka aykırılık yoktur. Öte yandan, 2004 Sayılı İİK 257 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için bir alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin eyleminin sübuta ermediğini, davacıların alacak hakkının olup olmadığı çözüme kavuşturulmadan fahiş miktar için tüm mal varlığına haciz konulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Haksız eylem iddiasına dayalı olarak açılan maddi ve manevi tazminat talepli davada ihtiyati haciz kararı verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, itiraz üzerine verilen kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kasten adam öldürme nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talebine ilişkin davada davalının menkul ve gayrimenkulleri ile 3. Kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulması istemine ilişkindir....

Haksız fiil (ölüm) tarihi itibarıyla davacının maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir.İhtiyati haciz talep edildiği, davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının net olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmaz. Zaten davacı vekili de fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava açmıştır. Açıklanan nedenlerle, İİK-257- 264. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken talebin tümden reddine karar verilmesi doğru değildir....

Öte yandan, manevi tazminat isteminde zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir. Bu sebeple davacıların manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK'nun 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla, ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK'da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....

Şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi ve menkullerin muhafazası için ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekili dilekçesinde özetle; mahkemece yeterince araştırma ve inceleme yapılmadan haksız gerekçe ile ihtiyati tedbirin reddine dair kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı tarafın kusurlu olduğunu, trafik kazası sonucu meydana gelen zararın karşı tarafın haksız fiilinden kaynaklandığını, müvekkilin alacağının muaccel hale geldiğini, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, trafik kazası sonucu maruz kalınan bedensel zarar nedeniyle açılan manevi tazminat davasında ihtiyati haciz talebinin reddine dair karara yapılan itiraza ilişkindir....

Davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin ihtiyati haciz talebine gelince; davacı, davalı aleyhinde haksız fiilden kaynaklı olarak maddi ve manevi tazminat tahsili istemi ile iş bu davayı açtığı, iş bu davada şimdilik tazminat olarak talep ettiği toplam 5.000,00 TL’nin, paranın satın alma gücü, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, her halükarda hayatın olağan akışı içerisinde neredeyse herkes tarafından, dolayısı ile davalı tarafınca da ödenecek meblağ dahilinde bulunduğu, kaldı ki maddi tazminat yönünden ihtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin karar verilmesi halinde dahi talep edilen tazminat miktarı ile sınırlı şekilde ihtiyati hacze karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, davacı vekilinin bu hususa ilişkin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği görülmüştür....

Haksız eylem nedeniyle açılan manevi tazminat davalarında İİK’nın 257 vd. maddelerinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi ve mahkemenin alacağın varlığı konusunda kanaat edinmiş olması halinde, somut olayın özelliklerine ve ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi mümkün olup, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8., 9. ve 40. Hukuk Dairelerinin yukarıda açıklanan ve benimsenen kararları da bu yöndedir." belirtilmiştir....

Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/103 esas sayılı dosyasından aldırılan Adana Adli Tıp Şube Müdürlüğünce sunulan raporlar, davacılara yönelik haksız bir fiilin meydana gelmesi ve haksız fiil sonucu meydana gelen zararın haksız fiil tarihinde muaccel hala geleceği, manevi tazminat talebininde haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale geldiği, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale geleceğinden ekli belgelere göre bir miktar tazminat alacağının doğması kabul ihtimal ve ispat dahilinde olduğu, böylelikle yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği, teminat dahilinde ihtiyati haciz kararı verilmesinin hukuka ve hakkaniyet uygun olacağı gözetilerek, talep edilen tazminat miktarlarının da afaki olmadığı dikkate alınarak davalı vekilinin ihtiyati haczin kabulüne karşı yaptıkları istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir....

Manevi tazminat yönünden; Yukarıda açıklanan ihtiyati haciz koşullarının manevi tazminat istemi yönünde de gerçekleşmesi gerekmektedir bu kapsamda eldeki dosyaya baktığımızda; Bilindiği üzere manevi tazminat kişinin kişilik haklarının ihlali, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması halinde miktarının, kapsamının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak belirlendiği bir tazminat türü olup, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü değildir. Bu nedenlerle alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu sağlanamamaktadır. Bu nedenlerle manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz talebin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmüştür. HMK'nın 355....

Manevi tazminat istemine gelince; manevi tazminat istemi zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir. Bu sebeple davacıların manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK'nun 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK'da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür. Keza Yargıtay 4....

UYAP Entegrasyonu