Dava konusu icra takip dosyasında davacı şirket adına kayıtlı telefon hattı ile ilgili ödenmeyen 329,80 TL alacak için 17.02.2010 tarihinde icra takibinin başlatıldığı, davacının 09.03.2010 tarihinde itiraz etmesi ile takibin işlem yapılmadan durduğu anlaşılmaktadır.Davada, BK.nun 49.maddesi gereğince haksız icra takibi nedeniyle manevi tazminat talep edilmektedir.Manevi değerler, kişinin cinsiyeti, ırkı, dini, vatandaşlığı gibi değerleri doğuştan sahip olunan değerler, kişinin ahlak yapısı, hukuk kurallarına saygısı, mesleki faaliyetleri, yetenekleri, yaşam ve dünya görüşü tarzı gibi değerler sonradan çevre tarafından verilen değerlerdir.Manevi zarar, haksız bir fiil sonucu kişinin şahıs varlığında (kişisel değerlerinde) uğradığı kayıpları ifade eder....
İcra Müdürlüğü'nün 2010/33084 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin takibe yasal süresinde itiraz edememesi nedeniyle takibin kesinleştiğini, ... 1....
Mahkemece davacının menfi tesbit isteminin kabulüne, icra takibi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tesbitine, 1.000.000.000.TL ödemenin 6.3.2002 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadına, yasal koşulları bulunmayan manevi tazminat istemi ile davacının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiş Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle somut olayın özelliğine göre manevi tazminat koşullarının oluşmamasına ve davalının takibinde kötüniyetli olduğunun kanıtlanamamış olmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, fazla ödenen peşin harcın istek halinde iadesine, 9.5.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/862 Esas sayılı dosyası ile takibin iptaline karar verildiği gerekçesiyle haksız olduğunu ileri sürerek bu icra takibi ve takip sırasında yapılan hacizler nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi zararların tazminini istemişlerdir. Davalı söz konusu takibin şeklen iptal edilmiş bir takip olduğunu, davacıların maddi hukuk anlamında borçlarının devam ettiğini ve davacıların taleplerinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiş, Mahkemece;... 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2010/862 Esas sayılı dosyasında, takip dayanağı senedin vade tarihinin 2009 iken 2008 olarak değiştirildiği gerekçesiyle takibin iptaline karar verildiği ve kararın 28/05/2011 tarihinde kesinleştiği, Yargıtay'ın yerleşik kararları da dikkate alınarak haksız icra takibi ve haksız haciz yapılmasının sorumluluk hukuku ilke ve kuralları gereğince haksız eylem niteliğinde olduğu gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Mahkemece; 2012 yılından sonra davacının gelirindeki düşüş ile dava konusu olay arasında doğrudan bir illiyet bağı bulunmadığından maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat istemi yönünden ise; davalı bankanın kendisinden beklenen özeni göstermediği, özensizliği nedeni ile davacı hakkında haksız icra takibi yapıldığı gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden; davalı tarafça davacı hakkında icra takibine başlandığı, ancak davacının takibe itirazından sonra icra dosyası kapsamında herhangi bir işlem yapılmadığı, davacının mallarına haciz konulmasına yönelik bir mahkeme kararı olmadığı gibi, davalı vekilinin icra dosyası kapsamında bu yönde bir talebinin bulunmadığı anlaşılmakla, manevitazminat koşullarının oluşmadığı, bu nedenle davanın tümden reddedilmesi gerekirken mahkemece yazılı gerekçeyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş olması yerinde görülmemiş, bu yönüyle kararın bozulması gerekmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün ......... sayılı takip dosyalarına konu faturalı telefonların hangi tarihte kapatıldığı, kapatılma tarihi ve kapatılmaya konu borç miktarının 01.01.2009 tarihinden kapatılma tarihine kadar borç hesapları yapılarak ödenmediği iddia edilen en son fatura miktarı ile işletilen faiz miktarlarının tespitine, telefon hatları kapatıldıktan sonra hizmet verilmeyen döneme ilişkin fatura bedelleri yönünden verilmiş hizmet bulunmadığından takip konusu faturalar ve işlemiş faiz yönünden borçlu olmadığının tespitine, haksız icra takibi nedeniyle haciz tehdidi altında icra dosyasına ödenen miktarların istirdatına, haksız ve usulsuz icra takibi yapılmak suretiyle kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesi ile ....500,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece; maddi tazminat isteminin kabulüne; haksız hacizler nedeniyle davacının ekonomik ve ruhsal sıkıntılar yaşadığının kabulü gerektiği gerekçesi ile manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından; davacının talebinin maddi tazminat istemi dışında ayrıca haksız haciz nedeni ile manevi tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötü niyetinin ve ağır kusurunun varlığı ile buna bağlı olarak zararının oluşması gereklidir. Davaya konu olayda kefil sıfatıyla borçlu bulunan davacı hakkında davalının yaptığı icra takibinde kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğu kabul edilemez. Şu durumda, manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile kısmen kabulüne karar verilmiş olması yerinde değildir; kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Öte yandan, menfi tespit davasına konu olan kötüniyet tazminatı, icra hukukuna özgü götürü bir tazminat niteliğinde olup, kötüniyet tazminatının reddine karar verilmiş olması, genel hükümlere dayanılarak açılan, gerçek zararın tazminine yönelik davalar yönünden engel oluşturmamaktadır. Somut olayda davaya konu icra takibi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığı tespit edildiğine ve buna ilişkin karar kesinleştiğine göre; yapılan takibin haksız olduğu sübuta ermiştir. Yargıtay kararlarıyla haksız haciz/takip dosyalarında manevi tazminat için benimsenen kötüniyet koşulunun maddi tazminat için de aranması uygun değildir. Takibin haksız olduğunu ispatlayan davacının uğradığı maddi zararı dava etmesine ve kanıtlanması halinde gerçek zararının tazminine karar verilmesine engel bulunmamaktadır....
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili; yerel mahkemece yetki ve zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadığını, haksız icra takibi ve haksız haciz işlemi bulunmadığını, yerel mahkemenin mevcut kabule göre kurduğu hükmün infazda tereddüte yol açtığını, yerel mahkemece 1.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine şeklinde karar verildiği ancak olay tarihinin ne olduğunun hüküm yerinde gösterilmediğini, manevi tazminat tutarının manevi zararı giderme amacına uygun olmadığını, ayrıca manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, haksız icra takibi nedeni ile açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir....
-TL (on bin) manevi tazminat ödemesini, hükmedilecek tazminata haksız icra takibi (08.05.2018) tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi faiz işletilmesini talep etmiştir....