ün ileride resmi nikah kıyılacağı vaadi nedeniyle 15 yıl karı koca gibi birlikte yaşadıklarını, ancak davalının hiçbir gerekçe ve haklı neden olmaksızın çocuklarının ve torunlarının baskısı ile kendisini terk ederek başka bir eve taşındığını, davalının davranışının haksız fiil teşkil ettiğini, terk edilmesi nedeniyle güç durumda kaldığını, manevi şahsiyetinin zarar gördüğünü, davalının maddi desteğinden ve gelecekteki maddi imkanlarından yoksun kaldığını beyan ederek maddi ve manevi zararının tazminini istemiştir. Davalı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davacının kazanımlarının maddi ve manevi zararlarını karşılayabilecek düzeyde olduğu, davalının aynı zamanda müşterek haneyi mücbir sebep hali sayılan hastalık nedeniyle terk ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
İlk Derece Mahkemesince; "...Maddi tazminat istemli açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacı yanca yapılan 5.154,10 TL masraf ile 353,30 TL yasal faiz toplamı olan 5.507,40 TL tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, hüküm altına alınan 5.154,10 TL masraf kalemine dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya dair talebin reddine, Manevi tazminat istemli açılan davanın reddine,..." karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Maddi zararın eksik hesap edildiğini, manevi tazminat koşullarının bulunduğunu ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçeleinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava; Haksız haciz sebebine dayalı tazminat davasıdır....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir....
Mahkemece maddi tazminat yönünden davanın kabulüne; manevi tazminat yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Davacılar vekili; müvekkillerine ait köpeklerin davalı tarafından gözleri önünde öldürüldüğünü, köpeklerin her ikisinin de cins köpekler olması sebebiyle maddi zarara uğradıklarını, manevi yönden de üzüntü duyduklarını belirterek, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; dava konusu olayda davacılara ait iki cins köpeğin davalının tavuklarını yediği, bunun üzerine de sokakta davalı tarafından tüfekle vurularak öldürüldüğünden bahisle, köpeklerin bedeli ile birlikte davacıların haksız fiil nedeniyle manevi zarara uğradıkları gerekçesi ile maddi tazminat istemlerinin kabulüne; manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir....
Zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil, ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca ve çocuklar gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün ağır şekilde bozulmuşsa, onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Nitekim, kaza sonucu ağır yaralanan ve 2 kez ameliyata rağmen iyileşmeyen çocuklarının durumu sebebiyle ruhsal bütünlüğü bozulan anne ve babanın (H.G.K. 26.4.1995 gün ve 1995/11-122, 1995/430) ve haksız eylem sonucu ağır yaralanan ve iktidarsız kalan kocanın karısının manevi tazminat isteyebileceklerine (H.G.K. 23.9.1987 gün ve 1987/9-183 1987/655) ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları aynı esaslara dayanmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 17/06/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/02/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....
Nitekim, kaza sonucu ağır yaralanan ve 2 kez ameliyata rağmen iyileşmeyen çocuklarının durumu sebebiyle ruhsal bütünlüğü bozulan anne ve babanın (H.G.K. 26.4.1995 gün ve 1995/11-122, 1995/430) ve haksız eylem sonucu ağır yaralanan ve iktidarsız kalan kocanın karısının manevi tazminat isteyebileceklerine (H.G.K. 23.9.1987 gün ve 1987/9-183 1987/655) ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları aynı esaslara dayanmaktadır....
TÜP PATLAMASI NEDENİYLE MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 102 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 60 ] "İçtihat Metni" Davacı Ş.... E... ve diğerleri vekili Avukat Y...... K...... tarafından, davalı E.... San. ve Tic....
İlk derece mahkemesince davacının haksız eylem nedeniyle maddi zararının meydana gelmediği gerekçesiyle maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükme karşı davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekilleri istinaf talebinde bulunmuşlardır....
Eldeki davada istem, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminata (para alacağına) yönelik olup; geçici hukuki koruma istemi de ihtiyati haciz isteğine ilişkindir. 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için bir alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır. Somut olayda: Dava, iş kazasından kaynaklı müteveffa Davut Gökdemir'in hak sahipleri tarafından açılmış maddi ve manevi tazminat isteminden ibarettir. Manevi tazminat istemi zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir....