İmar uygulamasıyla tesis edilen kanuni ipoteğin dayanağı da idari işlem olup, bu idari işlemin iptaliyle ipotek tesisinin de illetten mücerret, yani "yolsuz" hale geleceği ve iptal edilmesi gerektiği açıktır. Ne var ki; lehine ipotek tesis edilen davalının hakkı, kadastral parseldeki mülkiyet hakkına dayalıdır ve imar uygulamasıyla oluşturulan imar parselinin, dayanak idari işlemin iptaliyle sicil kaydının yolsuz hale gelmesi nedeniyle, davalının, kadastral parselin ihyası suretiyle mülkiyet hakkına kavuşacağı tartışmasızdır. Böylesi bir durumda da, kadastral parseldeki mülkiyet hakkına dayalı olarak imar parselinde tesis edilen kanuni ipotek, ancak kaydın eski hale getirilmesi (kadastral parselin ihyası) durumunda terkin edilebilir....
Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un ... ncı maddesi sözleşmedeki haksız şartları, nelerin haksız şart sayılacağını ve bunlara bağlanan hukuki sonuçları düzenlemektedir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, borçlu ...’nın taşınmazının üzerine tesis edilen ipoteğin, bu taşınmazın satın alınması amacıyla kullandırılan konut kredisinin teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiği, ayrıca borçlunun bankaya başka sebeplerle doğmuş ve doğacak borçlarının da teminat kapsamında kalacağının ipotek akit tablosuna yazıldığı anlaşılmaktadır. Borçlunun başka ticari faaliyetleri olsa da somut olay bakımından kullandığı konut kredisi itibariyle tüketici sıfatını haizdir ve ipotek resmi senedindeki belirtilen kayıtların, anılan Yasal düzenleme çerçevesinde haksız şart sayılacağı ve borçluyu bağlamayacağı açıktır (aynı yönde .... HD., 04.....2012 gün ve 2012/12055-22095 E.K)....
Temyiz Sebepleri Davalı vekili; davaya konu ve davacı tarafça fekki talep edilen ipoteğin; tapuya tescili yapılmış ipotek sözleşmesinden görüldüğü üzere dava dışı borçlu ...'ün müvekkil bankaya karşı borcu ve ipoteği devam etmekte iken davacının ipoteğin fekkini talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının dava konusu taşınmazı aldığı ...'ün müvekkil bankaya olan borçları sona ermediği ve banka lehine verilen tüm ipotekleri "ve teminatları" devam etmekte olduğunu, davacının, gayrimenkulü bankanın 1. Derece ipotek kaydını bilerek almış olduğu, kredi sözleşmesinde ve ipotek akit tablosunda, ipoteğin, her türlü sebepten doğmuş ve doğacak borçların teminatı olarak verildiği hükmünün yer aldığını belirterek usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1....
YANIT : Davalı avukatı tarafından verilen 06.10.2016 tarihli yanıt dilekçesinde özetle; davacıların süreli ipotek senedi üzerinden haksız menfaat sağlama amacı taşıdıklarından haksız davanın kendilerince kabulünün mümkün olmadığı, davalı müvekkili ile davacıların murisi arasında akdolunan ipotek senetlerinin tamamının vadesinde alacaklıya ödendiği ve senetlerin müvekkilince alındığı, ipoteğin fekki işlemi başlatılmadan ipotek alacaklısının vefat ettiği, ipotek senetlerinin ödenmemesi hali düşünüldüğünde de ipoteğin süreli olması nedeniyle fekki zarureti hasıl olduğu, ipotek hususunda halen alacaklı olduğunu iddia eden kişilerin ödemenin varlığını ispat -etmesinin şart olduğu, davacıların ipoteğe tonu senetlerin vadesinde ödendiğini bilmelerine rağmen haksız menfaat temin edebilmek adına ipoteği fekke yanaşmadıklarından vaki İzmir 1. icra Müdürlüğünün 2015/6652 Esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığından bahisle davanın reddini karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
Resmi Gazete'de yayımlanan 7181 sayılı Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun (i) 19.maddesi ile 4721 sayılı TMK'nun 883.maddesi hükmünün eklendiğini, bahsedilen düzenleme gereğince 01.01.2020 tarihinden sonra süreli olarak tesis edilen ipoteklerde, süre bitiminden itibaren 30 (otuz) gün içerisinde, alacaklının talebiyle icra müdürlüğü tarafından ipoteğin paraya çevrilme işlemlerinin başlandığını tapu müdürlüğüne bildirmemesinin bir diğer deyişle taşınmaza ait şerh sütununa İcra İflas Kanunu'nun 150/c maddesinde yer alan şerhin konulmaması halinde taşınmaz malikinin tapu müdürlüğüne ipotek terkin harcını yatırmak suretiyle ipoteğin terkin edilmesini sağlayabileceğini, bu halde alacağını süreli ipotek tesisi yolu ile teminat altına alan alacaklıların, sürenin sona ermesini takiben 30 (otuz) günlük süre içerisinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe başlayarak, takibe başlandığının icra müdürlüğü tarafından tapuya bildirilmesinin sağlaması gerektiğini,...
Dava, 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesi kapsamında ticaret sicilinden terkin edilen şirketin ek tasfiyesi (ihya) istemine ilişkindir. Dairemizin yerleşik uygulaması gereğince, terkin edilen şirketin ortakları veya yetkilisi dışında üçüncü kişiler tarafından 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesi onbeşinci fıkrasına istinaden açılan ihya davaları, 6102 sayılı Kanun'un 547 nci maddesinde düzenlenen ek tasfiye niteliğinde olup, Mahkemece davanın kabulü ile şirketin ihyasına (ek tasfiye) karar verilmesi durumunda 6102 sayılı Kanun'un 547 nci maddesinin 2 nci fıkrası gereğince dava dilekçesinde belirtilen Ankara 20....
ipoteğin huzurdaki davaya konu taşınmazın adi yazılı şekilde düzenlenen satış vaadi sözleşmesinden önce gerçekleştiğini, adi yazılı yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince müvekkili banka lehine tesis ve tescil edilen ipoteğin fekkine karar verilemeyeceğini, müvekkili banka lehine tesis ve tescil edilen ipoteğin, taşınmazın satışının taahhüt edilmesinden önce veya sonra tesis edilmesinin, ipotek hakkı açısından etkisi bulunmadığını, ipoteğin tesisi anında taşınmazın davacı tarafından kullanıldığına dair delil bulunmadığı gibi, taşınmazın 3.kişi tarafından kullanılıyor olmasının, taşınmazın haricen devredildiğini göstermeyeceğini, davacı, taşınmazı haricen devralmış ise, satış vaadi sözleşmesini tapu siciline işletmesi gerektiğini, şayet, şerh ettirmiş olsaydı dava konusu ihtilafın yaşanmamış olacağını, davanın açılmasına davacının kendi ihmalinin sebebiyet verdiğini, MK 3.madde gereği, kendisinden beklenen özeni göstermeyen kişinin iyi niyet iddiasında bulunamayacağını, ipoteğin...
Maddesi uyarınca tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest icra takibi nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK'nın 547. maddesi uyarınca sicilden terkin işlemi yapılan şirketin ihyasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. İhyası talep edilen şirketin ..... tarihinde tasfiye sonu ticaret sicilinden terkin edildiği anlaşılmaktadır. 6102 sayılı Kanunun 547. maddesi uyarınca ihya davası, yasal hasım konumundaki ticaret sicil memurluğu ile son tasfiye memuru veya tasfiye memurları aleyhine açılması gerekmektedir....
Davalı vekili, davacıya ait kullandırılan kredilerin teminatı olan gayrimenkullerden 8 no’lu bağımsız bölüm üzerinde ipoteğin terkin edildiğini ancak 7 no’lu bağımsız bölümde ipoteğin resmi senedin 1.maddesi uyarınca doğmuş ve doğacak tüm borçların teminatını teşkil ettiğini bu nedenle ödenmeyen çek riskleri nedeniyle ipoteğin fek edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının kullandığı kredilere ilişkin borcun ödendiğinin davalının da kabulünde olduğu, davalının davacıya teslim ettiğini iddia ettiği çekler nedeniyle Çek Yasasından doğan riskin varlığını ortaya koyamadığı, dava dışı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapusuz taşınmaz tescili K A R A R Davacı vekili, vekil edeni adına tapuda kayıtlı bulunan 197 parselin vekil edeninin talebi ile tahdit ve parselasyonunun yapıldığını, taşınmazda yol olarak terkin edilen dava konusu taşınmaz bölümünün yol olarak bedelsiz terkinine vekil edeninin rızası olmadığı halde yolsuz şekilde yol olarak terkin edildiğini açıklayarak, bu bölümün rücuen eski kayıt maliki vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiş bulunduğuna, davada zilyetliğe dayanılmadığına göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (1.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....