Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARŞI OY YAZISI Dava, davalının davacının dava dışı eşi ile birlikteliğinden kaynaklanan haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık evlilik dışı birlikteliğin haksız fiil olarak kabul edilip edilemeyeceği dolayısıyla davalının bu eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine karşı sadakat borcu altına girdikleri gibi, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumluluk altına girerler. Davacının eşinin evli olmasına rağmen bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir. Davalı da evli olduğunu bilerek davacının eşiyle gayri resmi ilişkiye girmek suretiyle, gerek yasalarca, gerek örf ve adet hukuku tarafından korunmayan haksız bir davranış içine girmiştir. Davalının bu davranışı da açıkça haksız eylem niteliğindedir....

    -Dava marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddiasına dayalı olarak tespit, men ve ref talepleri ile birlikte maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacı vekilince 11.11.2013 tarihinde verilen dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL maddi ve 500,00 TL manevi tazminat talep edilmiştir. 27.04.2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile davacı vekili talebini ....672,... TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminat olarak ıslah etmiş, mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni" Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 20/05/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat yönünden davanın kabulüne, manevi tazminat yönünden ise kısmen kabulüne dair verilen 17/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava haksız eylem nedeniyle maddi manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece maddi tazminat yönünden davanın kabulüne manevi tazminat yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflar vekillerince temyiz edilmiştir. Dava dosyasının incelenmesinde; davaya konu olayla ilgili olan2010/648 esas ve 2012/514 karar sayılı dava dosyasının dosya içerisinde olmadığı anlaşıldığından anılan ceza dosyasının dosya arasına alınması için mahal mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir....

        Davacılar vekili; davacı ...’in oğlu olan diğer davacı ...’nın olay tarihinde eğitim gördüğü okulda beden öğretmeni olarak görev yapan davalı tarafından dövülerek basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde kasten yaraladığını belirterek yaralanan küçük ile annesi için manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı vekili, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. T.B.K. 56/2. maddesi uyarınca "Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir." düzenlemesi karşısında, zarar görenin yakınlarına manevi tazminat ödenmesine karar verilebilmesi için bedensel zararın ağır olması gerekir. Olayımızda ise, davacı ...’nın yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde basit yaralamadır....

          Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün ağır şekilde bozulmuşsa onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Bu durumda olanların zararları ile haksız eylem arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğundan, yansıma yoluyla değil, doğrudan zarara maruz kalma söz konusudur. Kaza sonucu ağır yaralanan ve 2 kez ameliyata rağmen iyileşmeyen çocuklarının durumu sebebiyle ruhsal bütünlüğü bozulan anne ve babanın (H.G.K. 26.4.1995 gün ve 1995/11-122, 1995/430) ve haksız eylem sonucu ağır yaralanan ve iktidarsız kalan kocanın karısının manevi tazminat isteyebileceklerine (H.G.K. 23.9.1987 gün ve 1987/9-183 1987/655) ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları aynı esaslara dayanmaktadır. .../... -2- Somut olayda, davacılardan Mine'nin’ın kocası olan davacı ...'...

            Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, faiz başlangıcının asıl ve ıslah edilen maddi tazminat yönünden ... haricindeki davalılar yönünden kaza tarihi, ... yönünden dava tarihi (dosyada temerrüte düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir belge görülmemiştir.) olarak kabulü ve davacı lehine hükmedilen manevi tazminat için de davalılar yönünden kaza tarihi olarak kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak karara esas alınan hesaplama, ...'nun 1989/4-586 esas,1990/199 sayılı kararı ve yerleşik ... içtihatlarına uygun değildir....

              Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2008/1115 Esas ve 2009/908 Karar sayılı ilamına göre; olay tarihinde tarafların tartıştıkları, davalının tartışmanın tahriki altında davacıyı darp ettiği, bu eylem nedeniyle davalının kasten yaralama suçundan mahkumiyetine dair verilen kararda haksız tahrik indiriminin uygulandığı ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Ceza mahkemesince verilen ve kesinleşen kararda, olayın meydana gelmesinde davacının 2/4 oranında müterafik kusuru olduğu kabul edilerek haksız tahrik indirimi yapılmasına rağmen, davacı taraf lehine verilen maddi ve manevi tazminatlardan indirim yapılmaması doğru görülmemiştir. Şu halde, kararın temyiz eden davalı yararına, maddi tazminat açısından haksız tahrik oranında ve manevi tazminat açısından da matematiksel oranda olmamak üzere uygun bir miktar indirim yapılarak karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir." şeklindedir....

              aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Tarafların diğer temyiz itirazlarına gelince; Asıl dava, evlilik birliği devam ederken üçüncü kişiyle birlikte olma iddiasına dayalı manevi tazminat istemi, karşı dava ise hakaret ve tehdit eylemine dayandırılan kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat davasıdır....

                Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/04/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI Dava, davalının davacının dava dışı eşi ile birlikteliğinden kaynaklanan haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık evlilik dışı birlikteliğin haksız fiil olarak kabul edilip edilemeyeceği dolayısıyla davalının bu eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır....

                  'ndaki sonuçları, boşanma ve boşanma sebebi olması durumunda, bu olaylar yüzünden kişilik haklarının saldırıya uğraması halinde manevi tazminat talep edilebileceğidir. .. nın 49. maddesine göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Yine .. nın 58. maddesinde "Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir." Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir. Somut olaya gelince, davalının ve dava dışı eşin davacıya yönelik ve bütün olarak aldatma mahiyetindeki davranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir. Yukarıda incelenen yasa maddeleri uyarınca, davacının dava dışı eşinin ...'...

                    UYAP Entegrasyonu