Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Manevi tazminat yönünden; Yukarıda açıklanan ihtiyati haciz koşullarının manevi tazminat istemi yönünde de gerçekleşmesi gerekmektedir bu kapsamda eldeki dosyaya baktığımızda; Bilindiği üzere manevi tazminat kişinin kişilik haklarının ihlali, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması halinde miktarının, kapsamının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak belirlendiği bir tazminat türü olup, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü değildir. Bu nedenlerle alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu sağlanamamaktadır. Bu nedenlerle manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz talebin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmüştür. HMK'nın 355....

kabul edilemeyeceğini, yapılan ödeme, borç ödemesi olup haksız ve hukuka aykırı davanın reddi gerektiğini belirterek öncelikle istirdat niteliğindeki maddi tazminat isteminin hak düşürücü sürede açılmadığından süre yönünden reddine, manevi tazminat isteminin de, TBK 72. maddesi uyarında 2 yıllık zamanaşımı süresinde açılmadığından süre yönünden reddine, haksız davanın usulden ve esastan reddine, arabuluculuk ücreti, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    Somut uyuşmazlıkta; zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacının maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haciz talep edilen davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının kesin olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmayacaktır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesinde; "Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. (Ek cümle: 24/11/2016- 6763/41 md.) Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir." düzenlemesine yer verilmiştir....

      Haksız eylem nedeniyle açılan manevi tazminat davalarında İİK’nın 257 vd. maddelerinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi ve mahkemenin alacağın varlığı konusunda kanaat edinmiş olması halinde, somut olayın özelliklerine ve ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi mümkündür" şeklinde olup davacının manevi tazminat istemi toplam 100.000,00 TL bakımından davalı vekilinin alacağın muaccel olmadığına yönelik istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. İDM'nce % 20 teminat üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmiş, davalı vekili teminat bakımından ihtiyati hacze itiraz edilmiştir. 2004 Sayılı İİK 259/1.fıkra gereğince; İhtiyati haciz istiyen alacaklı hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96 ncı (6100 Sayılı HMK'nun 87 ) maddesinde yazılı teminatı vermeğe mecburdur. 2.fıkra gereğince; alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Uyuşmazlık, haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 4.Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 4.Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 26/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Manevi tazminat yönünden yapılan istinaf incelemesine göre; 2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden 818 sayılı BK’nın 49. maddesindeki (6098 sayılı TBK'nın 58.maddesi) koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d) (Emsal Yargıtay 4. HD nin 24.10.2018 gün ve 2016/9599 E - 2018/6494 K. Sayılı ilamı)....

          İcra Müdürlüğünün 2015/1486 Esas sayılı dosyasında, hakkında haksız olarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, yasal süresi içerisinde itiraz ettiği halde takibin icra müdürlüğü tarafından kesinleştirilmesi ile araçları ve banka hesaplarına haciz konulduğunu, hacizlerin kaldırılması için masraf yaptığını ve hacizler nedeniyle itibarının zedelendiğini belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı ... vekili; davaya konu icra dosyasındaki haciz işlemlerinin, sistemden kaynaklanan maddi hataya dayandığını, haciz işlemi nedeniyle oluştuğu iddia edilen maddi zararın belgelendirilemediğini, keza istenilen manevi tazminat miktarının da fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

            Ayrıca davanın dayanağı olan eylem (haksız haciz), haksız fiil niteliğinde olup davanın bu niteliği göz önüne alınarak hüküm altına alınan maddi tazminata, haksız eylem tarihi olan haksız haciz tarihinden 09.03.2018 tarihinden itibaren ve tarafların tacir olduğu da gözetilerek avans faizi uygulanması gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm cihetine gidilmiştir. Davacı vekilinin haksız haciz nedeniyle manevi tazminat talebinin değerlendirilmesinde; Haksız icra takibi ve haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi 6098 sayılı T.B.K'nun 58. Maddesinden kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür. Bu nedenle de takip (haciz) yaptıran kişinin alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı sonuca etkili olup ayrıca ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir. (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d)....

              Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması yukarıda yazılı kanun hükmünden de anlaşılabileceği üzere kanun emridir. Somut olayda, İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından dava konusu yapılan maddi ve manevi tazminat alacağını teminen de ihtiyati haciz talep edilmiş mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dava dilekçesinde belirtilen somut vakıa ve hukuki deliller, ekli belgeler içeriğinden davacının maddi ve zararlarının olabileceği muhtemeldir. Haksız fiil tarihi itibarıyla davacının maddi manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir. Alacağın kesin olarak kanıtlanması gerekmez....

              UYAP Entegrasyonu