Ancak; 1-Hükmedilen kamulaştırma bedeline 24/10/2014 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği düşünülmeden infazda tereddüt oluşturacak şekilde faiz başlangıç tarihinin gösterilmemesi, 2-Dava konusu taşınmaz yol olarak kamulaştırıldığından terkin kararı verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; a) 2-b bendinden (günden) keliesinin çıkarılmasına, yerine (24/10/2014 tarihinden) ibaresinin yazılmasına, b)1. bendinden (davacı ... adına Tapuya kayıt ve tesciline) kelimelerinin çıkartılmasına, yerine (TMK'nın 999. maddesi uyarınca Terkinine) kelimelerinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 23/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; 1-Dava konusu taşınmaz yol niteliği aldığından TMK’nun 999. maddesi uyarınca terkin yerine, tesciline karar verilmesi, 2-Tapu kaydındaki haczin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru değilse de, bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; a) 1. bendindeki (davacı idare adına tapuya kayıt ve tesciline) kelimelerinin çıkartılmasına, yerine (tapudan terkinine) kelimelerinin yazılmasına, b) 2. bendinin sonuna (Tapu kaydındaki haczin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Davalı vekili ... 10.ATM 'nin 2022/60 Esas sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep etmiş ise; dava konusu ve tarafların doğrudan iş bu dava ile bağlantılı olmadığı anlaşıldığından bekletici mesele yapılması talebinin reddine karar verilmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacılar vekili, davacı ... Petrol...Ltd. Şti. ile davalı arasında akdedilen Bayilik Sözleşmesi'ne istinaden, diğer davacı ...'ya ait taşınmaz üzerine 100.000,00 TL bedelli ipoteğin konulduğunu, aradaki akaryakıt sözleşmesinin son bulduğunu ve davacı şirketin davalı şirkete bir borcu kalmadığını ileri sürerek, taşınmaz üzerindeki mevcut ipoteğin fekkine karar verilmesini talep etmiştir....
TMK’nin 883. maddesine göre alacak sona erince, ipotekli taşınmaz maliki alacaklıdan ipoteğin terkin edilmesini isteyebilir. Hatta, borçlu (malik), İİK’nin 153. maddesine göre kendi hakkında takip yaparak rehin konusu borcu itfa etmek suretiyle rehnin tapuya yazılacak bir fek müzekkeresiyle terkinini sağlama imkan ve yetkisine sahiptir. Diğer taraftan, taşınmaz rehninin terkinini gerektiren bir neden de borçlunun (malikin) ipotek konusu borcu ödemek suretiyle ipoteği terkin ettirmesidir. Somut olayda; davalı şirket vekilince dosyaya sunulan 28.10.2015 havale tarihli cevap dilekçesinin ekinde ...37. Noterliği'nce 02.09.2015 tarihinde düzenlenen belgede keşidecinin ...Akaryakıt Tic. A.Ş. muhatabın ... Petrol Tarım Ürünleri Nakliyat İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. olduğu, belgenin "......
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan deliller sonucunda; uyuşmazlık noktası davacının adi yazılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesi sonrası teslim edilen taşınmazın bedelini ödemesi sonrasında davalı banka lehine tesis edilen ve bu ipotekle yüklü olarak adına tescil edilmesine rağmen ipoteğin kaldırılması koşulları oluşup oluşmadığı hususlarındadır. Davalı Banka tarafından ...’ya ticari Kredi kullandırımı ve ipoteğin tesisi esnasında ... tarafından davacıya yapılan satış vaadi davalı tarafından bilinip bilinmediği davanın esası bakımından önem taşımaktadır. Banka, dava konusu iddia edilen harici satıştan ipotek tesisi anında habersiz olduğunu savunmuştur. Bu satışı bilip bilmediği ya da bilebilecek konuda olup olmadığı iş bu davada tartışılması gereken konudur. Her ne kadar davacı ile diğer davalı firma arasında bir satış vaadi sözleşmesi akdedilmiş ise de Tapu Kanunu 26. maddesi uyarınca tapu siciline şerh ettirilmediği görülmüştür....
nün adına kayıtlı olup aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine diğer davalı şirket lehine tesis edilen ipoteğin rızası dışında tesis edildiğini ileri sürerek kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece davalılardan...'nün dava tarihinden sonra vefat etmesi sebebiyle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle esası hakkında karar verilmemiş, davacının dava tarihi itibariyle haksız olduğu kabul edilerek, dava değeri üzerinden nispi harç alınmasına ve davalı banka lehine nispi vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmiştir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 194.maddesi III.Fıkrası hükmü ile rıza alınmadan yapılacak işlemleri önleyebilmek amacıyla, tapu kütüğüne şerh verilmesi olanağı getirilmiştir. Ancak hemen belirmek gerekir ki anılan madde ile tapuya güven ilkesine bir istisna getirilmiş değildir....
.. derecede, fekki bankadan bildirilinceye kadar süresiz olarak ipotek etmeyi kabul ettiği” düzenlemesi haksız şart niteliğinde olduğundan Bölge Adliye Mahkemesince dava konusu ipoteğin üzerinde bulunduğu taşınmaza ilişkin, dava dışı ... ... tarafından davalı bankadan çekilen konut kredisine ait borcun ödenmek suretiyle kapatılmış olduğu nazara alınarak, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur....
ye ve temlik alan T5 ipoteklerin terkini için ihtarname çekildiğini ve kendilerine süre verildiğini, ihtarnamenin davalılara 14.04.2023 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak verilen süreye rağmen ipoteklerin terkin edilmediğini, ipoteğin sulh ile terkin edileceği inancıyla yapılan tüm iyi niyetli taleplerine rağmen davalılar tarafından ipoteğin terkini için hiçbir işlem yapılmadığını, bu nedenle davalılar aleyhine 25.04.2023 tarihinde ipoteğin terkini talepli dava açıldığını, davalıların dava açıldıktan sonra ipoteği terkin ettiklerini, davalıların ipoteğin fekki için gerekli işlemleri yapmadığından davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden dava açmakta hukuki yararının bulunduğunu, dava konusu öninceleme duruşmasından önce konusuz kaldığından davada karar verilmesine yer olmadığına hükmedilerek davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedildiğini, ancak İlk derece mahkemesince vekalet ücretinin maktu vekalet ücreti üzerinden hesaplanarak 4.600- TL olarak belirtilmesinin hukuka...
Temyiz Sebepleri Temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin taşınmazın 1/2 hissesini ipotekle almaya muvaffakatı bulunmadığını, ipoteğin asıl borçlusu olan davalı ...'e geçmesi için tapu müdürlüğüne müracaat edildiğini ancak dava yolu ile ipoteğin terkin edilebileceğinin belirtilmesi üzerine bu davanın açıldığını, ipoteğin kaldırılması için gönderilen iki ihtarın da sonuçsuz kaldığını, davalının kötüniyetle hareket ettiğini ve amacının müvekkili zora sokmak olduğunu, ipoteği terkin edilmemesinde davalıların kusurlu olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ipoteğin şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6/1....
Somut olayda, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatılmış olup, İİK'nun 150/ı maddesine göre yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte kötü niyet tazminatı verileceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığı halde, mahkemece istemi kabul edilen borçlu lehine tazminata hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile ......