Her ne kadar müştekinin borcunu ödememesinin haksız tahrik oluşturabileceği söylenebilir ise de; ödeme gücü bulunduğu halde sırf kendi menfaati yahut alacaklıyı zor durumda bırakmak için borcun keyfi biçimde ödenmemesi, alacaklıdan mal kaçırılması, gerçeğe aykırı beyan veya vaatlerde bulunulması, borcun istenmesi sırasında alaya alma, gibi davranışların haksız tahriki oluşturan bir fiil olarak kabulü mümkündür. Borcu ödememe tek başına özel hukuktan kaynaklanan bir uyuşmazlık olup, ceza hukuku anlamında haksız tahrik oluşturacak bir haksız eylem değildir. Salt borcu ödeyememenin haksız tahrik oluşturan haksız bir fiil olarak kabulü mümkün değildir. YCGK 19/01/2016 tarih 2015/203 esas 2016/2 sayılı kararında da borcu ödememenin haksız tahrik oluşturmayacağı kabul edilmiştir....
Haksız fiil nedeniyle tazminat borcunun doğması için hukuka aykırı fiil ile zarar arasında bir illiyet (nedensellik) bağının bulunması gerekir. Fiil olmasaydı meydana gelen zararın doğması mümkün olmayacak idiyse fiil ile zarar arasında bir illiyet bağı var demektir. Bir ilişkinin var olup olmadığı ise her olayın akışına göre değişir. Kural olarak haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 42. maddesi (6098 sayılı TBK m. 50) hükmüne göre: “Zararı ispat etmek müddeiye düşer, zararın hakiki miktarını ispat etmek mümkün olmadığı takdirde hakim, halin mutat cereyanını ve mutazarrır olan tarafın yaptığı tedbirleri nazara alarak onu adalete tevfikan tayin eder.” hükmü düzenlenmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 09.07.2020 gün ve 2020/5 Esas - 2020/150 Karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 26.11.2020 gün ve 3008-6308 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalı Hazine vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Karar düzeltme dilekçesinde yazılı nedenlerle HUMK'nun 440. maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymadığı, özellikle yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı davalar niteliği itibariyle haksız fiil hükümlerine tabidir. Haksız fiillerde temerrüt, haksız fiilin meydana geldiği tarihte gerçekleşir. Islah edilen kısım için dahi temerrüt, haksız fiil tarihi itibariyle gerçekleşir....
olarak 20.000 TL Manevi Zararın ,haksız fiil tarihi , 1/8/2006 Tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile davalıdan tahsilini, davacı T1 Milli Eğitim Bakanlığı'nın, "Taşımalı Eğitim" kayıtlarında 34 XX 890 Plakalı minübüsü ile Haksız fiil tarihi olan 2006 yılında en son hangi köyleri taşıdığı,kaç öğrenci taşıdığı ve bu taşıma karşılığında net ne kadar kazandığı bilgisinin Milli Eğitim Bakanlığı'nın ilgili Daire Başkanlığı veya İlgili yönetim biriminden Tensiple Beraber Celbine karar verilmesini, davalı T5 kayıtlarında mevcut olması dikkate alınarak;T5'ten bu bilgilerle birlilkte ,2006 Yılında haksız bir şekilde çıkarılan davacıya ödenen aylık net kazanç bilgilerinin Tensiple Beraber celbine karar verilmesini, T5 ortağı davacının ,Haksız çıkarım tarihi olan 2006 Yılında T5 Gelirlerini aldığı banka olan SUŞEHRİ -İş Bankası Müdürlüğüne, müzekkere yazılarak T5in 2006 Yılında Müvekkilime ne kadar ödeme yaptığının bilgilerinin Celbine karar verilmesini, dava vekalet ücreti ve yargısal...
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, bu fiil bir zararın doğması neden olmalı, zarara neden olan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi fiilden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişilerin maddi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararın haksız fiili ile gerçekleştiğinin diğer söylemle zarar ile haksız fiil arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır....
Davacı, davalı tarafından uğramış olduğu haksız fiil nedeniyle zarara uğradığını iddia ederek maddi ve manevi tazminat ödetilmesini istemiş, davalı ise verdiği cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuş ve davanın reddini istemiştir. 6098 sayılı TBK'nın 49. maddesine göre “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Bir başka anlatımla haksız bir eylemin tazminat borcu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet bağı bulunması gereklidir. Hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlusundan isteyebilir....
Trafik kazası temelinde bir haksız fiil olup bu olguya dayanılarak tazminat talep edilebilmesi için haksız fiil şartlarının aynı şekilde gerçekleşmiş olması gerekir. Buna göre haksız bir fiil ile davacının mamelikinde azalma meydana gelmiş ise haksız fiil şartları oluşmuş sayılır. Bu kapsamda somut olay incelendiğinde davalı sürücünün kusurlu eylemi sonucu davacının aracının zarar görüp değer kaybına uğraması dikkate alındığında haksız fiilin tüm şartlarının oluştuğu görülmektedir. Tarafların konumu dikkate alındığında sürücü, haksız fiil kapsamında bu zarardan sorumlu iken malik işleten sıfatıyla sigorta şirketi ise sigorta sözleşmesi kapsamında sorumludur. Değer kaybı ve araç mahrumiyet bedeli trafik kazasının doğrudan meydana getirdiği zararlardan olduğu için sigorta teminatı kapsamındadır....
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 69.500,00 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 29/11/2008 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,( davalı ...Ş. açısından sigorta limiti ile sınırlı olarak ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte)davacı tarafın manevi tazminat talebinin kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 29/11/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... Oto Yedek Parça Tic. Ltd. Şti.'...
Bir başka anlatımla haksız bir eylemin tazminat borcu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet bağı bulunması gereklidir. Hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlusundan isteyebilir. Bir başka deyişle haksız fiil ile zarar arasında illiyet bağı yoksa bu kalem zarar istenemez. Dava konusu olayda, davalının davacıyı kasten basit tıbbi müdahale ile iyileşebilecek şekilde yaraladığı ve “seni gebertirim” diyerek tehdit ettiği sabittir. Ancak bu eylem nedeniyle şehir değiştirme ve yeni gidilen yerde maddi harcamalar yapılmasının davaya esas eylemle doğrudan bağlantısı ispatlanamadığından maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile maddi tazminat isteminin de kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Zarar gören, ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ve araç sürücülerine ödediği ücretler ile araç yakıt giderleri genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerdir. Bunların zarar ile ilgisi bulunmamaktadır. Özel olarak adam tutulup çalıştırıldığı kanıtlan-madıkça, haksız fiil meydana gelmeseydi dahi yapılacak bu nitelikteki giderler zarar kapsamına dahil edilemez. Somut olaya gelince, dosya içeriğinden asıl alacak olarak istenilen bedelin bir bölümünün davacının kendi çalıştırdığı işçilere ve araç sürücülerine ödediği ücretler ile araçların yakıt giderlerine, bir başka deyişle genel idare giderlerine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....