"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalı ...aleyhine 20/01/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 18/09/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız icra takibi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların ödetilmesi istemlerine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, haksız icra takibi ve haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf, davalının Konya ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasındaki takip üzerine ödeme emrinden süresi geçtikten sonra haberdar olduğundan itiraz edemediğini, Konya ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açtıklarını iddia ve beyan etmiş, Konya ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... esas, ... karar sayılı ilamı ile, davanın kabulüne karar verildiği, Konya Cumhuriyet Başsavcılı'ğı tarafından ... soruşturma sayılı dosyasında dolandırıcılık suçundan soruşturma yürütüldüğü anlaşılmıştır. Uyuşmazlık haksız hacizden, diğer bir deyişle haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylemden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olup, Türk Borçlar Kanunu uyarınca zararın kanıtlanması davacı tarafa, hükmedilecek tazminatın miktarının belirlenmesi ise hakime aittir....
İlk Derece Mahkemesi tarafından; "davacı aleyhine sözleşmeye dayalı olarak icra takibi yapılmış ise de; hüküm kurmaya elverişli rapor ile davaya konu sözleşme altındaki imzanın davacıya ait olmadığı, yine imzasının davacıya ait olmadığından sözleşme nedeniyle sorumlu tutulamayacağı, davalının icra takibi başlatıldıktan sonra imzanın davacıya ait olmadığından haberdar olduğu, kötüniyetli eyleminin bulunmadığı, manevi tazminat koşullarının bulunmadığı, davacının Gaziosmanpaşa 2.İcra Müdürlüğünün 2015/9453 Esas sayılı dosyasında 4.163,74 TL ödeme yaptığı anlaşıldığı" gerekçeleriyle 1- Davacının davasının kısmen kabulüne, 2- 4.163,74 TL 'nin ödeme tarihi olan 23/02/2018 'den itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3- Manevi tazminat talebinin reddine, 4- Fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Asliye Ticaret Mahkemesinin .... esas sayılı dosyasında ... karar sayılı ilam ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, bu kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 29/12/2017 tarihinde kesinleştiği sabit olduğundan, kesinleşmiş mahkeme kararı ile birlikte davalı tarafça yapılan icra takibinin haksız icra takibi olduğunun belirlendiği, bu icra dosyasından davacının mal varlığına konulan hacizlerin de haksız haciz olduğu, davalının bu haksız haciz ve icra takibinden dolayı davacının uğradığı maddi ve manevi zararları tazminle sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Somut davaya konu olan haksız icra takibi ve hacizler sonrasında davacı tarafından hacizlerin kaldırılabilmesi amacıyla ihtiyati tedbir talep edilen Antalya 1....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; icra takibine dayanak yapılan 11.11.2008 tanzim, 13.12.2008 vade tarihli 25.000 TL meblağlı senetteki imzanın davacının eli mahsulü olmadığı, bu itibarla senetten sorumlu tutulamayacağı, söz konusu takip dosyasında haksız haczedilerek satılan menkul malları nedeniyle davacının maddi zararının 4.330,00 TL olduğu, davacının borçlu olmadığı senetten dolayı haksız icra takibi ve haciz işlemine maruz kalması, haciz sırasında menkullerinin haczedilerek satılması nedeniyle duyduğu sıkıntı ve üzüntü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın zenginleşme amacını gütmeyip manevi huzur duygusunu tatmin amacına yönelik bulunduğu hususları göz önüne alınarak takdiren 6.000,00 TL manevi tazminatın hüküm altına alınmasına karar verildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere...
Taraflar arasında kredi kartı sözleşmesi bulunduğu, davalı tarafından davacı hakkında kredi kartı borcu nedeniyle icra takibi yapıldığı, davacı adresine gönderilen ödeme emrinin aynı adreste oturan damadına tebliğ edildiği, davacı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydına haciz konulduğu, davacının icra borcunu ödediği ve daha sonra davalıdan istirdat ettiği anlaşılmaktadır. Davacının sözleşme nedeniyle kredi kartı borçlusu olması, davalının bu alacağı nedeniyle takip yapması, haciz işleminin fiili olmayıp kaydi haciz niteliği taşıması, bu takip ve haciz işleminde hukuka uygunluk bulunması olguları ile dosya içeriği incelenip değerlendirildiğinde icra takibi ve kaydi haciz yapılmasının hukuka aykırı olmadığı ve kişilik hakkına saldırı oluşturmadığı belirgindir. Kredi kartının davacının damadına teslim edilmesi, tebligatın da aynı kişiye yapılması olguları sözleşme nedeniyle borçlu olan davacı hakkındaki icra takibini ve hacizi haksız hale getirmez....
b) Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacılar vekili, alınacak mal karşılığında müvekkili şirket tarafından davalı şirkete senet verildiğini, diğer müvekkili ...'ın bu senetlerde kefil olduğunu, malların teslim edilmemesi nedeniyle borçları bulunmadığı halde davalı şirketin bedelsiz kalan bu senetlere istinaden icra takibi başlattığını, durumun izah edilmesine karşın icra takibi sırasında iki kez haciz gerçekleştirildiğini ve bir kısım menkulün muhafaza altına alındığını, davalı şirket aleyhine açılan menfi tespit davası ile müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini, kararın Yargıtayca onandığını, bu karara rağmen muhafaza altına alınan malların iade edilmediğini ve zararın karşılanmadığını belirterek, oluşan maddi ve manevi zararın tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu benimsenerek, ... 2....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; haksız haciz iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi 818 sayılı BK.'nun 49. maddesinden (6098 sayılı TBK'nun 58. maddesi) kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür. Bu nedenle de takip (haciz) yaptıran kişinin takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve kusurlu olduğu olgusu gerçekleşmedikçe ve ağır bir zarar da doğmadıkça manevi tazminatla sorumlu tutulamaz. Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi 818 sayılı BK.'nun 49. maddesinden (6098 sayılı TBK'nun 58. maddesi) kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür. Haciz işleminin borçlu olmadığını bildiği veya borçluya ait olmadığını bildiği kişi ve eşyaya yönelik yapılması durumunda haksız haciz söz konusu olur....
Elbetteki gerçek ve tüzel kişiler bakımından haksız bir icra takibi ile karşı karşıya kalmak manevi anlamda yıpratıcıdır. Ancak daha önce de bahsedildiği üzere haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötüniyetinin ve ağır kusurunun varlığı gereklidir. Davalının haksız ve kötü niyetli olduğu kanaati, toplanan deliller ve yapılan tahkikat neticesinde mahkememizde oluşmadığından davanın reddine" karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....
Dava, haksız icra takibi nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, istem reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur. Davalı banka tarafından 3. kişiye ait kredi kartına bağlı olarak verilen ek kredi kart sahibi olduğunu belirten davacı, ek kart nedeniyle borcu olmadığı halde asıl kredi kartı sahibinin borcu nedeniyle hakkında ödeme emri çıkartıldığını, emniyet tarafından adresinde araştırma yapıldığını, işyerinin davalı banka yetkilileri tarafından defalarca arandığını belirterek, kişilik haklarına saldırıdan dolayı davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir. Davalı ise, davacı tarafından ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğunu, davacı hakkında herhangi bir takip işlemi yapılmadığını belirterek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur....