Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(I) İcra memurunun işleminin yasaya veya olaya uygun bulunmaması nedeniyle icra mahkemesine başvurularak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi kural olarak yedi günlük süreye tâbidir. Şikayet süresi, şikayet konusu işlemin öğrenildiği günden başlar (İİK'nun 16/1). Bu kuralın iki önemli istisnası vardır: 1- Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir (m.16/2). Bu hükmün amacı, ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır. 2- Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna gidilebilir. Anılan ilke doktrinde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir. Borçlunun, üçüncü kişilerin ve kamunun menfaatini korumak için konulmuş "amir hükümlere" aykırı olarak yapılmış işlemler kamu düzenine aykırıdır. Bu işlemler için her zaman şikayet yoluna gidilebilir (Prof. Dr....

(I) İcra memurunun işleminin yasaya veya olaya uygun bulunmaması nedeniyle icra mahkemesine başvurularak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi kural olarak yedi günlük süreye tâbidir. Şikayet süresi, şikayet konusu işlemin öğrenildiği günden başlar (İİK'nun 16/1). Bu kuralın iki önemli istisnası vardır: 1- Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir (m.16/2). Bu hükmün amacı, ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır. 2- Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna gidilebilir. Anılan ilke doktrinde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir. Borçlunun, üçüncü kişilerin ve kamunun menfaatini korumak için konulmuş "amir hükümlere" aykırı olarak yapılmış işlemler kamu düzenine aykırıdır. Bu işlemler için her zaman şikayet yoluna gidilebilir (Prof. Dr....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin olarak Dairemizin 28.12.2011 gün ve 2011/586 Esas 2011/2891 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi şikayetçi vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Şikayetçi vekili, müvekkilinin alacağı nedeniyle dava dışı borçlular aleyhine ihtiyati haciz kararı alarak icra takibi başlattığını, müvekkilince ilk haczin 27.02.2009 tarihinde konulmasına rağmen, şikayet edilenin icra takibi başlattığı icra dairesince sıra cetveli düzenlendiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Şikayet edilen vekili, ilk kesin haczin müvekkilinin haczi olduğunu savunarak, istemin reddini istemiştir....

    verilmiş, bu kararın 12/10/2018 tarihinde kesinleştiğini, davacının icra takip dosyasına sunmuş olduğu ve takip dayanağı ---- kendisine ait olmadığına yönelik itirazları ile özel belgede sahtecilik nedeniyle başlatılan --- yetmemiş, ceza kovuşturmasının sonucu beklendiğini, sonuç gelip karar kesinleşene kadar davacının zararları bir yana haksız icra takibi sebebiyle satılan aracın bedeli dahi davacıya ödenmediğini, bu süreçlere rağmen davacının zararının karşılanmaması üzerine davacı 16/10/2015 tarihinde menfi tespit davası açtığını------- kaydedilen dosyada davacı haksız ve dayanaksız olarak başlatılan icra takibi nedeniyle aracının bedelinden düşük fiyata satılması üzerine aracın satış bedeli, bu süreçte psikolojik olarak görmüş olduğu zarar dolayısıyla manevi tazminat ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiği, ------------ Karar Sayılı kararında; davacıya yönelik başlatılan icra takibinin haksız olduğunu ve haksız olarak başlatılan icra takibi sebebiyle ortaya çıkan zararın...

      A.Ş.’ne de şahsi bir kefalette bulunmadığını ileri sürerek icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, vermiş olduğu 01/06/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile, icra dosyasında bugüne kadar 132.710-TL kesinti yapıldığını belirterek haksız tahsilat tutarı 132.710-TL’nin davalıdan istirdatına karar verilmesini talep etmiştir . Davalı vekili, davalı ile dava dışı keşideci ... A.Ş. arasındaki ticari ilişki nedeniyle takibe konu çekin verildiğini, çek bankaya ibraz edildiğinde karşılıksız işlemi yapıldığını, ancak çek üzerine imzaların sıhhati hususunda bir şerh düşülmediğini, davacının imza itirazının kötüniyetli olduğunu savunarak, haksız davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....

        Somut olayda, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davası sonunda 16.12.2010 tarihinde mahkemece hükmedilen 409.940.00 TL tazminat alacağı ilamlı icra takibi konusu yapılmış olup, borçlunun bu ilamı temyiz konusu yaptığı ve İİK'nun 36. maddesi uyarıca Yargıtay'dan icranın geri bırakılması kararı getirmek için 09.02.2011 tarihli teminat mektubu ibraz etmek suretiyle mehil vesikası aldığı ancak süresi içerisinde icranın geri bırakılma kararı getirmediği için icra müdürlüğünce teminat mektubunun 20.09.2011 tarihinde paraya çevrildiği ve borçlunun 2942 Sayılı Kanunun geçici 6. maddesinin son fıkrası ve 6111 Sayılı Kanunun geçici 2. maddesinin son fıkrası gereğince mal hak ve alacaklarının haczedilemeyeceğinden teminat mektubunun paraya çevrilmesi işleminin iptali ile alacaklıya ödenen paranın icra müdürlüğünce geri istenmesini icra mahkemesinden talep ettiği görülmektedir....

          dosyasında davacının şikayetinde kasten davalıya zarar vermek yahut iftira amacıyla, kin ve garez ile hareket ettiğinin ispat edilmemiş olması, bu noktada davacının davalının kişilik haklarına zarar verme kastının bulunmadığı, davacının evine girildiği ve zarar verildiğine dair kolluk tutanağı ve tanık ifadesi de dikkate alındığında şikayetinde kayda değer emare ve olguların bulunduğu, bu yönüyle şikayet hakkının kullanılmasında haksız fiil teşkil edecek mahiyete kötüniyetin var olmadığı kanaatiyle davalının Anayasal şikayet/ihbar hakkını kullandığı anlaşılmış olup, haksız şikayet nedeniyle maddi ve manevi tazminat şartlarının oluşmadığı kabulü ile davacı/şikayetçinin menfi tespit talebinin kabulüne dair karar verilmiştir....

          Dava, davalı avukata icra dosyasına yatırması için verildiği iddia edilen paranın dosyaya yatırılmaması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı avukat hakkında görevi kötüye kullanma suçundan görülen davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiğini, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda davaya konu makbuzdaki yazı ve imzanın davacı, davalı ve davacının babasına ait olmadığının tespit edildiği gerekçe gösterilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davaya konu tazminatın temelini oluşturan olguların haksız fiil hükümlerine tabi olması nedeniyle taraflarca bildirilen tanık dahil tüm delillerin toplanıp sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

            Dava, haksız icra takibi nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, istem reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur. Davalı banka tarafından 3. kişiye ait kredi kartına bağlı olarak verilen ek kredi kart sahibi olduğunu belirten davacı, ek kart nedeniyle borcu olmadığı halde asıl kredi kartı sahibinin borcu nedeniyle hakkında ödeme emri çıkartıldığını, emniyet tarafından adresinde araştırma yapıldığını, işyerinin davalı banka yetkilileri tarafından defalarca arandığını belirterek, kişilik haklarına saldırıdan dolayı davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir. Davalı ise, davacı tarafından ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğunu, davacı hakkında herhangi bir takip işlemi yapılmadığını belirterek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur....

              Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2012/1 esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığı ve yargılamanın olay tarihinde de devam ettiği, ayrıca sanığın alacakları için katılan hakkında icra takibi de başlattığı, bu yönüyle sanığın katılana karşı şikayet ve dava haklarını olağan biçimde kullandığı ve haksız fiile karşı tepkisini hukuki yollardan hak arama yöntemiyle kullandığı, bu sürecin olağan biçimde sürdüğü olay tarihinde sanığın katılanı gördüğü yerde hakarette bulunmasının haksız fiile tepki olarak değerlendirilemeyeceği gözetilmeden, sanığın mahkumiyeti yerine ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısı'nın temyiz nedenleriyle tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 28/09/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu