Şu durumda; davacılar davalıların hakaret ve darp şeklindeki eylemleri nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuş iseler de davalıların davacılara yönelik yaralama ve hakaret eylemlerinin bulunmadığı, manevi tazminatı gerektirir başka bir eylemlerinin ispatlanmadığı anlaşılmakla davacıların manevi tazminat istemlerinin tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmadığından kararın bozulması gerekmiştir. b)Davacıların diğer temyizine gelince; dava, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Kural olarak, haksız eylemde bulunan eylem tarihinde temerrüde düşmüş sayılır ve faize de-istek bulunduğu takdirde- bu tarihten itibaren hükmedilir. Davacılar maddi tazminat istemlerine olay tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesini istedikleri halde dava tarihinden yasal faize hükmedilmesi doğru bulunmadığından kararın bozulması gerekmiştir....
Mahkemece istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak maddi ve manevi tazminat istemişler, daha sonra 24/02/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 232.540 TL’ ye arttırmışlardır....
İhtisas Dairesinin 20.05.2019 tarihli raporuna göre bu eylem ile ölüm arasında illiyet bağının bulunmaması nedeniyle, davacı hak sahiplerinin açmış olduğu ölüme dayalı destekten yoksunluk nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminin gerekçede belirtildiği gibi reddi yerinde olmuştur. Öte yandan, dava dilekçesindeki açıklamalara göre davacıların, sigortalının mirasçıları olmaları sebebiyle murislerinin sağlığında iftiraya uğraması nedeniyle de davalılardan maddi ve manevi tazminat talebinde bulundukları anlaşılmakla beraber; mahkemece verilen kararın gerekçesinde bu hususta bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 25/4. Maddesi gereğince manevi tazminat isteminin miras bırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmeyeceği açıktır....
Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşmamalıdır. Tazminat miktarının belirlenmesinde, zarar görenin gerçek zararının esas alınması zorunlu olup; burada ilke, zarar doğurucu eylem, zarar görenin malvarlığında gerçekten ne miktarda bir azalmaya neden olmuş ise, zarar verenin tazminat borcu da, o miktarda olmalıdır. Haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız haciz kararı alan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden TBK’nın 49. maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir. (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d)....
tarafından, davalı ... aleyhine 22/06/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem ve kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen 08/07/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların giderilmesi istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/05/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine dair verilen 17/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki “maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gaziantep 3.Asliye Hukuk Mahkemesince maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile manevi tazminat davasının reddine dair verilen 12.07.2012 gün ve 2007/219 E., 2012/491 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 25/06/2013 gün ve 2012/16405 E.-2013/12267 K. sayılı ilamı ile; (…1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince: Dava, trafik kazası nedeni ile yaralanmadan dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir....
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, toplam11.634,73 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 264,65 TL hasar bedeli ile toplam 12.000,00 TL manevi tazminatının davalılardan sigorta şirketi maddi tazminattan sorumlu olmak üzere müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve B.K'nun 47. maddesince belirlenen manevi tazminatın hak ve nesafete uygun bulunmasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. ../... -2- 2012/13150 2012/10945 2-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Haksız eylemlerde zarar veren araç işleteni ve sürücüsü, herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın haksız eylem tarihinde temerrüde düşer....
Mahkemece, tedavi giderine yönelik talebin reddine, diğer maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; kazalı sigortalının sürekli iş göremezlik oranının %3,30 olduğu, 03/12/2003 tarihli ibraname ile davacıya maddi ve manevi tazminat karşılığı olmak üzere ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Zararlandırıcı olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişi midir?...
Mahkemece; sigortalının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin kabulüne, davacı anne ve babanın manevi tazminat taleplerinin kabulü ile davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişi midir? Zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil, ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir....