Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Haksız fiilin faili ihtara veya ihbara gerek olmaksızın zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylemin işlendiği tarihten itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Haksız fiil faili olan borçlu temerrüde düştüğünden artık faiz haksız fiil tarihinden itibaren istenebilir....

    Borç ilişkilerini düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda ( ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nda ) borcun kaynakları; sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme olarak gösterilmiştir. Hukuki bir işlemde açıklanan irade, ve hukuka aykırı fiil dışında borç kanundan doğmuş olabilir. Haksız fiilden doğan sorumluluk, tazminat borcunun kaynağını oluşturmakta olup burada genel davranış kurallarına aykırılık söz konusu olmaktadır. Somut olayda; davacının babasının ölümünden sonraki döneme ilişkin yaşlılık aylığının banka kartı kullanılarak ATM'den çekilmiş olması nedeniyle sorumlu olmadığı yönünde açılan eldeki davada, uyuşmazlık konusu edimin dayanağı “haksız fiil”dir. Zira sigortalının ölümü ile sigortalılık ilişkisi sona ermiş hak sahipleri ile de böyle bir ilişki kurulmamıştır. Başka bir ifadeyle ATM'den haksız yere para çekenler, sigortalılık ilişkisi ya da hak sahibi olarak bunu yapmamıştır....

      Böylece haksız fiilden sorumluluk, tazminat borcunun kaynağını oluşturmaktadır. Haksız fiil sorumluluğunda genel davranış kurallarına aykırılık söz konusu olmaktadır. Özel bir sorumluluk hükmüyle düzenlenmemiş olup bütün hallerde bir kimse için haksız fiil sorumluğunun söz konusu olması, 6098 sayılı TBK'nın 49' deki şartların gerçekleşmesine bağlıdır. Diğer bir deyişle, ayrık bir düzenleme bulunmadığı kusur sorumluluğu hallerinde 6098 sayılı TBK'nın 49. ve devamında yer alan esaslar uygulanır.Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, bu fiil bir zararın doğması neden olmalı, zarara neden olan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir....

        Dava, haksız eyleme dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, 12/02/2009 tarihinde .... Fabrikasında meydana gelen yangın sebebiyle davalıların kusurlu olduklarını belirterek uğranılan zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılar, zamanaşımı definde bulunarak davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 60. maddesi haksız fiil nedeniyle tazminat davasının zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl, her halde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık sürede zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. Haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem ise ve Ceza Kanunu’nda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüşse haksız fiil sorumluluğunda da bu uzamış ceza zamanaşımı süreleri uygulanır....

          Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R- Dava, haksız eylemden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kira sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın haksız fiilden kaynaklandığı, davalılar ...ve ...’in haksız fiil eylemi, davalı İl Özel İdaresinin (halefi ... Büyükşehir Belediyesi) yapı sahibi olarak sorumlu bulunduğu belirtilerek dava açıldığı belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda uyuşmazlık davalılar İbrahim ve Metin’in davacı ile aynı binada bulunan işyerlerinde jeneratöre benzin takviyesi yaparken meydana gelen yangının davacının işyerine sirayet etmesinden kaynaklanan zararın, haksız fiil eyleminde bulunanlar ve bina maliki (aynı zamanda kiralayan) olarak sorumlu......

            Dosya içeriğinden, davanın dayanağının haksız fiil olduğu anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK'nun 16. maddesi “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü ile dava açılacak yer mahkemesi konusunda davacıya seçimlik hak tanımıştır. Şu durumda, dava konusu olayda, zarar gören, davayı kendisinin veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde veya haksız eylemin meydana geldiği yer mahkemesinde açabilir. Somut olayda davacı, bu seçimlik hakkını davalının yerleşim yeri mahkemesinde kullanmıştır. Açıklanan nedenlerle Küçükçekmece Mahkemeleri de yetkilidir. Bu bakımdan mahkemece, işin esası incelenerek karar vermek gerekirken, yasa hükümlerine aykırı olarak yetkisizlik kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA 26/01/2017gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Türk Medeni Kanunu’nun 25/son maddesine göre; davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir. 6100 sayılı HMK'nın 16. maddesine göre ise; haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. Dava konusu olayda; davacı, kişilik haklarının saldırıya uğradığını iddia ettiğine göre, davayı kendisinin veya davalıların yerleşim yeri mahkemesinde veya haksız eylemin meydana geldiği yer mahkemesinde açabilir. Bu konuda seçimlik hak davacıya tanınmıştır. Mahkemece davacının seçimlik hakkını ikamet ettiği yer mahkemesinde dava açmak sureti ile doğru kullandığı gözetilerek yetki itirazı reddedilip işin esasının incelenmesi gerekirken davalıların eylemlerinin haksız fiil olmadığı gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya uygun olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....

                nın asli kusurlu olduğunu, eşi sağlık sorunları nedeniyle çalışamayan müvekkilinin ev işlerine ve tarlaya çalışmaya gidemediğini, bacağını kaybetme riski taşıyan müvekkilinin üzüntü ve sıkıntı yaşadığını beyanla;fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline,15.000,00 TL manevi tazminatın ise haksız fiil tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Nusret ve ... Belediyesinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesini dilemiştir....

                  Mahkemece, davacının, dava konusu evin 14 Mart 2011 tarihinde yıkıldığını gördüğü, zararın ödetilmesine ilişkin davanın ise 10/09/2014 tarihinde açıldığı, zarar gören davacının, haksız eylem ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde dava açmadığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 60/2. maddesinde (6098 sayılı TBK m.72), haksız fiil nedeniyle tazminat davasının zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl, her halde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık sürede zaman aşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. Ancak haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem ise ve Ceza Kanunu'nda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüşse, haksız fiil sorumluluğunda da bu (uzamış) ceza dava zamanaşımı süreleri uygulanacaktır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının evini davalının yıktığı iddiasıyla tazminat isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır....

                    Ancak sorumluluğa neden olan fiil veya olay, uzun süre temadi eden bir fiil ya da olay niteliğinde ise on yıllık süre, bu fiil ya da olayın sona erdiği anda işlemeye başlar. Başka bir ifadeyle, hukuka aykırı fiil işlenmesine rağmen, onun doğuracağı zarar henüz ortaya çıkmamış; zararın ortaya çıkması için fiil tarihinden sonra birtakım etkenlerin gerçekleşmesi veya belli bir zamanın geçmesi gerekiyor ya da süregelen bir zarar sözkonusu ise zamanaşımı süresinin işlemeye başlaması da mümkün olmayacaktır.Borçlar Kanununun 60. maddesi gerek bir yıl ve gerek 10 yıllık sürelerin başlayabilmesini, zarara neden olan ve haksız bir fiil olarak nitelendirilen bir fiilin varlığına bağlamaktadır.Bu nedenle, zarar henüz gerçekleşmemişse bir fiilin salt işlenmiş olması zamanaşımı sürelerinin başlaması için yeterli değildir. Somut olayda, davacılar tarafından daha önce Malatya 1....

                      UYAP Entegrasyonu