Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili 25.03.2022 tarihli dilekçesinde özetle; davalılar hakkında 04.03.2022 tarihinde ihtiyati haciz kararı verildiğini, iş bu davadan ve ihtiyati haciz kararından haberdar olan davalı şirket yetkililerinin anlaşmak istediğini, ihtiyati haciz kararının uygulanmaması, uygulanması halinde ödeme güçlerinin olmayacağı ve bu nedenle anlaşma olamayacağını ifade ettiklerini, müvekkilin bir an önce hakkına kavuşmasını sağlamak için bir müddet beklenildiğini ve ihtiyati haciz kararı infaz edilmediğini, ancak davalı şirket ve yetkililerinin ihtiyati haczin uygulanması süresinin geçmesi sonrası anlaşmadan vazgeçtiklerini, görüşmeye gelmeyeceklerini bildirdiklerini, bu nedenlerle davalı şirket ve yetkililerin kötü niyetli davranışları nedeniyle dosyada hükümsüz kalan ilk ihtiyati haciz kararının infazının mümkün olmadığı gözetilerek yeniden bir ihtiyati haciz kararı verilmesi hakkında karar verilmesi talep etmiştir....

İstinaf nedenleri; ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz şartları mevcut olduğu halde ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.Yapılan incelemede; Dava haksız fiil nedenine dayalı tazminat istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesinde, “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Madde metninde belirtildiği üzere, İhtiyati tedbir kararı, ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebilir....

    Haksız eylem nedeniyle açılan manevi tazminat davalarında İİK’nın 257 vd. maddelerinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi ve mahkemenin alacağın varlığı konusunda kanaat edinmiş olması halinde, somut olayın özelliklerine ve ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi mümkündür" şeklinde olup davacının manevi tazminat istemi toplam 100.000,00 TL bakımından davalı vekilinin alacağın muaccel olmadığına yönelik istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. İDM'nce % 20 teminat üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmiş, davalı vekili teminat bakımından ihtiyati hacze itiraz edilmiştir. 2004 Sayılı İİK 259/1.fıkra gereğince; İhtiyati haciz istiyen alacaklı hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96 ncı (6100 Sayılı HMK'nun 87 ) maddesinde yazılı teminatı vermeğe mecburdur. 2.fıkra gereğince; alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz....

    Bu aşamada İİK 257 madde gereği ihtiyati haciz şartları oluşmadığından ihtiyati haciz talebinin REDDİNE," karar verilmiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir....

      Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından düzenlenen ve kaçak elektrik kullanıldığına ilişkin tespit içeren tutanağın, aksi sabit oluncaya kadar geçerli, resmi belge hükmünde olduğunu, Müvekkili Şirket yetkililerince 25/01/2023 tarihinde yapılan kontrollerde kaçak elektrik kullanıldığı H/594633 tahakkuk numaralı kaçak elektrik kullanım tespit tutanağı düzenlendiğini, alacağın kaçak kullanımdan kaynaklı faturaya dayalı alacak olup alacak rehinle de teminat altına alınmadığını, elektrik kullanımına dayalı fatura alacağına müstenit alacaklarda ihtiyati haciz taleplerinin, diğer fatura alacakları gibi değerlendirilmemesi, kamu hizmeti niteliği ve yasal mevzuatla sınırların keskin şekilde çizildiği bu nedenle de kabul edilmesi gerektiğine emsal kararlar bulunduğunu, kaçak elektrik kullanımının Borçlar Kanunu uygulamasına göre haksız fiil olduğunu ve haksız fiil nedeniyle yönetmeliğe uygun şekilde düzenlenen faturanın da bir alacak borç ilişkisi nedeniyle düzenlenmiş...

      Diğer bir anlatımla, maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan davada alacağın güvence altına alınması amacıyla kural olarak ihtiyati haciz koruma tedbirine başvurulabilecek, davalıya ait taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakların davanın konusunu oluşturmaması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir. Bu itibarla uygulamada bu türden açılan davalarda ihtiyati tedbir/ihtiyati tebir mahiyetinde ihtiyati haciz ve buna benzer taleplerin, hukuki nitelendirilmesinin mahkemece ihtiyati haciz olarak yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacıların maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir....

        İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir....

        Uyuşmazlık konusu haksız fiil niteliğindeki kaçak elektrik kullanımına ilişkin olup yargılamaya muhtaçtır. Alacağın varlığı noktasında dosyaya sunulan belgeler " yaklaşık ispat"a elverişli değildir. Eldeki dosyada yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle İİK 257. madde gereği ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı kanaatine varılarak ihtiyati haciz talebinin reddine" karar verilmiştir. 09.06.2023 tarihli karar, ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf edilmiştir....

          UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: İhtiyati haciz şartlarının oluşup oluşmadığı, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi ara kararının yerinde olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talep, haksız fiil iddiasına dayalı olarak davalının mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olup, bu karara karşı talep eden vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İhtiyati haciz müessesesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 257 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. İlgili kanun maddesi şu şekildedir; İhtiyati haciz şartları: Madde 257 – "Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir....

            Limited Şirketi adına kayıtlı olmaları halinde üzerine ihtiyati haciz konulmasnı talep etmiştir. Davalılar ..Sigorta AŞ, ... Sigorta Aş ve ... Limited Şirketi vekilleri cevap dilekçelerinde, davanın reddini istemişlerdir. İlk derece mahkemesince; 1/10/2021 tarihli ara kararıyla ihtiyati haciz talebinin kabulüne, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun (İİK) 257'nci maddesi uyarınca ... Limited Şirketi adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarını davacı ... yönünden 100.000,00 TL, davacı ... yönünden ise 10.000,00 TL olmak üzere toplam 110.000,00 TL alacak miktarıyla sınırlı olarak teminatsız ihtiyati haciz konulmasına; 19/10/2021 tarihli duruşmada alınan 5/11/2021 tarihli ara kararıyla da, davalı ......

              UYAP Entegrasyonu