GEREKÇE: Dava, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile haksız rekabetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. TTK’nın haksız rekabete ilişkin hükümlerinde mahkemelerin yetkisine ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle haksız rekabet ile ilgili davalarda yetkili mahkeme HMK’daki yetkiye ilişkin genel kurallara göre belirlenmelidir. Bu kapsamda HMK'nın 6. maddesindeki genel yetki kuralı gereğince davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Ayrıca haksız fiillere ilişkin HMK’nın 16. maddesi hükmü ile, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili kılınmıştır....
Haksız rekabetin 6102 sayılı TTK m. 54 ve devamı hükümlerinde düzenlendiği, haksız rekabet hallerinin ise m. 57’de genel olarak belirtildiği, ancak haksız rekabet teşkil eden davranışların sayılan bu hallerle sınırlı olmadığı, somut olaya göre değerlendirme yapılarak bir eylemin haksız rekabet oluşturup oluşturmayacağının mahkemece tayin edilmesi gerektiği, haksız rekabetin, haksız fiilin özel bir türü olması nedeniyle her türlü kanıtla ispat edilebileceği, davacı tarafından haksız rekabet nedeniyle haksız rekabetin tespiti, men’i ve kararın yayınlanması isteminde bulunduğu eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu açıktır....
Somut olayda; takibin haksız olduğu anlaşılmakla birlikte, davalının ağır kusurlu ve kötüniyetli olduğu sabit değildir. Davalı tarafından davacı aleyhine sadece haksız icra takibi yapılması, davacının iç huzurunu bozacak nitelikte bir olgu değildir. Manevi tazminat koşullarını düzenleyen Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesine göre davalının bu haksız eylemi kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak da kabul edilemez. Ayrıca davacının haksız takip nedeniyle ağır manevi zararı da oluşmamıştır. Şu durumda mahkemece, manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı taraf, davalının ruhsatsız --- davalının bu eyleminin ruhsatlı olarak işletmecilik yapan üyeri yönünden haksız rekabet oluşturtuğu, üyelerinin zarar gördüğünü iddia ederek haksız rekabetin tespitini, haksız rekabetin meni ve haksız rekabet sonucu olarak maddi durumunun ortadan kaldırılması talep etmektedir. Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre; 6102 sayılı TTK 55/1-e maddesinde yer alan "iş şartlarına uymama, özellikle kanun veya sözleşmeyle rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan iş şartlarına uymayanlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur" hükmü uyarınca bir işi ruhsatsız olarak yapan işletmelerin ruhsatlı olarak bu işi yapanlara karşı haksız rekabet eyleminde bulundukları kabul edilmektedir.(Yargıtay --.H.D. ------ E.K.)...
Bu itibarla davacı, dava dilekçesinde marka hakkına dayanmış olduğu anlaşıldığından ve esasen davalının da "Baby Jem markası"nı kullanmak sureti ile haksız rekabet oluşturduğu iddia olunmakla bu konudaki delillerin takdirinin ihtisas mahkemesi olan fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesine ait olacağı şüphesiz olup, haksız rekabet hükümlerine de dayanılmış olması sonucu değiştirmeyeceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. .......
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, haksız rekabet fiilleri nedeniyle TTK 54 vd hükümlerine göre açılan haksız fiilin tespiti, haksız rekabetin men'i, haksız rekabet sonucu gerçekleşen maddi durumun ortadan kaldırılması ve maddi ve manevi tazminat davasıdır. Haksız rekabet fiilleri niteliği itibariyle bir tür haksız fiil olduğundan davacı, davalıların kusurlu ve hukuka aykırı fiillerini, zararını ve zarar ile fiil arasındaki nedensellik bağını ispatlama külfeti altındadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/900 Esas KARAR NO : 2022/54 DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 26/07/2018 KARAR TARİHİ : 20/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan tazminat (haksız rekabetten kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin ---- dava dilekçesinde özetle, davacı------------------ olarak ------------ ithalatı ve kendi nam ve hesabıma yürüttüğü ------ hizmetlerini yürüttüğü:---------- irtibat bürosu açarak direkt tanıtım ve ---- akabinde müvekkili şirketin yarattığı ---- kullanmak için sözleşmenin haksız ve usulsüz biçimde feshedildiği, gerekçesiz usulsüz fesih bildirimine ve irtibat bürosu ile birlikte haksız ve ----- rağmen daha önce sözleşmesi imzalanmış ----- yapılmaya devam ettiğini,------haksız ihtarnamesi ile suçlamalarda bulunulduğunu, aralarındaki uyuşmazlığın çözümü için protokol hazırlama aşamasına geçilmesine rağmen protokolün gerekçesiz biçimde reddedildiğini, bunun üzerine ---------...
aykırı davranışlar uygulamalar haksız ve hukuka aykırı kabul edileceği düzenlenmiştir....
Somut olayda haksız rekabet eyleminin varlığının kabulü halinde hukuka aykırı eylemin mevcudiyetinden bahsedilebilecektir. Davalı tarafın söz konusu haksız rekabet eylemini kusuruyla gerçekleştirip gerçekleştirmediği ile haksız rekabet eylemi nedeniyle meydana gelen manevi zararın belirlenmesi (manevi zarar ve illiyet bağı unsurları) gerekmekte olup bu hususta da ispat yükünün davacı tarafta olduğu belirtilmelidir....
Dosyamızda rapor düzenleyen bilirkişi heyetinin de haksız rekabet oluştuğu yönündeki tespitleri yerinde bulunarak itibar edilmiştir. Bir davranış veya uygulamanın haksız rekabet oluşturup oluşturmadığının tespiti için tespit davası açılabilir (TTK m. 56/1/a). Haksız rekabete dayalı tespit davası açmak için haksız rekabeti gerçekleştiren kişinin kusurunun bulunması gerekmez. Buna karşın dava açmada davacının hukukî menfaatinin bulunması gerekir. İşletme adının bir başkası tarafından dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde kullanıldığının ve bu kullanımın haksız rekabet oluşturduğunun tespitinde davacının hukukî menfaati bulunmaktadır. Bu sebeple davacının tespit talebinin yerinde olduğu değerlendirilmiştir. Önleme davasının konusu haksız rekabeti sadece durdurmaktır. Haksız rekabete dayalı önleme (men) davası haksız rekabet oluşturan davranış veya uygulamalar devam ettiği sürece ya da tekrar etmesi tehlikesinin bulunduğu hâllerde açılabilir....