AŞ aleyhine 24/06/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/03/2015 günlü kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 16/01/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Davacı şirket adına davadan ...... dilekçesi veren şahsın, davacı şirketi temsile yetkili olup olmadığına dair belgenin eklenmesi için dosyanın mahalline geri çevrildiği, eksikliğin giderildiği anlaşıldı. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Maddi ve manevi tazminat koşullarının bulunduğunu ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava; Haksız hacizden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır. 2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden 818 sayılı BK’nın 49. maddesindeki (6098 sayılı TBK'nın 58.maddesi) koşulların oluşması gerekir....
Dava, haksız ihtiyati haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece, verilen ihtiyati haciz kararının haksız olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İİK’nin 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haczin haksız olması takipte yada açılacak bir dava sonucunda anlaşılacak olup, ihtiyati hacze ilişkin icra takibinin davalı tafaından haksız yapıldığına ilişkin koşulların oluşmadığı görülmüştür. Bu durumda mahkemece sonucu itibariyle doğru olan davanın reddine ilişkin kararını HUMK 436. maddesi uyarınca açıklanan gerekçe ile onanmasına karar vermek gerekmiştir....
hale geldiği, rehinle temin edilmediği, kusur durumunun ve tazminat miktarının tam olarak tespitinin yargılamayı gerektirdiği anlaşılmış ise de, ihtiyati haciz kararının talep edilen tazminatla sınırlı olarak verilmesi, davacı tarafça talep edilen maddi tazminat miktarının hayatın olağan akışı içerisinde herkeste bulunabilecek ve ödenebilecek bir tutar olması, şartlar değişip, koşulları oluştuğu takdirde yargılamanın devam ettiği aşamalarda yeniden ihtiyati haciz talebinde bulunulabilmesine göre maddi tazminat istemi açısından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, yine davacılar tarafından dava konusu yapılan manevi zarara karşılık toplam 450.000,00 TL manevi tazminat alacağının temini için de ihtiyati haciz talep edilmiş ise de, bilindiği üzere manevi tazminat, kişinin kişilik haklarının ihlali halinde, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması nedeniyle; miktarı, kapsamı ve koşulları hakimin takdirine...
Sayılı dosyasında 22.05.2023 tarihli ara karar ile verilen ihtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE Dava, yaralanmalı trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri, tedavi gideri tazminatı ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. Uyuşmazlık, davacılar vekilinin cismani maddi ve manevi tazminat istemiyle açtığı dava nedeniyle davalı borçluların (Güvence Hesabı hariç) borca yeter menkul ve gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesi talep edildiği halde mahkemece bu taleplerin reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığına ilişkindir....
Davacı, davalının haksız haciz yapması ve yedieminde dizüstü bilgisayarının kaybolması neticesinde uğramış olduğu maddi-manevi zararları talep etmiş; mahkeme, davacının kaybolan dizüstü bilgisayarında akademik çalışmalarının olduğu ispatlanamadığından manevi tazminat isteme koşullarının oluşmadığını, bilgisayarın kaybolmasından davalı sorumlu tutulamayacağından maddi tazminat talebinde de bulunamayacağını değerlendirilerek, davanın reddine karar vermiştir. Oysa Tüketici Mahkemesince davacının borçlu 2014/2519-7421 Olmadığı tespit edilip karar kesinleştiğine ve böylece davacının bilgisayarının haksız yere haczedilmiş olduğunun ve davacının bilgisayarı davalı tarafından yapılan haksız haciz neticesinde yedieminde kaybolduğuna göre, davalının da sorumluluğu bulunmaktadır. Bu nedenle davanın esasına girilerek, yapılacak inceleme sonucu karar verilmesi gerekirken, davalının sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı 2014/984 Esas, 2015/1642 Karar sayılı itirazın iptali davasında kefalet sözleşmesi geçerli olmadığından davanın reddine karar verildiğini, ancak haksız haciz sonucu davacıların evliliğinin bozulma aşamasına geldiğini ve yediemine teslim edilen eşyaların zarar gördüğünü belirterek haczedilen eşyaların rayiç bedeli için fazlaya dair hakkı saklı kalmak üzere 10.000,00 TL maddi tazminatın ve her bir davacı için 100.000,00 TL olmak üzere 200.000,00 TL manevi tazminatın 07.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; yargılama sırasında maddi tazminata ilişkin dava tefrik edilerek manevi tazminat istemi için yargılamaya devam edilmiştir. Davalı vekili; müvekkili şirketin, dava dışı ... Limited Şirketi ve kefillerinden alacağın tahsili için Adana Asliye Ticaret Mahkemesinden ihtiyati haciz kararı alarak Adana 10....
bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen temyiz itirazları reddedilmelidir. 3-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız haciz nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 13/02/2008 gününde verilen dilekçe ile haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız haciz nedeniyle uğranılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; yapılan haciz işleminin haksızlığı sabit ise de 13.06.2008 tarihli hazciz tutanağından haczedilen malların davacının babasına ait olduğu ve babasının da haciz tarihinden sonra ve dava tarihinden önce 08.11.2008 günü ardında mirasçıları olarak eşi ve üç çocuğunu bırakarak vefat ettiği anlaşılmaktadır. Şu halde, davacı lehine ancak miras payı oranında maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken haksız haczedilen eşya bedelinin tamamının hüküm altına alınması usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir. 3- Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi 818 sayılı BK.'nun 49. maddesinden (6098 sayılı TBK'nun 58. maddesi) kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür. Bu nedenle de takip (haciz) yaptıran kişinin takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve kusurlu olduğu olgusu gerçekleşmedikçe ve ağır bir zarar da doğmadıkça manevi tazminatla sorumlu tutulamaz....